Peş peşe savaşların patlak vermesi ve gerginliklerin artaması bir dünya savaşına yol açar mı? Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'ne (IISS) göre, Rusya-Ukrayna Savaşı, 7 Ekim 2023'ten sonra İsrail'in Gazze'ye saldırıları, Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki hak iddiası ile ülkelerin askeri harcamalarını artırması dünyanın istikrarsız ve tehlikeli bir döneme doğru gitmesine neden oldu.
AJANS65 TV - Kaynayan bir kazana dönen Ortadoğu’nın dışında Rusya-Ukrayna savaşı, Çin/Tayvan gerginliği, Afrika ülkelerinde yaşanan askeri darbeler ve askeri rejimlerin sayılarının artması, yer küre genelinde gerginliklerin artmasına neden oldu.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) yayımladığı "Askeri Denge 2024" adlı raporda Arktik bölgesinde tırmanan gerilim, Kuzey Kore'nin nükleer silah çalışmaları ve Afrika'nın Sahra altı bölgesinde askeri rejimlerin artması da "güvenlik çevresini" bozduğu aktarıldı.
ÜLKELER MÜHİMMAT ÜRETME KAPASİTELERİNİ ARTTIRIYOR
Söz konusu raporda, devletlerin endüstriyel boyutta mühimmat üretim kapasitesini artırarak gelişmiş silahlarla denge kurmaya çalıştığı belirtildi.
IISS'e göre üçüncü yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı, Çin ve askeri olarak güçlü diğer devletlerin komşu ülkelerle ilişkilerinin gerilmesiyle küresel savunma harcamaları 2023'te yüzde 9 artışla 2,2 trilyon dolara ulaştı.
AA’nın yer verdiği IISS'nin raporunda Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başta Hint-Pasifik olmak üzere çeşitli yerlerde endişeye neden olduğu aktarılırken, Asya'da Japonya ve Güney Kore'nin daha yakın savunma ilişkileri kurmasını; Filipinlerin ABD ile askeri işbirliğini yeniden başlatmasını; Tayvan'ın savunmasını güçlendirmesini ve Avustralya'nın deniz kuvveti kapasitesini genişletmesini sağladığı vurgulandı.
Kuzey Kore'nin füze denemelerine devam ettiği ve Çin'in nükleer cephaneliğini genişlettiği Asya'da da gerilimin tırmandığı belirtilen raporda, Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki bölgelerle ilgili iddialarının da ülkeler üzerinde baskı unsuru olduğu kaydedildi.
NATO HARCAMALARI ARTTI
Rapora göre, Rusya'ya karşı Ukrayna desteği nedeniyle NATO'nun harcamaları daha fazla artış gösterirken, ittifak içerisinde ABD dışındaki üyelerin 2014'te Rusya'nın Kırım'ı yasa dışı ilhakından bu yana askeri harcamaları yüzde 32 arttı.
Yeni üyeler katılsa da Ukrayna'nın NATO üyeliğine ilişkin ittifak kapsamında fikir ayrılıkları olduğu kaydedilen raporda, NATO ve Ukrayna'nın ortak bir konseyle daha yakın çalışmaya başladığı anımsatıldı.
Raporda, NATO'nun caydırıcılığını ve savunmasını güçlendirmeye çalıştığı aktarılarak, yeni güvenlik çevresinde ülkelerin yeni taktikler ve politikalar benimsemeye başladıkları belirtildi.
Almanya'nın 2023'te yayımladığı ilk ulusal güvenlik stratejisinde Rusya'nın "Avrupa-Atlantik bölgesinde barışa ve güvenliğe en büyük tehdit" olarak tanımlandığı belirtilen raporda, İngiltere'nin de benzer bir ifade kullandığı hatırlatıldı.
‘GÜVENLİK ENDİŞESİ VURGUSU
Rusya-Ukrayna Savaşı, Avrupa'daki birçok hükümetin güvenlik yaklaşımını revize etmesinin yanı sıra Çin'in giderek artan bir güvenlik endişesi olduğuna da vurgu yapıldı.
Hava ve füze savunma kapasitesini geliştirmeyi hedefleyen Avrupa ülkelerinin insansız hava araçlarına yöneliminin arttığı kaydedildi.
Raporda Rusya'nın Ukrayna'yla savaşında aktif envanterinde bulunan 3 bin ana savaş tankını kaybettiği ve 2 bin eski tankı depodan çıkararak yenilediği belirtildi.
Ukrayna'nın da Batı ülkelerinin sağladığı mühimmat ve silahları kullandığı paylaşılan raporda, insansız hava aracı (İHA) kullanımına da işaret edildi.
Raporda, Rusya-Ukrayna Savaşı'yla tecrübe edilenlerin diğer ülkelerin askeri planlamasını da etkilemeye başladığına dikkat çekilerek, ülkelerin savaş ihtimaline karşı askeri üretimin artırılması ve daha büyük stokların oluşturulmasına yönelmeye başladığı belirtildi.(HABER MERKEZİ)