Van’da 2021 yılında yaşanan depremin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen gerekli derslerin çıkartılmadığı yaşanan politikalardan anlaşılmaktadır. HEDEP Van Milletvekilleri Meclis Başkanlığına verdikleri dilekçede, “Van depremine bağlı olarak esnafın ve yurttaşların devam eden sorunlarının tespit edilerek alınabilecek tedbirlerin belirlenmesi ve olası depremlere karşı hazırlıkların yapılması amacıyla” meclis araştırması talep ettiler.

HABER MERKEZİ / AJANS65 TV

VAN - Van Depreminin üzerinden 12 yıl geçti. Yaşanan iki ayrı depremde yüzlerce Vanlı yaşamını yitirmiş, onbinlercesi de kenti terk etmek zorunda kalmıştı.

Yaşanan depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen sorunların halen çozülmediği, deprem kuşağında yer almamıza rağmen halen de gerekli önlemlerin alınmadığı sıklıkla dile getirilmektedir.

Halkların Eşitlik ve Özgürlük Partisi (HEDEP) Van Milletvekilleri Pervin BULDAN, Zülküf UÇAR, Gülcan Kaçmaz SAYYİĞİT, Sinan ÇİFTYÜREK, Gülderen VARLİ ve Mahmut DİNDAR Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) verdiği dilekçelerde Van Depremi ile alakalı meclis araytırması talebinde bulundular.

Mollakasım Plajı Tepkiler Üzerine Kapatılıyor Mollakasım Plajı Tepkiler Üzerine Kapatılıyor

HEDEP’li vekillerin verdikleri dilekçede, dünya ölçeğinde deprem olgusunun büyük tahribatlar yarattığına dikkat çekilerek, “önleyici tedbirlerin zamanında alınması önemli bir görev olarak açığa çıkmıştır. Özellikle yurttaşlarının %90’dan fazlasının aktif deprem kuşağında yaşadığı Türkiye’de kalıcı bir deprem politikasının oluşturulması elzemdir” ifadeleri kullanıldı.

‘DEPREME KARŞI BİR POLİTİKANIN OLMADIĞI ELBİSTAN-PAZARCIK DEPREMİNDE GÖRÜLDÜ’

Dilekçede Maraş merkezli depremlere dikkat çekilerek, “Depreme karşı herhangi bir politikanın geliştirilmediği, Pazarcık-Elbistan depremlerinde görülmüştür. Yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği, binlercesinin yaralandığı Van depreminde de benzer bir durum yaşanırken esnafın yaşadığı ekonomik sorunlar ve yurttaşların barınma sorunları hâlâ devam etmektedir. Aktif deprem fay hattında olan Van’da sıklıkla depremler meydana gelirken yıkılmayan hasarlı binaların sayısının 12 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir” tespitleri dikkat çekti.

Dilekçede, “Van depremine bağlı olarak esnafın ve yurttaşların devam eden sorunlarının tespit edilerek alınabilecek tedbirlerin belirlenmesi ve olası depremlere karşı hazırlıkların yapılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederiz” talebi dile getirildi.

‘DEPREM KUŞAĞI TÜRKİYE’DE BİR DEPREM POLİTİKASI OLUŞTURULMAMIŞ’

Meclis araştırması şu gerekçelere dayahdırıldı:

“Yeryüzünde yaşanan depremlerde geçmişten günümüze milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, birçok yaşam alanı ve canlı türleri yok olmuştur. Deprem bir olgusal realite olarak insanlığın bir parçası olurken önleyici tedbirlerin alınması, gerekli teknolojik hazırlığın yapılması hayati önemde olmuştur. Depremlerden çıkardıkları derslerle Şili ve Japonya gibi ülkeler büyük bir başarı elde ederken %90’ı deprem kuşağında yer alan Türkiye’de bir deprem politikası oluşturulmamıştır. Söz konusu durum 6 Şubat 2023’te Pazarcık (7,7) ile Elbistan (7,6) depremlerinde acı bir deneyimle kendini göstermiştir. Son depremlerde 50 binden fazla yurttaşımız yaşamını yitirirken yaralı sayısı 100 bini geçmiştir. Halen yaraların tamamıyla sarılması beklenirken üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen Van depreminin etkilerinin ortadan kaldırılmadığı gerçeğiyle de karşı karşıyayız.

‘VAN DEPREMİ MADDİ VE MANEVİ BÜYÜK BİR YIKIMA NEDEN OLDU’

Van’da 23 Ekim 2011 günü meydana gelen Van-Erciş merkezli deprem ile 9 Kasım 2011 günü yaşanan Van-Edremit merkezli deprem maddi manevi çok büyük bir yıkıma neden olmuştur. Van depreminde 644 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 1.966 kişi yaralanmış, 252 kişi ise enkazdan yaralı olarak kurtarılmıştır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) hazırladığı rapora göre; konut, işyeri ve ahır bazında; 48.689 yıkık/ağır hasarlı (%26), 22.483 orta hasarlı (%12) ve 73.058 (%39) az hasarlı yapı tespit edilmiştir. Hasarsız yapıların, incelenen tüm yapılar içerisindeki oranının yaklaşık %23 olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla her 100 yapıdan yaklaşık 77’si farklı derecelerde hasar görmüştür. Depremin il ve ilçelerde yarattığı büyük tahribata rağmen bugüne kadar deprem olgusu kapsayıcı ve ciddi bir şekilde ele alınıp etkileri ortadan kaldırılmamış, önleyici tedbir noktasında bir çalışma yapılmamıştır.

‘VAN DEPREMİNDE AFET BÖLGESİ İLANININ YAPILMAMASI ETKİLERİNİN HALEN DE DEVAM ETMESİNE NEDEN OLDU’

Pazarcık-Elbistan depremlerinde olduğu gibi Van’da da depremin akabinde arama – kurtarma ekiplerinin bölgeye sevkinde ortaya çıkan ihmal ve yanlışlar, kurtarma çalışmalarında farklı ülkelerin hızlıca katılımının önünün açılmaması ve Van’ın afet bölgesi ilan edilmemesi depremin etkilerinin bugün de devam etmesine neden olmuştur. Oysaki geçmiş yıllarda Karadeniz Bölgesi’ndeki sel felaketlerinde ve Sakarya depreminde doğru bir şekilde afet bölgesi ilanına gidilerek yaralar sarılabilmiştir. Yine Sakarya depreminin ardından 4731 Sayılı Kanun gereğince Sakarya esnafının bir kısım borcu silinirken Van esnafı için Kanun’da belirtilen uygulamalar devreye konulmamıştır. Bununla nüfusunun büyük bir bölümü aylarca şehir dışında yaşamak zorunda kalan halk ile işyerleri bir yıldan fazla sürede kapalı olan esnaf yok sayılmıştır. Her ne kadar esnafın biriken vergi borcunun terkin edileceği sözü verilse de sözler tutulmamış, mücbir sebep halinin sona ermesiyle ertelenen borç ve kredi ödemeleri esnaf için ciddi bir soruna dönüşmüştür. 

‘BARINMA VE KONUT SORUNU GERİDE KALAN SORUNLARIN BAŞINDA GELMEKTEDİR’

Barınma ve konut sorunu da depremin geride bıraktığı sorunların başında gelmektedir. TOKİ marifetiyle yurttaşların mevcut arsaları düşük bedellerle alınırken kat mülkiyeti karşılığında ise yüksek bedellerle kendilerine satılmıştır. Bunun yanında hazine arazileri de TOKİ’ye bedava tahsis edilmesine rağmen konutlar üzerinden yoksul halk adeta borç batağına sürüklenmiştir. Bunun yanında TOKİ konutlarında ulaşım, kanalizasyon, su ve elektrik gibi sorunların devam ettiği de belirtilirken bazı konutlarında okul ve cami dışında diğer kamu hizmetlerinin sunulmadığı da ifade edilmektedir. Yine depremde ağır hasarlı olduğu belirtilip yıkılması gerektiği belirtilen şehir stadyumuna ilişkin de herhangi bir adım atılmamıştır.

‘BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR DEPREMİN VAN’DA BİR REALİTE OLDUĞUNU GÖSTERİYOR’

Bilimsel araştırmalar depremin Van’da da bir realite olduğunu ortaya koyarken sıklıkla 4 şiddetinin üzerinde depremler yaşanmaktadır. Van – Başkale’de 23 Şubat 2020’de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki deprem de akılda tutulduğunda Van’a ilişkin bir deprem eylem planının oluşturulması elzemdir. Çünkü depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen 12 bin hasarlı binanın yıkımı yapılmamıştır. Yine az hasarlı denilen binaların oluşan küçük depremlerden nasıl etkilendiği bilinmemektedir. Van’da yorgun binalar ve denetimsiz yapılar gerçeği ortadayken deprem analizlerinin yapılıp gerekli tedbirlerin alınmasına dair Hükümet’in bir planı bulunmamaktadır. Bu nedenle 23 Ekim – 9 Kasım 2011 yılında yaşanan depremlerin süregelen etkilerinin araştırılarak aktif deprem kuşağında yer alan Van’da deprem tedbirlerinin alınması amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmalıdır.”

Editör: İdris YILMAZ