Huzursuzluk büyüyor: TV kanalları yayını kesti, ordu sokağa çağırıldı Huzursuzluk büyüyor: TV kanalları yayını kesti, ordu sokağa çağırıldı

Van’da bir araya gelen Kimi Sivil Toplum Örgütü(STÖ) temsilcileri, yaptıkları basın açıklamasında, “İnsanların diğer canlılardan farkı, ölülerini bir merasimle ve saygı göstererek gömmeleridir. Mezarlıkların tarihi, yerleşik yaşama geçmiş insanların tarihinden bile daha eskidir” denilerek son dönemlerde Türkiye’de bu hakkın saldırıya uğradığı belirtildi.

AJANS65 TV - Van’da bir araya STÖ temsilcileri, ölülere saygıya ilişkin basın açıklaması düzenlendi. Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYADER) binasının bulunduğu Artos İş Merkezi önünde düzenlenen basın açıklamasına, HDP, HEDEP, DBP, TJA, TUHAY-DER, ÇEVDER, ARSİSA, DİSK, BARIŞ ANNELERİ, ŞANOWAN ve SERHAT GÖÇ-DER temsilcileri katıldı.

Hazırlanan basın metnini MEBYA-DER eş başkanı Hanım Kaya okudu. Yaptığı açıklamada Kaya, “İnsanların diğer canlılardan farkı, ölülerini bir merasimle ve saygı göstererek gömmeleridir. Mezarlıkların tarihi, yerleşik yaşama geçmiş insanların tarihinden bile daha eskidir. İnsani ve tarihsel bu durumun yanı sıra evrensel hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin karar ve içtihatları gereği, cenazelere, mezarlara saldırı ve saygısızlık temel bir hak ihlalidir. Herkesin, ailesinin geleneklerine ve örf adetlerine uygun olarak, onurlu bir şekilde gömülme, akrabası olan veya kendisine çok yakın olan bir kişiyi defnetme, ahlaki görevlerini yerine getirme fırsatına sahip olma ve insan niteliğini gösterme, son yolculuğuna uğurlama, kederlenme, matem tutma ve ölüyü anma hakkı ile toplum ve devlet tarafından nasıl görülürse görülsün, bütün medeniyetlerde kutsal bir değeri ve hatıra sembolü olan bir mezara sahip olma hakkı vardır. Bu hak, kanunla yazılı olarak düzenlenmeyi bile gerektirmeyecek kadar doğal ve tartışmasız bir haktır. Medeni Hukuk ve ilgili mevzuat gereği; kişinin defnedileceğe yere ilişkin bir irade beyanı yoksa ve varsayılan iradesi de tespit edilemiyorsa, bu durumda defnedileceği yere karar verme hakkı ve yetkisi yakınlarınındır” açıklamasına yer verdi.

‘TÜRKİYE’DE BU HAK SALDIRIYA UĞRAMAKTA’

Kaya açıklamasının devamında, Türkiye’de dönem dönem bu hakkın saldırıya uğradığını ifade ederek, “Saldırganlar herhangi bir cezai yaptırıma maruz bırakılmadığından bu suç tekrar etmektedir” dedi.

Kaya açıklamasının devamında şu şekilde konuştu:

“7 Eylül 2015’te Cizre’de atılan havan topu ile öldürülen 10 yaşındaki Cemile Çağırga 8 gün dondurucuda bekletildikten sonra defnedilebilmiştir. 3 Ekim 2015’te Şırnak’ta yaralı bedeni, bir zırhlı araç arkasından sürüklenen Hacı Lokman Birlik’in cenazesine yönelik saldırı hakkında aradan geçen 8 yıla rağmen bir soruşturma yürütülmemiştir. 19 Aralık 2015’te Şırnak’ın Silopi ilçesinde Taybet İnan anne sokak ortasında öldürülmüş ve cenazesi 7 gün onra sokaktan alınıp defnedilebilmiştir. 14 Eylül 2017’de, Ankara’da Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine saldırı olmuş, cenaze mezarlıktan çıkarılarak başka bir yerde defnedilebilmiştir. Cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutuklu Şakir TURAN’ın ailesi ve yakınlarının cenazelerini inançlarına uygun bir şekilde gömmelerine izin verilmeyip cenaze merasimine saldırılmıştır. Yaşamını yitiren gazeteci Necmettin Salaz’ın cenaze merasimine yoldaşlarının katılımı engellenmiştir. 2023 yılında Uğur Kaymaz’ın mezarı 3. defa tahrip edilmiştir. Bugüne kadar onlarca yerde bunlara benzer saldırılar olmuştur. Bir çok yerde Kürt halkının mezarlıklarına saldırılar yapılmaya devam etmekte ve bu saldırıları yapanlara yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmamaktadır.”

Açıklamanın sonunda Kaya, “Tarihte de her türlü savaşta dahi taraflar cenazelere saygısızlık olmaması için savaşlara ara vermiş ve herkes dini, sosyal ve kültürel vecibelerine uygun defnedilmiştir. 21. Yüzyılda aksinin yapılması hak, hukuk ve adaletle izah edilemez. Türkiye’de toplumsal barışın tesis edilmesi, yas ve ölüye saygı hakkının tanınması amacıyla bu bağlamda acil tedbirler alınmalıdır. Bu bağlamdaki hukuksuzluklara karşı bölgesel, ulusal ve uluslararası tüm insan hakları kuruluşlarını bu haksızlığa karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)

Editör: İdris YILMAZ