Yerimize gelecek adaylar seçilmezse, bizim görevimiz devam eder. Bu nedenle önümüze gelecek bir konuda hukuki değerlendirme yapamam. Somut bir şey söylemem mümkün değil. İhsas-ı rey olur" dedi. Erdoğan'ın adaylığı konusunda bir çalışma yaptırdığını söyleyen Akkaya, "Kurul üyeleriyle paylaşmadım. Konu, YSK'nın önüne gelir gelmez bakacağız" diye konuştu.
Akkaya, seçimlerde Erdoğan’ın 3. defa aday olup olamayacağından İmamoğlu’na verilen hapis cezasına, seçim güvenliğinden Suriyeli seçmenlere kadar birçok konuda DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na dönemin YSK üyelerine, "ahmak" dediği iddiasıyla verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası ve siyasi yasak kararı hem siyasette hem de yargıda gündem yarattı. İmamoğlu'nun cezası henüz istinaf ve Yargıtay tarafından onanıp kesinleşmedi. Ancak hapis cezası, "İmamoğlu’nun adaylığını engeller mi?" tartışması başladı. Bu aşamada Habertürk TV’den Kübra Par’a konuşan YSK Başkanı Akkaya, "Adayken ceza alırsa adaylığı düşmez mi" sorusuna, "Hayır, adaylığı düşmez, isterse yarışabilir ama seçilmesi durumunda mazbatası verilmez" dedi. Akkaya’nın bu sözleri, "ihsas-ı rey" tartışması başlattı.
DW Türkçe'nin aldığı bilgiye göre, 16 Aralık Cuma günü YSK’da yapılan gündem toplantısında Akkaya'nın İmamoğlu davasıyla ilgili Habertürk TV'ye yapacağı açıklamalar, gündeme getirilmedi. Bu nedenle diğer YSK üyeleri de açıklamaları, basından takip etti.
DW Türkçe, bunun üzerine YSK Başkanı Akkaya'yı arayarak başta İmamoğlu davası ve Erdoğan'ın adaylığı olmak üzere birçok konuyu sordu.
YSK Başkanı'nın İmamoğlu açıklaması
İmamoğlu’nun adaylığı konusundaki açıklamalarının eleştirildiğinin anımsatılması üzerine Akkaya, "Açıklamam ihsas-ı rey değil. Çünkü YSK gündemine gelmiş bir konuyla ilgili konuşmadım. Tamamen kişisel görüşlerim" dedi. Bu açıklama konusunda diğer YSK üyelerinin haberi veya onayı olmadığını ifade eden Akkaya, "Bana doğrudan Ekrem İmamoğlu davası üzerinden soru sorulmadı. Kişiye göre konuşmadım. Genel uygulama soruldu. Ben de Anayasa’nın 101. maddesinde Cumhurbaşkanı seçilme şartlarını anlattım. Kurumsal bir açıklama değil. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun durumu, somut olarak YSK önüne gelirse değerlendirilir" ifadesini kullandı.
İmamoğlu'na cezayla ilgili ne düşünüyor?
Aynı zamanda bir yüksek yargıç olan Akkaya, arasında kendisinin de bulunduğu YSK üyelerine, "ahmak" dediği iddiasıyla İmamoğlu’nun 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılması hakkında ne düşünüyor? Bu konuda yorum yapmak istemeyen Akkaya, DW Türkçe’nin sorusuna, "Dosyada biz şikayetçi değiliz, müdahil de değiliz. Şikâyete bağlı bir suç da değil. Yargı süreci devam ediyor. Dosyayı görmeden bir şey diyemem" dedi. Akkaya, muhalefetin, kararı, "siyasi" olarak gördüğüne ilişkin yorumlarının anımsatılması üzerine, "Yargı süreci devam ediyor, hukuki süreç devam ediyor. Ben buna bir şey diyemem" karşılığını verdi.
Erdoğan 3. kez aday olabilir mi?
DW Türkçe, YSK Başkanı Akkaya'ya, anayasada iki defa adaylık şartı bulunan Erdoğan'ın 2023'teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 3. kez aday olup olamayacağını sordu. Bu konuda yorum yapmayan Akkaya, "Şu anda mevcut Sayın Cumhurbaşkanı aday olduğunu söylüyor. Ancak adaylık konusunun bizim önümüze gelme ihtimali var. Benim görev sürem 24 Ocak'ta doluyor. Ancak yerimize gelecek adaylar seçilemezse bizim görevimiz devam eder. Bu nedenle önümüze gelebilecek bir konuda hukuki değerlendirme yapamam. Somut bir şey söylemem mümkün değil. İhsas-ı rey olur" diye konuştu.
"Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili çalışma yaptırdım"
Peki, YSK; Erdoğan'ın 2023 seçimlerinde aday olup olamayacağına ilişkin ilişkin bir çalışma yaptı mı? YSK’nın önüne resmi olarak bu tartışmanın gelmediğini, bu nedenle kurumsal olarak henüz bir çalışma yapılmadığını anlatan Akkaya, bu konuyu soran partilere de görüş bildirmediklerini söyledi. Akkaya, "Ancak ben kendime göre, bir çalışma yaptırdım. Kurul üyeleriyle paylaşmadım. Konu YSK önüne gelir gelmez, bakacağız. Belki aday olmaz, belki başka bir şey olur… Cumhurbaşkanı, resmen adaylığa başvurmadan bu konuyu değerlendiremiyoruz" dedi.
"Bir kanaatim oluştu"
Akkaya, "peki, Erdoğan'ın adaylığıyla ilgili bir kanaatiniz oluştu mu" sorusuna ise, "Bir kanaatim var. Bu konuyu anayasa hukukçusu olan, güvendiğim bir arkadaşımla istişare ettim. Araştırdık. Görüşüm oluştu. Bununla ilgili sürekli yazılanları okuduk" yanıtını verdi. Ancak Akkaya, ısrarlı sorularımız karşısında bu görüşünün ne olduğunu açıklamadı.
Erdoğan'ın adaylığıyla ilgili tartışmalar, YSK'nın gündemine ne zaman gelebilir? Akkaya, normalde yasa gereği seçimlerin 18 Haziran’da yapılacağını kaydetti. Öncesinde 60 günlük seçim takvimi açıkladıklarını belirten Akkaya, cumhurbaşkanlığına adaylığın bu takvim içinde yapılacağını, itirazların ve kesin aday listesinin de bu süreçte olacağını kaydetti. Akkaya'nın işaret ettiği takvimin erken seçim kararı alınmaması halinde nisan ortasında açıklanması bekleniyor.
"Seçim güvenliğinde sorun yok"
Akkaya, seçimlerin güvenliğiyle ilgili bir endişesi olup olmadığına ilişkin soruya, Türkiye’de 1950'den itibaren 72 yıldır seçimlerin yargı denetiminde yapıldığını anlattı. Bu süreçte zaman zaman tartışmaların yaşandığını ifade eden Akkaya, "Ama gerçekten ciddi anlamda sonuç değiştirecek yolsuzluk veya usulsüzlük yapıldığını düşünmüyorum. Çok güvenli seçim yapıyoruz. Yedi kişilik sandık kurulunda beş siyasi parti temsilcisi var. Biz YSK olarak bütün toplantılarımızı siyasi parti temsilcilerinin gönünde yapıyoruz, onların görüşlerini alıyoruz. İlçe seçim kurullarında da parti temsilcileri var. Her aşamada parti temsilcileri var" açıklamasını yaptı.
SEÇSİS güvenilir mi?
Seçim sürecinde kullanılan Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS) konusunda bir güvenlik açığı olup olmadığının sorulması üzerine Akkaya, "Hayır, biz bilişimden yararlanıyoruz. Ancak seçimi fiziki olarak yapıyoruz. Sonuçlar fiziki olarak hesaplanıyor. Sandık sonuç tutanakları ilçede birleştiriliyor. Daha sonra sisteme yüklüyoruz. SEÇSİS bir hesap makinası gibi kullanılıyor" dedi.
Parmak boyası geri dönecek mi?
Akkaya, seçimlerde başkasının yerine oy kullanılmasının engellenmesi amacıyla yeniden "parmak boyası" uygulamasına dönülmesi taleplerinin anımsatılması üzerine ise, şunları kaydetti:
"Parmak boyası, kanun işi. Türkiye’de mükerrer oy diye bir şey yok. Sandık kurullarında yedi kişinin beşi parti üyesi. Başkasının yerine oy kullandırma söz konusu olamaz. Oy kullanma sırasında fotoğraflı kimlik gösteriliyor. Başkasına oy kullandırmak mümkün olamaz. Eğer oy kullandırılıyorsa sandık kurulu zaten görevini ihmal etmiş demektir. Bireysel hatalar olabilir."
Kaç Suriyeli seçmen var?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 19 Ağustos 2022'deki açıklamasında, "Seçmen sayısı şu an 120 bin. 211 binini vatandaş yaptık. Bunun 91 bini, 92 bini çocuk" demişti. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılan ve seçimlerde oy kullanma hakkına sahip Suriyeli sayısının kaç olduğunun sorulması üzerine Akkaya, "Biz seçmenleri sınıflandırmıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olması bizim için yeterli. Nereden geldiklerine, nerede doğduklarına bakmıyoruz. Bizim için seçmen olamayacaklar bellidir. Kısıtlılar, cezaevindeki hükümlüler, askerler. Bunları seçmen listelerinden düşüyoruz" dedi.
Erdoğan’ın adaylığı tartışması ne?
2007'de yapılan anayasa değişikliği uyarınca Erdoğan, 2014'te halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu. Referandumda kabul edilen bu değişikliğe göre cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olacak ve bir kişi en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilecekti. 16 Nisan 2017'de yapılan anayasa değişikliği referandumunda Başbakanlık kaldırılmış ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmişti.
Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen anayasanın 101. maddesinde de bir kimsenin en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebileceği hükmü korunmuştu. 101. maddede, "Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir" düzenlemesi yer aldı.
Anayasanın 116. maddesinin 3. fıkrasında ise, "Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir" düzenlemesi getirildi. Bunun için TBMM'nin, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla yani 360 milletvekilinin seçimlerin yenilenmesine karar vermesi gerekiyor. AKP ve MHP’nin oyları ise tek başına buna yetmiyor.
2014'te 5 yıllığına seçilen Erdoğan'ın görev süresi 2019'da dolacaktı. Ancak iktidar, 16 Nisan 2017 referandumunda kabul edilen anayasa değişikliklerini hayata geçirme gerekçesiyle seçimleri bir yıl öne çekti. Erdoğan, 24 Haziran 2018'de yapılan seçimlerde halk tarafından yeniden cumhurbaşkanı seçildi.
Ancak muhalefet, Erdoğan'ın iki defa cumhurbaşkanı seçildiğini belirterek, anayasaya göre 2023'te 3. kez cumhurbaşkanı adayı olamayacağı görüşünü savunuyor. İktidar sözcüleri ise, bu görüşe karşı çıkıyor.
Ocak ayında YSK’de kritik seçim
Öte yandan 24 Ocak 2023 tarihinde YSK Başkanı Muharrem Akkaya'nın arasında bulunduğu beş YSK üyesinin görevi süresi dolacak. Akkaya'nın yanı sıra Cengiz Topaktaş, Kürşat Hamurcu, Erhan Çiftçi ve Yunus Aykın. Bu nedenle Yargıtay 3, Danıştay ise, iki üyeyi, kendi üyeleri arasında ocak ayının ikinci haftasında YSK üyesi olarak seçmek zorunda. Yasaya göre, beş üyeden birisi dahi seçilemezse, yeni üyeler görevine başlayamıyor. Bu nedenle beş üyenin tümü seçilene kadar, görev süresi dolan YSK Başkanı ve dört üye görevini sürdürmek ve 2023 seçimlerini yönetmek zorunda. Eğer beş üyenin tamamı seçilirse, yeni üyelerin katılımıyla YSK yeni başkan ve başkan vekilini seçecek.
24 Ocak'ta görev süresi dolacak olan Yargıtay kökenli YSK Başkanı Akkaya, DW Türkçe'ye YSK üyeliğine yeniden aday olmayacağını açıkladı.
©Alican Uludağ DW Türkçe