Kayıp Kızın Annesi : Dünya artık bir hapishane, ben de içindeyim Kayıp Kızın Annesi : Dünya artık bir hapishane, ben de içindeyim

Van'daki gösteri yasaklarına ilişkin Yeşil Sol Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, bu yasakların hukuki olarak suç olduğunu ve temel hakları ihlal ettiğini belirtti.

AJANS65 TV - Van Valiliği, son dokuz haftadır Van genelinde ikişer günlük eylem, etkinlik, toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı uyguluyor. Yasak kararı, Van Valiliği tarafından cuma gecesi mesainin olmadığı bir saatte duyuruluyor ve yasak cumartesi ve pazar günleri için geçerli oluyor. Valiliğin almış olduğu yasak kararına yönelik yürütmenin durdurulması talebinde bulunmak isteyen kurumlar, mesainin başladığı pazartesi gününü beklemek zorunda kalıyor. Ancak pazartesi günü ‘yasak’ sona erdiği için itiraz edilebilme durumu da ortadan kalkıyor. Bu durum son dokuz haftadır bu şekilde devam ediyor.

Valiliğin uygulamış olduğu yasak kararından en fazla İnsan Hakları Derneği Van Şubesi etkileniyor. Her cumartesi günü, Cumartesi Anneleri/Cumartesi İnsanları’na destek amaçlı basın açıklaması yapmak isteyen İHD üyelerinin, şube binasının dışına çıkması kolluk kuvvetleri tarafından engelleniyor.

Gazete Duvar’dan Kadir Cesur’un haberine göre Yeşil Sol Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, konuyla ilgili "Valilik şablon gerekçelerle yurttaşın en temel demokratik hakkı ve politik edimi niteliğinde olan gösteri ve toplantı hakkını fiilen ilga etmektedir” dedi.

'VALİLİK ŞABLON GEREKÇELERLE YURTTAŞIN EN TEMEL DEMOKRATİK HAKKINI FİİLEN İLGA ETMEKTEDİR'

Uçar, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, özünde devleti ‘müdahale etmeme yükümlülüğü’ ile bağladığını belirterek, “Bu hakkın kullanılması bakımından devlete düşen asli görev hakkını kullanan yurttaşların güvenliğini tesis etmek ve hakkın özgürce kullanımını sağlamaktan ibarettir. Bu husus hem uluslararası hukuk hem iç hukuk tarafından açıkça düzenlenmiştir. İstisnai olarak başvurulması gereken yasaklama veya erteleme kararları zorunlu bir sebebin bulunması halinde mümkün olmalıdır. Oysa yıllardır Van’da karşılaştığımız fiili tablo bunun tam aksi halidir. Nitekim Van’da idarenin hukuk dışı geleneğine dönüşen kararlar ile birlikte hakkın yasaklanması asıl, kullanımı ise istisna halini almış bulunmaktadır. Valilik şablon gerekçelerle yurttaşın en temel demokratik hakkı ve politik edimi niteliğinde olan gösteri ve toplantı hakkını fiilen ilga etmektedir” dedi.

'ANAYASA İHLAL EDİLİYOR'

Uçar, İnsan Hakları Derneği Van Şubesi’nin sosyal medya hesaplarından her hafta, “Cumartesi annelerinin yürütmüş olduğu hukuk mücadelesinde, görmüş oldukları baskı ve hukuksuz gözaltılar için bugün (cumartesi) saat 12:00 de derneğimizde basın açıklamamız olacaktır. Tüm halkımız davetlidir” şeklinde paylaşım yaptığını ve ilgili kurumlara bildirim yaptığını hatırlattı. Uçar, “2022 yılında nispeten son verilen yasaklar Van Valiliği'nce apar topar alınan hukuksuz bir kararla gece 00.00 de başlamak üzere iki gün süreyle yeniden uygulanmaya başladı. Bu durum geride bıraktığımız son dokuz hafta boyunca aynı nitelikte uygulanmak suretiyle Anayasa ihlal ediliyor, demokratik toplum gerekleri ortadan kaldırılıyor. Öte yandan Van’da son dokuz haftadır, iki gün olacak şekilde uygulanmak üzere alınan yasak kararları hak arama hürriyetini de engeller niteliktedir. Nitekim Van Valiliği tarafından alınan kararlar hafta sonuna denk gelecek şekilde itiraz yolunun işletilmesini engelleyerek gece yarıları alınmakta, pazartesi günü itibariyle de son bulmaktadır. Alınan hukuksuz yasak kararlar, öz itibariyle de hak arama hürriyetini ve etkili yargı yoluna başvurma hakkını da ihlal ederek hakkın özüne dokunmaktır” diye konuştu.

'VAN VALİLİĞİ YASAK KARARLARIYLA KENTİN TÜM DİNAMİKLERİNİ BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYOR'

Toplantı, gösteri yürüyüşü ve bununla bağlantılı olarak ifade özgürlüğünün alınan keyfi ve hukuksuz kararlar ile ortadan kaldırıldığını söyleyen Uçar, “Van Valiliği’nin hukuki olmayan ve istisnai nitelikte başvurması gereken hak ve özgürlüklere yönelik yasaklama kararları demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı gibi; zorunlu bir toplumsal ihtiyacı da karşılamamaktadır. Devletin tehlike karşısında öncelikli olarak gerekli önlemleri alma yönünde pozitif yükümlülüğünün bulunduğu hatırlanmalıdır. Ancak Van Valiliği bu yükümlülüğünü yerine getirmek yerine yasak kararlarıyla bir şehri yönetmeye çalışarak kentin tüm dinamiklerini ve sivil toplum kuruluşlarını baskı altına almaya çalışıyor. Valilik, hukuka aykırı ve keyfi yasaklama kararlarına, evrensel hukuku da hatırlayarak son vermelidir. Ayrıca bilinmelidir ki, kadim şehrimiz Van’ı yasak kararlarıyla anılan bir kent haline getirmeye kimsenin hakkı bulunmamaktadır” şeklinde konuştu.

'YASAK KARARLARININ UYGULANMASIYLA SUÇ İŞLENDİĞİ BİLİNMELİ VE UNUTULMAMALIDIR'

Hak arama özgürlüğünün, devlete müspet düzenlemelerde bulunma yetkisi veren bir hak olması sebebiyle bağımsız bir hak niteliğinde olduğunu belirten Uçar, şunları söyledi: “İdareler aldıkları her kararında Anayasa’yı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni esas almalı, en temel hakları ihlal eden nitelikte kararlar almamalı, alınan kararların yargı denetimine açık ve itiraza başvurulabilir nitelikte olmasını sağlamalıdır. Van Valiliği tarafından alınan yasak kararları bu yönüyle de ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olup demokratik toplum gereklerine aykırı olarak alınan orantısız ve keyfi kararlardır. Bu yönüyle, kararların uygulanmasıyla suç işlendiği de ayrıca bilinmeli ve unutulmamalıdır."

Editör: İdris YILMAZ