Van, her yıl nüfusu artan bir şehirden, işsizlik ve tarımsal zorluklar nedeniyle göç veren bir şehre dönüşüyor. Bu göç dalgasından en çok genç nüfus etkileniyor.

AJANS65 TV  - Gazete Duvar’dan Kadir Cesur’un haberinde Van, 2020 yılına kadar nüfus artışıyla öne çıkan bir şehir olarak biliniyordu. Ancak son üç yılda yaşanan ekonomik değişiklikler, şehirdeki nüfusun düşmesine sebep oldu. Bir zamanlar Hakkari, Şırnak, Ağrı, Bitlis, Siirt ve Muş gibi komşu illerden göç alarak nüfusunu artıran Van, şimdi İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlere göç veriyor. Mevcutta 1.128.749 nüfusa sahip olan Van’da, nüfus kaybının en büyük sebebi olarak işsizlik ön plana çıkıyor ve bu durumun en çok genç erkek nüfusu göçe zorladığı görülüyor.

Öte yandan, tarım sektörünün kuraklık ve artan maliyetler nedeniyle zor günler geçirmesi, Van'ın ekonomik dengesini daha da sarsıyor. Tarım, bölge ekonomisinin temel taşı olarak kabul edilirken, bu sektörde yaşanan sıkıntılar da göçün temel sebeplerinden biri haline geldi. Kırsalda yaşayan insanlar, daha iyi bir yaşam umuduyla şehirlerde iş arayışına yöneldi.

Sebahat Tuncel DEM Parti Van İl Bahçesinde Halkla Bir Araya Geldi Sebahat Tuncel DEM Parti Van İl Bahçesinde Halkla Bir Araya Geldi

İstihdam uzmanı Sinan Ok, Van’ın temel geçim kaynağının tarım ve hayvancılığa dayalı olduğunu ancak artan maliyetler ve kuraklığın etkisiyle tarımla uğraşan kesimin önce kırsaldan şehre, ardından İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi metropollere göç etmek zorunda kaldığını belirtti. Göç için önleyici tedbirlerin alınmasında ve yeni iktisadi işletmelerin hazırlanmasında yerel yönetimlerin önemli olduğunu söyleyen Ok, "Fakat Van 2016 yılından beridir kayyım gaspı altında olan bir şehir. Kayyım ise Van’ın iktisadi yapıda kalkınabileceği iş ve işleyişin içerisinde değil. Van’ın şu anda ana geçim kaynağı yoğunlukla turizme dayalı. Onun haricinde Van’ın kendi geçimini sağlayabileceği bir iktisadi bir yapı yok” dedi.

'SON ZAMANLARDA YURT DIŞINA GÖÇ ETMEYE BİR YÖNELME VAR'

Doğru bir tanıtımın, kentin marka değerini arttırdığını ve marka değeri artan kentlerde yaşamsal kalitenin de arttığını ve bu durumun göçü önleyebilecek etkenlerden biri olduğunu ifade eden Ok, Van’ın tanıtımının göç ve mültecilik üzerinden kurgulanmasının kente zarar verdiğini belirtti. Van’ın en önemli geçim kaynaklarından biri haline gelen İranlı turistlere yönelik ise ayrımcılık ve ötekileştirilme yapıldığını, giyim-kuşam ve yaşam tarzı üzerinden bazı kişilerce hedef alındığını söyleyen Ok, "Yani Van’da olumlu olabilecek tüm faktörler engellenirken, olumsuz olabilecek tüm faktörler de sistematik bir politika olarak uygulanmaktadır. Bu da geçim ve yaşam koşullarını zorlaştırıyor. Gençler için herhangi bir sosyal yaşam alanı bile oluşturulmuyor. Bu sebeple insanlar önce kırsaldan merkeze, merkezden de farklı şehirlere göç ediyor. Özellikle de son zamanlarda yurt dışına göç etmeye doğru bir yönelme var. Özellikle Kanada, Meksika ve Amerika’ya on binlerce kişinin gitmeye çalıştığına dair raporlar kamuoyuna yansıyor" diye konuştu.

'GİDEN NÜFUSUN ÇOĞUNUN NİTELİKLİ İNSANLARDAN OLUŞTUĞUNU BİLİYORUZ'

Van’da çoğunlukla genç erkek bireylerin, yeni bir yaşam umuduyla göçe yöneldiğini belirten Ok, "Daha önce de göç söz konuydu. Fakat, bu kalıcı olarak gitmek şeklinde değildi. Ancak son yıllarda ülkeyi terk etmek ya da kalıcı olarak başka bir şehre gitmek durumu söz konusu oldu. Binlerce üniversite mezunu genç iş bulamıyor. Çalışanlar ise gün geçtikçe yoksullaşıyor. Diğer taraftan, yurt dışına gidenlerin de başarılı olduğu hikayeleri hızla yayılıyor. Bu da doğal olarak gitmeyi düşünenleri etkiliyor. Giden nüfusun çoğunun nitelikli insanlardan oluştuğunu biliyoruz. Bazı insanlar gidebilmek için varını yoğunu elinden çıkarıyor" dedi.

'HERHANGİ BİR İŞÇİNİN BİLE SENDİKALI OLMADIĞI BİR ORGANİZE SANAYİ SİTESİNDEN SÖZ EDİYORUZ'

Van ve bölge illerinde son dönemlerde çağrı merkezi ve tekstil atölyeleri gibi kitlesel işgücünün olduğu iş yerlerinin yoğunlaştığını ve bu firmaların bölge insanını ucuz iş gücü olarak gördüğünü ifade eden Ok, “Van Organize Sanayi Bölgesi’nde ise yoğun bir şekilde mülteci işçi söz konusu. Yapılan işler de çok nitelikli işler değil. İşçi açısından bakacak olursak; sigortasızlık, güvencesizlik, çalışma saatlerinin belirsizliği, hafta sonu tatillerinin yokluğu ve yıllık izin uygulamasının olmayışı söz konusu. Herhangi bir işçinin bile sendikalı olmadığı bir organize sanayi sitesinden söz ediyoruz. Bir başıboşluk var. Bir denetim yok. Sorumlu kuruluşların alanda bir denetim yaptığını ifade edemeyiz. Bunu Van’daki sigortalı çalışan sayısı ile de teyit edebiliriz. Çalışanların 10’da 1’i sigortalı maalesef. Dolayısıyla böyle bir yaşam, göç edilmesinin sebebini izah ediyor” ifadelerini kullandı.

Editör: İdris YILMAZ