KESK Şubeler Platformuna bağlı Tüm Bel Sen Van Şubesi 8. Olağan Kongresinde konuşan Şube Başkanı Şükrü Kaçıcı, “vatandaş ekmek bulamazken, sarayın günlük gideri 2,8 milyon TL’dir” şeklinde konuştu. CHP’yi temsilen salonda bulunan Musa Ertuş ise yaptığı konuşmada partilerin bir araç olduğunu, her kesin farklı partilerde bulunduğunu belirterek, “İsmail Beşikçi bir makalesinde şunu dile getiriyordu: Ne yazık ki Kürtler hiçbir zaman hiçbir şey olamazlar, çünkü anadillerini konuşmuyorlar. Polonya 3 kez haritadan silindi, ama devlet oldu. Kürtler neden olamıyor, çünkü anadillerini konuşmuyorlar” ifadelerini kullandı.

MUHİTTİN BOTAN / AJANS65 TV

VAN - Kamu Emekçileri Sendikaları Platformu’na (KESK) bağlı Tüm Bel Sen 8. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. Eğitim Sen Konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıya sendika üyelerinin yanı sıra, HDP, DBP, HEDEP, CHP, DİSK, ÇEVDER ve İHD temsilcilerinin yanısıra, HEDEP Van Milletvekilleri Gülderen Varlı ve Mahmut Dündar katıldı.

Divan oluşumu sonrası yapılan kısa konuşmanın ardından Tüm Bel Sen Şube Başkanı Şükrü Kıçıcı bir konuşma yaptı.

Yaptığı konuşmada Kaçıcı, çok zorlu bir dönemden geçildiğine değinerek, 3. dünya savaşının yayılmaya başladığı bir süreçte 8.  genel kurullarını gerçekleştirdiklerini söyledi. Kaçıcı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bir taraftan Rusya-Ukrayna savaşı, bir taraftan Hamas-İsrail savaşı, diğer tarafta Irak Kürdistan bölgesinde ve Suriye’nin Kuzey ve Doğusunda operasyon adı altında yapılan yıkım ve yaşanılan ölümler. Diğer taraftan Rojava da çeteler harekete geçirilerek yerel işbirlikçilerin de desteği ile muhalif siyasetçilere yönelik yapılan kontra cinayetleri vb.

Kapitalizm yine kendini ve sistemini yaşatmak için güç gösterisi temelinden en son teknolojik silahlarını yoksul ve sivil halkların üzerinde deneyerek çok büyük katliamların yaşanmasına sebep olmaktadır. Bazı devletlerin timsah gözyaşları dökmesinin dışında dünya yaşanan bu katliamlara göz yummakta ve savaş tüm hızıyla devam etmektedirler. Her tarafta yıkım, her tarafta gözyaşı ve her tarafta feryat sesleri.”

HAMAS DA İSRAİL DE KINANDI

Yaşanan İsrail-Filistin savaşına da değinen Kaıcı, “Hamasın kadını hedefine alarak savaşı başlatması, eğlence merkezini basarak başta kadınlar olmak üzere sivil insanları esir alarak kadın vücudunu basında ve sosyal medyada teşhir etmesinin kabul edilecek bir durum olmadığını vurgulamak isterim. İsrail’in bunu gerekçe göstererek yaptığı katliamı ve İsrail şahsında yapılan bütün katliamları şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Sivil ve savunmasız insanlara yapılan her türlü saldırıyı kınıyor ve lanetliyorum” dedi.

Türkiye’de Kürt sorununda çözümsüzlüğü esas alan katı inkarcı ve güvenlikçi politikalar artarak devam ettiğine dikkat çeken Kaçıcı, “Tecrit politikası giderek ağırlaştırılmakta ve bütün alanlara yayılmaktadır. Ev baskınları, işkence ve gözaltılar yoğun olarak yaşanmaktadır. Sanata ve tiyatroya bile tahammülü olmayan bu hükümet, muhalif olan bütün sesleri susturmaya çalışmaktadır” şeklinde konuştu.

‘EMEKÇİLER AÇLIK SINIRININ ALTINDA ÜCRET ALMAKTA’

Kaçıcı şu ifadeleri kullandı:

“Ekonomik olarak emekçiler açlık sınırının altında ücret almaktadır. Emekliler ilerlemiş yaşına rağmen geçinebilmek için ek iş araması peşindeler.  Gençler mezun olduktan sonra atanamamakta ve yaşadıkları sıkıntılar yüzünden intihar eder hale geldiler. Babalar çocuklarına harçlık veremez durumdalar. Anneler çocuklarına besleme koyamaz durumdalar. Saray ve şürekâsına sorarsanız her şey güllük gülistanlık. Vatandaş ekmek bulamazken sarayın günlük gideri 2.8 milyon TL.

Bütün bu olumsuzlukların sorumlusu Faşizmin ülkemizdeki temsilcisi olan AKP-MHP bloğu ve bunların destekçileridir. Bunları bir araya getiren ve ayrılmaz kılan neden ise emek, demokrasi. Barış, Kürt, Kadın ve Alevi karşıtlığıdır.

İktidar sadece insana değil, doğaya karşıda bir saldırı halindedir. Akbelen de ormanlık alanları yok edilmesi Şırnak ta, Lice de güvenlik bahanesiyle ormanların yakılması Hatay da zeytinlik alanların kamulaştırılması gibi gerçekleşen olayları örnek gösterebiliriz. Yine yakılan veya yanan ormanların yerine villaların yükselmesi belli bir zümre tarafında el konulması olayın kimler tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir.

Değerli arkadaşlarım

Tüm bu olumsuzluklara karşı mücadele birliği şarttır. Faşizmi durdurmanın yolu, barışı ve demokrasiyi tesis etmenin yolu, emeği özgürleştirmenin yolu mücadeleyi yükseltmekte geçer. Toplumsal mücadele ile sendikal mücadelenin birlikteliği ile mümkün olur.”

CHP’li MUSA ERTUŞ: PARTİLER ARAÇTIR TÜM DERDİMİZ HALKIMIZDIR

Kaçıcı’nın konuşmasından sonra salondu bulunanlardan konuşmak istelenlerin olup olmadığının sorulması üzerine CHP Van İl Örgütü adına salondu bulunan, Demokratik Kitle Örgütleri ve Derneklerden görevli Musa Ertuş kısa bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmada Ertuş, Hakkarili olduğunu, Ankara’da bulunduğunu, sonrasında Van’a taşındığını söyledi. Ertuş, kendisinin düzenli olarak gazete aldığını ve okudğunu, Vanlılarda ise böylesi bir şey görmediğini söyledi. Konuşmasına devam eden Ertuş, Kürtlerin anadillerini konuşmadığını kaydederek Yazar İsmail Beşikçi’nin bir konuşmasına atıfta bulndu. Ertuş, “İsmail Beşikçi’nin bir makalesini okudum. Makalede şunları söylüyordu; ne yazık ki Kürtler hiçbir zaman hiçbir şey olamazlar. Nedeni de şudur: Polonya 3 sefer haritadan silinmiş, ama devlet olmuşlar. Kürtler neden olmuyor, çünkü anadillerini konuşmuyorlar. Bundan dolayı, ricam ve isteğim şudur; hangi partide olursak olalım, partiler araçtır. örneğin, Hakkari’ye gideceğimiz zaman ben Mercedes ile giderim, kardeşim traktör ile gider, diğeri at ile gider. Tüm isteğimiz, tüm talebimiz halkımızdır, birbirimiz ile birlik olmamızdır, birbirimize haksızlık etmememizdir, birbirimize kin ve nefret duyguları beslemememizdir. Eğer siz değerli insanlar beni sevmezseniz, beni istemezseniz bilin ki bunun sebebi benim. Çünkü ben kendimi size anlatamamışım, ben kendimi size izah edememişim” şeklinde konuştu.

‘CHP HİÇBİR ZAMAN HALKA İHANET ETMEDİ’

Konuşmasının sonunda salonda bulunan delegelere hitaben konuşan Ertuş şu ifadeleri kullandı:

“Biz CHP olarak hiçbir zaman halkımızı birbirine düşürmedik, hiçbir zaman halkımıza ihanet etmedik. Biz hiçbir zaman devletimize ihanet etmedik. Çünkü bu devlet bizim devletimiz, çünkü bu topraklar bizim topraklarımız. (…) Bizi davet ettiğiniz için teşekkür ederiz. Yarın öbür gün bir sorun olursa, inşallah biz CHP’lilere muhtaç olmazsınız, üzerimize düşeni yapacağız. Şunu unutmayın, sizin düşünceleriniz, fikirleriniz CHP içinde mevcuttur, hepinize saygılarımı sunuyorum.”

TÜM BEL SEN VAN ŞUBESİ YENİ YÖNETİMİ ŞU İSİMLERDEN OLUŞTU: