Aralarında gazeteciler, hukukçular ve siyasetçilerin bulunduğu Diyarbakır merkezli 21 ilde 216 kişi hakkında gözaltına kararı verilmesini protesto eden avukatlar, "Seçim öncesi yargı eliyle gözdağını kabul etmiyoruz" açıklaması yapıldı.
AJANS65 TV - Diyarbakır Barosu, Diyarbakır merkezli 21 ilde gerçekleştirilen baskınlarda aralarında gazeteciler, avukatlar, hak savunucuları, siyasetçiler ve sanatçıların olduğu 126 kişi evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Toplamda 216 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesinin ardından düzenlediği basın açıklaması ile gözaltı ve baskınları protesto etti.
Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan yaklaşık 200 avukat, 'Direne direne kazanacağız' sloganları eşliğinde gözaltıları protesto etti. Avukatlar adına açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Mehdi Özdemir, gözaltıların hukuksuz olduğunu söyledi.
Dosyaya gizlilik kararı konuldu
Açıklamanın devamında Mardin Barosu'na kayıtlı 3, Batman Barosu'na kayıtlı 2, Şanlıurfa Barosu'na kayıtlı 1 ve Diyarbakır Barosuna kayıtlı 19 olmak üzere toplam 25 avukatın gözaltına alındığının belirtildiği açıklamada, "Gazeteciler, sanatçılar ve hak savunucularının hakkında ev ve büroları ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Genel Merkezi'nde arama ve sonrasında gözaltı işlemi yapılmıştır. Her gün adliyede duruşma ve iş takibi yapan meslektaşlarımızın haber verilmesi veya çağrılması halinde ifade verebilecek durumda olmasına rağmen hukuka ve insan haklarına aykırı bir biçimde ev baskını ile gözaltına alınması ile başlayan hukuka aykırı süreç dosya hakkında gizlilik ve gözaltına alınan kişilerin 24 saat avukatları ile görüşmelerinin kısıtlanması kararı ile devam etmiştir" dedi.
‘Temel hak ve özgürlüklere müdahale ediliyor’
Türkiye'de, temel hak ve özgürlüklere son derece keyfi bir biçimde müdahale edildiği, avukatlar başta olmak üzere hak savunucuları, gazeteciler ve sanatçıların yargı eliyle hedef alındığı, ceza tehditlerine maruz bırakıldığı bir süreç yaşandığını belirten Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi koruma tedbirlerinin hak savunucuları üzerinde yersiz, gereksiz ve ölçüsüz şekilde kötüye kullanıldığı gözlenmektedir. Avukatların bürolarında, mesleki faaliyetlerini içerir yargılama dosyalarına suçlamaya delil oluşturmak adına el konulmuş, ölçüsüz ve hukuka aykırı arama ile savunmanlık görevi suçlamaya konu edilmiştir. Toplumun muhalif kesimlerine ve hak savunucularına karşı sürdürülen yargı tacizi, avukatlar, hak savunucuları, sanatçılar ve basın emekçileri üzerinde de sürdürülmeye devam etmektedir. Türkiye'de seçimlerin 'Demokratik, Adil ve Dürüst Seçim İlkesi'ne göre yürütülemeyeceğine dair öteden beri gelen yoğun ve endişe verici kaygılar bulunmaktadır. Seçim güvenliğine ilişkin kaygılar gözetildiğinde, yargı tehdidi ile sivil toplum örgütlerinin ve hak savunucularının sindirilmek istendiğini biliyoruz."
'Derhal serbest bırakılmaları sağlanmalıdır'
Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması gerektiğini belirten Özdemir, "Bizler, Hak temelli sivil toplum örgütleri olarak yasalara ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olarak hak savunuculuğunun kriminalize edilmesini, avukatlık mesleki faaliyetleri üzerinden yargılanmasını hiçbir şekilde kabul etmediğimizi bir kez daha yineliyoruz. Meslektaşlarımız, gazeteciler ve hak savunucuları açısından, hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici uygulamaya son verilerek derhal serbest bırakılmaları sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.