VAN - İnsan Hakları Derneği (İHD), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Çevre Derneği (ÇEV-DER), İnsan Hakları Vakfı (İHV), Medya ve Hukuk Derneği gibi Van'daki birçok sivil toplum kuruluşu, anayasal haklara yönelik müdahalelere karşı seslerini yükseltiyor. Bu kuruluşlar, kentteki keyfi yasaklamalara ve toplantı özgürlüğünün engellenmesine dikkat çekmek için eş zamanlı basın açıklamaları yaptı.
Uzun Süren Keyfi Yasaklar ve Cumartesi Anneleri'ne Destek
Van'da yedi yıl boyunca devam eden ve son zamanlarda azaltılan keyfi yasaklar, bölgede demokratik hakların kullanımını zorlaştırıyor. 1995 yılından beri Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri’ne destek amacıyla İHD Van Şubesi tarafından başlatılan haftalık basın açıklamaları, valiliğin sürekli yasakları nedeniyle engelleniyor. Polisin her cumartesi İHD binasının çıkışını kapatması, toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünün engellenmesine yol açıyor.
Anayasal Hakların Engellenmesi ve Hukuki İhlaller
STK'lar, bu basın açıklamasının engellenmesinin, Toplanma ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile ifade özgürlüğünün anayasaya aykırı olarak engellenmesi olduğunu vurguluyor. Yapılan açıklamada, "Görevi Kötüye Kullanma (TCK Mad. 257) ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (TCK Mad. 109) suçları işlenmektedir," deniliyor.
Genel Yasaklara Dönüşen Engellemeler ve Yasakların Hukuki Dayanağı
29/07/2023 tarihinde Cumartesi İnsanları için planlanan basın açıklaması, 05/08/2023 itibarıyla Van genelinde yasak haline getirildi. Van Valiliği’nin otomatik yasaklama kararları, somut olayın koşullarına göre değerlendirilmediği ve yasaklama kararlarında kamu düzeni bozulması gibi zorlayıcı şartların ortaya konulmadığı belirtiliyor.
Yönetmelik Değişiklikleri ve Valiliğin Yasaklama Kararları
Yapılan yönetmelik değişikliklerine rağmen Van Valiliği'nin hukuka uygun olmayan ve gerekçelendirilemeyen yasaklama işlemleri, hukuka açıkça aykırılık teşkil ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 34. maddesi ve AİHS'nin 11. maddesi doğrultusunda, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının engellenmesi, idari amirler tarafından keyfi olarak gerçekleştiriliyor.
Demokratik Toplum Düzeni ve Özgürlüklerin Korunması
STK'lar, ifade, medya, toplantı/gösteri ve örgütlenme özgürlüklerinin devlet tarafından korunmasının asli bir görev olduğunu vurguluyor. Bu özgürlüklerin korunması, kamusal sorunlar hakkında bilgiye erişim, görüş paylaşımı, eleştiri ve taleplerin dile getirilmesi için elzemdir.