Ajans65 TV- 1993 yılında Mûş'un Til (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde yaşanan trajik olay, Türkiye'nin hafızasında derin izler bıraktı. 3 Ekim tarihinde, askerlerce evleri yakılan aynı aileden 9 kişi hayatını kaybetti. Bu korkunç olayın ardından açılan dava, Yargıtay'ın bozma kararını takiben Kırıkkale 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti.

Sözcü yazarı: Havalimanında iki suya 170 lira verirken ellerim titredi Sözcü yazarı: Havalimanında iki suya 170 lira verirken ellerim titredi

Duruşmada Kimler Vardı?

Duruşmada, katliamdan tek sağ kalan Aysel Öğüt ve birçok müşteki ile avukat yer aldı. Aralarında Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (HEDEP) Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, İnsan Hakları Derneği (İHD) MYK üyesi Nuray Çevirmen, Hafıza Merkezi temsilcileri ve çeşitli baro üyeleri de vardı.

İddia Makamının Talebi: "Dosyanın Düşürülmesi"

İddia makamı, duruşmada köyün yakılması emrini veren firari sanık Yüzbaşı Bülent Karaoğlu hakkında, "Bu operasyonda tek yetkili olduğu düşünülmemeli" ifadesini kullanarak, zaman aşımı nedeniyle dosyanın düşürülmesini talep etti.

Avukatların İtirazı: "İnsanlık Suçlarına Zaman Aşımı Uygulanamaz"

Vartinis'te yaşananların bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan avukatlar, "Bu tür suçlara zaman aşımı uygulanamaz" dediler. Wan Barosu Başkanı Sinan Özaraz ve Ankara Barosu üyesi avukatlar, zaman aşımı kararına şiddetle karşı çıktılar.

Aysel Öğüt'ün Adalet Çağrısı

Aysel Öğüt, mahkemede yaptığı konuşmada, "Sizden tek istediğim adalet. Ailemin hakkı yerde kalmasın. Benim gözümün önünde ailem katledildi, bu katilin yakalanmasını istiyorum. Hakkımı önce Allah’a sonra size havale ediyorum" ifadelerini kullandı.

Avukat Karaçelik: "Nazi Almanya'sında Görülecek Bir Dava"

Dosya avukatlarından Kadir Karaçelik, "Bu davanın ilk duruşmasında beş saat boyunca usul tartışması yaptık. Bu dava, bizim için bir yurttaş olarak, avukat, hukuk örgütü olarak bizim için ne ifade ediyor ona bakmak lazım. Çocuklar öldüğü zaman, insanlar katlettiği zaman, biz bu insan haklarını nasıl savunacağız. Bir savaş filminde ancak böyle bir kurgu ile karşılaşırsınız. Aysel ve ailesi, bizim için başka bir şey ifade ediyor. Vartinis’te nasıl bir trajedi yaşandı hepimiz biliyoruz. Bu dava Nazi Almanya’sında görülecek bir davadır. Bülent Karaoğlu’nun kamu vicdanında mahkûm etmemiz gerekiyor. Fail, çok açık bir şekilde aranmadı ve ‘firar etti’ denildi. Fiilin ve eylemin insanlığa karşı suç kapsamına girmesinden kaynaklı zaman aşımı kararına katılmıyoruz" dedi.

Sanık Avukatlarının Tepki Çeken İfadeleri ve Dava Sonucu

Sanık avukatlarının katliamı “PKK ile çatışma” olarak nitelendirmeleri ve katliamda ölen Nasır Öğüt'ün “ajan” olduğu yönündeki iddiaları duruşmada büyük tepki topladı. Diğer avukatlar ve Aysel Öğüt, sanık avukatlarının savunma sınırlarını aştığını belirterek, "Yalan söylüyorsunuz" şeklinde tepki gösterdiler.

Dava Sonucu: Zaman Aşımı Kararı

Tüm bu tartışmaların ardından, mahkeme heyeti iddia makamının mütalaasını değerlendirerek, zaman aşımı tarihinin geçtiğini belirterek, dava dosyasının düşürülmesine karar verdi. Bu karar, yıllar süren hukuki mücadele ve adalet arayışının sona erdiği anlamına geliyordu.

Olayın Tarihi ve Dosyanın Kapatılması

1993 yılında meydana gelen olayın ardından, Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı “terör suçu” olarak nitelendirerek Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderdi. DGM Başsavcılığı, faillerin belli olmadığını belirterek dosyayı kapattı. Aysel Öğüt, 2003 yılında Avrupa Birliği’ne uyum sürecindeki düzenlemelerle yeniden suç duyurusunda bulundu, ancak dosya yıllarca askeri savcılıkta bekledi. 2011'de yeniden açılan dosya, yasal değişikliklerle birlikte ilerlese de, nihayetinde zaman aşımı kararıyla sonlandı.

Bu karar, Vartinis Katliamı'nın mağdurlarının ve onların yakınlarının uzun yıllar süren adalet arayışının, hukuki bir çıkmaza girerek sona erdiğini gösteriyor. Bu durum, hukuk sistemindeki bazı zaafları ve mağdurların adalet arayışındaki zorlukları da ortaya koyuyor.

Editör: İdris YILMAZ