'Erciş'te Ciddi Bir Kirlilik Mevcut'
Süphan Dağcılık Çevre ve Araştırma Derneği Eşbaşkanı Esat Savcı, bölgedeki kirliliğin ciddiyetine dikkat çekti. Savcı, "Tüm çevre duyarlı insanlara buradan sesleniyorum. Biz, Süphan Dağcılık Çevre ve Ekolojik Politikalar Derneği olarak bugün Zilan Ekoloji, Çevre ve diğer birimlerle, Zortul Çevre Grubu ile birlikte bir çalışma yürüttük. Kıyı şeridinde hareket ettik ve maalesef gördük ki Erciş'te kurumlar görevlerini yapmıyor. Yapıların, yolların, asfaltların enkazları ve çöpler sahil boyuna dökülmüş durumda. Bu durum, hem kamu vicdanını hem de tüm insanlığın vicdanını rahatsız edecek nitelikte." dedi.
Savcı, 2011 depreminden sonra Erciş'te biriken enkazların sahile döküldüğünü, yetmiyormuş gibi çöplerin ve en kirli atıkların da bu sahillere boşaltıldığını belirtti. "Bu bir vicdani sorumluluktur. Buraların bu hale getirilmesi, Erciş'in ciddi anlamda Van Denizi'ne girmesini engelleyecek nitelikte bir durumdur. Kanunlar hiçe sayıldı ve Van Gölü çevresinde birçok ticari alan yerleştirildi." diye ekledi.
'Van Gölü'nün Durumu Endişe Verici'
Zilan Ekoloji Platformu Eş Sözcüsü Bahattin Demir, Van Gölü'nün çevresinde yaşanan kirliliği özetledi. Demir, "Bir Rus turist Van Gölü'nde yüzmek için sahile geldiğinde gördüğü çöplerden dolayı göle giremedi. Hem çöpler hem de Van Gölü'ne akan 103'ten fazla irili ufaklı akarsu ve çay, göle yoğun kirlilik taşıyor. Bu durum, gölün geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor." dedi. Demir, Türkiye çapında başlattıkları kıyı hareketinin bir parçası olarak Van Gölü'nde de bir inceleme yaptıklarını ve sonuçların çok endişe verici olduğunu vurguladı. "Görevli kurumları göreve davet ediyoruz." diye ekledi.
'Van Gölü'nün Ekolojik Dengesine Büyük Bir Tehdit'
Van Gölü çevresinde yaşanan kirliliğe dair görüşlerini paylaşan çevre aktivisti ve gazeteci İdris Yılmaz, bölgedeki durumun vahim olduğuna dikkat çekti. "Van Gölü, Türkiye'nin en büyük sodalı gölü olarak ekolojik açıdan büyük bir öneme sahip. Ancak göle akan akarsuların taşıdığı kirlilik ve çevrede biriken atıklar, gölün ekosistemini ciddi şekilde tehdit ediyor. Yapılan araştırmalar, gölde yaşayan endemik türlerin bu kirlilik nedeniyle tehdit altında olduğunu gösteriyor. Van Gölü çevresindeki belediyelerin, bu duruma daha fazla kayıtsız kalmaması gerekiyor. Gölün korunması, sadece bölgesel değil, ulusal bir sorumluluktur." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer yetkililer, Van Gölü’nün korunmasına yönelik çeşitli açıklamalarda bulunduğuna dikkat çeken Yılmaz ”Cumhurbaşkanı'nın himayesinde yürütülen ‘Van Gölü Koruma Eylem Planı’ gibi projeler, gölün korunması için önemli adımlar olarak lanse edildi. Ancak bu planların uygulanabilirliğinin yetersiz olduğu ve projelerin büyük ölçüde söylem düzeyinde kaldı. Van Gölü kıyısına yapılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü de bu ciddiyetsizliğin bir örneği olarak görülüyor. Köşkün, SİT alanı içinde yer alıp almamasından ziyade, böyle bir yapının gölün ekolojik dengesine zarar verdiği ve Kıyı Kanunu'na aykırı olduğu iddiaları, kamuoyunda ciddi tartışmalar yaratmıştır” dedi.
Yılmaz, ayrıca bölgedeki kirlilik oranlarına dair elde edilen verileri de paylaştı. "Son yapılan araştırmalara göre, Van Gölü çevresinde toplanan atıkların yüzde 70'i plastik ve metal atıklardan oluşuyor. Bu durum, gölün doğal yapısını bozan ve canlı yaşamını tehdit eden unsurların başında geliyor." dedi.
‘Acil Önlemler Alınmalı’
Van Gölü'nün geleceği için ekolojistler ve çevreciler, yetkililere seslenerek acil önlemler alınmasını talep ediyor. Göl çevresindeki kirlilik sorununun çözülmesi, bölgenin ekolojik dengesinin korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakılması adına büyük önem taşıyor.