Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliği'nin 29 Şubat 2024 tarihli basın açıklamasına göre, Türkiye'deki gazeteciler ve medya kuruluşları, Şubat ayı boyunca hükümetin artan baskı ve yıldırma politikalarıyla mücadele etti. Bu mücadele, onlarca gazetecinin gözaltına alınması, daha fazlasının adliye koridorlarında mesleğin onurunu savunmak zorunda kalmasıyla sonuçlandı. Bu durum, yıllar süren emek ve mücadelelerle elde edilen özlük haklarının sinsi planlarla tehdit altında olduğunu gözler önüne seriyor.
Gazetecilik Mesleğine Yönelik Sinsi Tehditler
AKP-MHP iktidarının, çalışma saatlerini haftada 40 saate indireceğini ve iş yasası düzenlemelerini tek bir temel Türk İş Kanunu altında birleştireceğini duyurması, gazetecilik mesleği için ciddi tehlikeler arz ediyor. Özelikle Basın İş Kanunu ve diğer özel düzenlemelerin varlığı, bu yeni düzenlemeyle tehdit altına giriyor. Gazetecilik, diğer mesleklerden farklı olarak, daha öncelikli ve özellikli bir çalışma statüsü gerektirir. Yıllar boyunca elde edilen hakların, iktidarın baskıcı politikaları altında yok edilme riski, gazetecilik mesleğinin geleceğini belirsiz kılıyor.
Şubat Ayında Yaşanan Hak İhlalleri
TGS'nin raporuna göre Şubat ayında, gazetecilere yönelik darp, gözaltına alma, tutuklama, yargılama, tazminat davaları gibi birçok hak ihlali yaşandı. Tutuklu gazeteci sayısı 12'ye, gözaltına alınan gazeteci sayısı ise 10'a ulaştı. Bu durumlar, Türkiye'de basın özgürlüğünün ve gazetecilik mesleğinin ciddi baskılar altında olduğunun açık bir göstergesi.
Gazetecilik Mesleğinin Geleceği Üzerine Kritik Tehditler
TGS'nin raporu, Basın İş Kanunu'nda yapılması planlanan değişikliklerin, gazetecilik mesleğinin geleceğini tehdit eden en ciddi unsurlardan biri olduğunu vurguluyor. Tek bir iş kanunu altında gazeteciliğin tarif edilmesi ve basın iş yaşamının düzenlenmesi, mesleğin özgünlüğünü ve öncelikli haklarını yok edebilir. Gazetecilerin kazanılmış haklarının korunması ve basın özgürlüğünün savunulması, bu yeni düzenlemeye karşı mücadelenin temelini oluşturuyor.
Ulusal ve Uluslararası Alanda Gazetecilik Savunusu
TGS'nin bu raporu, ulusal ve uluslararası alanda gazetecilik mesleğinin ve basın özgürlüğünün savunulması için önemli bir belge niteliği taşıyor. Gazetecilik, demokrasinin temel taşlarından biri olarak kabul edildiğinden, gazetecilere yönelik baskıların sonlandırılması ve mesleğin korunması, sadece Türkiye için değil, dünya genelindeki demokratik değerler için de büyük önem taşıyor.
TGS Diyarbakır Temsilciliği'nin raporu, Türkiye'deki gazetecilik mesleğinin karşı karşıya olduğu zorlukları ve riskleri detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Gazetecilere yönelik artan baskılar ve hak ihlalleri, basın özgürlüğünün temelini tehdit ediyor ve demokratik toplum yapısının vazgeçilmez unsurlarından biri olan haber alma özgürlüğüne zarar veriyor. Bu rapor, gazetecilik mesleğinin sadece bireysel bir mücadele değil, aynı zamanda toplumsal bir değeri koruma mücadelesi olduğunu vurgulamaktadır.
Gazetecilik: Temel Haklar ve Özgürlükler Mücadelesi
Gazetecilerin karşılaştığı zorluklar, sadece mesleki bir sorun olarak değil, aynı zamanda demokrasinin işleyişi ve toplumun bilgilendirilmesi açısından temel bir mesele olarak ele alınmalıdır. Gazetecilik, toplumu gelişmelerden haberdar etmenin, kamuoyu oluşturmanın ve hükümetlerin hesap verebilirliğini sağlamanın temel aracıdır. Bu nedenle, gazetecilere yönelik her türlü baskı ve kısıtlama, doğrudan ifade özgürlüğü ve demokrasiye yapılmış bir saldırı olarak kabul edilmelidir.
Uluslararası Toplumun Rolü
Uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri, Türkiye'deki gazetecilere yönelik baskıların son bulması için baskı yapmalı ve konuyu uluslararası gündemde tutmalıdır. Uluslararası dayanışma ve destek, gazetecilik mesleğinin korunması ve basın özgürlüğünün savunulması açısından kritik öneme sahiptir. Aynı zamanda, gazetecilere yönelik baskıların uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi ve bu ihlallerin sonlandırılması için etkili mekanizmaların devreye sokulması gerekmektedir.
Gazetecilik Mesleğinin Geleceği İçin Mücadele
TGS Diyarbakır Temsilciliği'nin raporu, Türkiye'de gazetecilik mesleğinin ve basın özgürlüğünün içinde bulunduğu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Gazetecilerin karşılaştığı zorluklar ve baskılar, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın dikkatini çekmeli ve bu mesleğin korunması için ulusal ve uluslararası düzeyde etkili adımlar atılmalıdır. Gazetecilik, toplumsal bilgilendirme, kamuoyu oluşturma ve demokratik değerlerin korunması açısından vazgeçilmez bir rol oynar. Bu nedenle, gazetecilik mesleğinin üzerindeki baskıların kaldırılması ve gazetecilerin mesleklerini özgürce icra edebilmeleri için sürekli ve kararlı bir mücadele gerekmektedir.