Ajans65 TV Canlı yayın konuğu olan Dem Parti İpekyolu Belediye Eşbaşkan adayları Canan Uzunay ve Cevdet Altındağ önemli açıklamalarda bulundular. Altındağ, belediyecilik ve yerel yönetimlerde kendisinin ciddi birdeney ve tecrübeye sahip olduğunu söyleyerek, “Canan başkan da hem bir kadın hem de bir genç. Bu anlamda biz tecrübe, kadın ve gençliğin gücünü birleştirerek İpekyolu’nu yeniden kalkındırmak için büyük bir hamle yapmayı hedefliyoruz” dedi.
HABER: MUHİTTİN BOTAN
AJANS65 TV - Van’da 31 Mart Yerel Seçimleri’nde Dem Parti İpekyolu Belediye Eşbaşkan adayları Canan Uzunay ve Cevdet Altındağ Gazeteci Muhittin Botan’ın konuğu oldu. Dem Parti tarafından yapılan halk oylamasında delegelerin oyunu alarak eşbaşkan adayı olmaya hak kazanan Uzunay ve Altındağ, İpekyolu ilçesi ve İpekyolu belediyesine yönelik yaptıkları analizin ardından halk tarafından seçilmeleri durumunda yapacakları çalışmaları anlattılar.
‘KAYIM İLK İŞ OLARAK KADIN ÇALIŞMALARINA YÖNELİDİ’
Programda ilk olarak konuşan Eşbaşkan adayı Canan Uzunay, geçen seçimleri kazanmalarına rağmen seçilen arkadaşlarının yerine kayyım atandığını hatırlatarak, “Sadece İpekyolu Belediyesi’nde değil, diğer belediyelerde de kayıyım atanır atanmaz ilk iş olarak kadın çalışmalarını, kadın projelerini ortadan kaldırmak ile işe başladılar. Böylece belediyelerin kadınlara hizmet götürmesinin önü kesildi. Biz de seçilmemiz durumunda kadın arkadaşlarımızın, kadınlara yönelik çalışmaları bıraktıkları yerden devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Belediyecilik hizmeti adına halka pek bir hizmet yapılmadığını söleyen Uzunay, “Göstermelik kimi şeyler yapılıyor, ama gerçek anlamda halkımız belediyecilik hizmetinden yoksun bırakıldı. Özellikle merkez dıyındaki mıntıkalar belediyecilik hizmetinden mahrum bırakıldı” dedi.
Kayım atandığında, Van Belediyesi Büyükşehir Meclisi’nin başkan vekili olan Cevdet Altındağ ise belediyelere kayyım atanmasının yasalara aykırı olduğunu söyledi.
Altındağ, İpekyolu’na ilişkin yaptığı analizinde, İpekyolu ilçesinin Van Gölü ile Erek dağı arasına sıkıştığını, imar alanının sınırlı hale geldiğini söyleyerek, “Aşağı taraflarda bağ ve bahçeler ortadan kaldırılarak yerleşim alanları açıldı. Fakat bu da yetmiyor. İpekyolu ilçesinin yükü ağır. Bazen Edremit ve Tuşba’dan gelen nüfus ile gün içinde bazen sayı 600-700 bine çıkabiliyor. İlçede nüfusun yaklaşık 30 bini kırsal mahallelerde yaşıyor. Orhan Doğan Caddesi’nin hemen altından başlayarak Erek Dağı’nın dinibine kadarki kısımda ciddi sorunlar var. Yollar ulaşıma elverişli nitelikte değil. Kayyım dönemindeki 7 yıllık süreçte de belki de en az hizmet alan bölgedir orası” tespitinde bulundu. Belediyecilik anlayışlarından da bahseden Altındağ, “Belediyecilik anlaşımızda dengeyi sağlamak vardır. En az hizmeti alan yerleri ile en fazla hizmeti alan yerler arasında belli bir dengeyi sağlamaktır. Bu anlamda kent içerisinde bölgeler arasında hizmet bakımından uçurum oluşmasının önüne geçmeyi amaçlamaktayız” dedi.
‘KEŞKE VİLLALARIN YAPILDIĞI BÖLGEDE EKOLOJİK ANLAŞIY ESAS ALINSAYDI’
Villaların yapıldığı aşağı bölgelere yönelik de değerlendirmelerine devam eden Altındağ, “Keşke bu bölgelere yönelik biraz daha ekolojik anlayış esas alınsaydı. 2011 depreminden sonra planlama yapılırken, o zaman İstanbul Tenkik Üniversitesi ile yapılan anlaşma gereği, boydan boya zemin etüdü yapıldı. O dönemler ben hem İpekyolu hem de Büyükşehir Belediyesi meclisindeydim. Yapılan zemin etüdü sonucunda, İpekyolu ilçesinde aşağı doğru inildikçe zeminde sıvılaşma bulunmaktadır. Sonuçta bu kentte 30-35 yılda bir deprem yaşanmaktadır. Bu kentin bir gerçekliğidir. Bile bile çok katlı yapılara müsaade etmek, belki o zamanlar biz yaşamayacağız ancak gelecekteki insanların yaşamları tehlikeye atılmış olur. Bir yanıyla o yeşil bahçeler ortadan kaldırılıyor, diğer yanıyla da yüksek katlı binalar ile insan yaşamı tehlikeye atılıyor. Biz seçilirsek, halkımız ile birlikte buna yönelik bir çözüm bulacağız” dedi.
‘KAYYIM, ÖNCEKİ KAYYIMIN BORÇLARINI ÜSTLENMEMEK İÇİN BELEDİYEYE BİLE GİTMİYOR’
Canan Uzunay ise belediyenin içinde bulunduğu duruma ilişkin kısa bir değerlendirme yaptı. Son zamanlarda belediyelere yönelik yoğun bir personel alımının olduğunu, alınan kişilerin büyük bir bölümünün ihtiyaç sahibi kişiler olmadığını, lüks araçlarla belediyelere gittiklerini, tekrardan lüks araçlar ile evlerine döndüklerine ilişkin alınan duyumların kendilerine hatırlatılması üzerine Uzunay, “bize de benzer şekilde kimi bilgiler geldi. Yine belediyenin borcuna yönelik de kimi net olmayan bilgiler elimize ulaştı. Ancak kesin bilgi, yapılacak kapsamlı ve nitelikli bir çalışma ile ortaya çıkabilir. Bu konularda kesin ve net bilgi sahibi değilz. Çünkü belli bir şeffaflık yok. Aldığımız başka önemli bir bilgi ise İpekyolu kayyımının belediyeye bile gitmediği şeklindedir. Anlatılanlara göre kayyım, ‘benden önceki kayyımın borçlarını üstlenmek istemiyorum’ diyerek belediyeye bile uğramıyor. Yani bu da gösteriyor ki belediyeyi büyük bir borç yükü altına sokmuşlar. Kayyım sadece gidip imza atıp çıkıyormuş. Yani kayyım bile kendi borcunu üstlenmiyormuş. Ortada hizmet adına da bir şey yok. 600’e yakın personel alımından bahsediliyor. Bu alımlar da ihtiyaçlar doğrultusunda yapılan alımlar değil, sadece seçime yönelik alımlardır. Alınanlar iş yapma niteliğine sahip değil, daha doğrusu, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Ayrıca alınanların çoğunluğu da zaten işe gitmiyor” açıklamasını yaptı.
‘GELECEĞİ İNŞA ETMEK İÇİN ÖNCELİKLİ OLARAK VAN GÖLÜ’NÜ KORUMALIYIZ’
Geleceği inşa edebilmek için neler yapmayı hedeflediklerine ilişkin soruya Uzunay, “Geleceği inşa edebilmek için bizden sonra gelecek olan kuşaklara ve çocuklara yaşanabilir bir dünya, Van ve yaşanabilir bir İpekyolu bırakmakla bu mümkündür. Bunun da yolu ekolojiyi korumaktan geçiyor. Özelde İpekyolu’nun, genelde Van’ı inşaa edebilmek için öncelikli olarak Van Gölü’nü korumamız gerekiyor. Bilindiği üzere Van Gölü gün geçtikçe kuruyor ve yok oluyor. Bunun sonucunda da yaşanan çekilmenin doğal olmadığını ve tamamen insanın yarattığı tahribat sonucunda olduğu da ortadadır. Gözardı edilmemesi gereken başka bir konu da Van ve İpekyolu kenti bir deprem kenti. Bu anlamda gelecek nesiller için kentin depreme karşı dirençli bir kent haline getirilmesi gerekiyor. İktidar odaklı geliştirilen kentleşme tamamen rant odaklı olduğu için kente dair hiçbir şey yok. Bu anlamda yeni bir İpekyolu inşa edeceksek, bunu halkımız ile İpekyolu’nda bulunan kurumlarımız ve Sivil Toplum Örgütlerimiz ile birlikte yapacağız” dedi.
‘SEÇİLİRSEK TÜM İLÇEYİ GEZEREK NELER YAPILABİLİCEĞİNİ HALKA SORACAK GELECEĞİ ONLARLA BİRLİKTE PLANLAYACAĞIZ’
Uzunay, seçilmeleri durumunda tüm ilçeyi gezerek, neler yapıylabileceğini halk ile konuşacak, onlarla tartışacak ve geleceğin planlamasını onlarla birlikte oluşturacak ve hayata geçirecekmlerini söyledi. Uzunay, “Şuan kayyımın yaptıklarını, biz halka açık yapacçağız, Belediyeyi halka kapatmayacağız” teminatını verdi.
Ardından konuşan Eşbaşkan adayı Cevdet Altındağ ise, İpekyolu ilçesine karşı sorumluluklarının bulunduğunu söyleyerek, “halk rağmen bir takım şelerin yapılması belediyecilik anlayışımıza terstir. Eğer biz halk belediyeciliği diyorsak, yapacaklarımızı da halk ile birlikte planlamamız gerekiyor. Dolasıyıla önceden projeler belirlemek, yüzlerce başlık sıralamak beraberinde işin altında ezilmeyi de getirebilir. 1920’lerde, birinci dünya savaşı olmuş bitmiş. Avrupa yıkılmış. Ondan sonra ‘Kent Şartı’ diye bir araya geliyorlar. Tartışmalar sonucunda topu topu 4 madde belirliyorlar. Kentin fiziksel yapısı, dokusunun iyileştirilmesi, konut dokusunun geliştirilmesi, kültürel ve sosyal alanların geliştirilmesi ve katılımcılık. Bunu yüz yıl önce belirlemişler, bunun altına artık ne giriyorsa bunu yapıyorlar. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Mahalle meclislerinden tutun da kadın meclislerine, meslek örgütlerine inanç meclislerine vs tamamına danışarak kentin planlamasını yapıyorlar. Elbette ki bilim aklı vardır ve devreye girer fakat halkın katılımı da sağlanır.
Geçenlerde revize imar planı için Van Ticaret ve Sanayi odasına gidilmişti. Bunun için bir yandan çok sevindim, diğer yandan da yanlış buldum. Revize imar planı için bir meslek grubuna gidilmesi son derece doğrudur. Ancak sadece onlara değil, her kesime gidilmesi gerekiyordu. Çünkü birkentin revize imar planı sadece tüccarlara, müteahhitlere danışılarak yapılamaz. Onlar kendi pencerelerinden bakarlar. Bir de kentin diğer kesimleri var. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Belediye meclisi olarak İpekyolu Belediyesi’nin hizmet belediyesinin yapılmasını kararlaştırmıştık. Projeyi Türkiye çapında düzenlediğimiz mimari bir yarışma ile belirlemiştik.Jüri üyeleri de uzman kişilerden oluşuyordu. Yarışma sonucunda projemizi belirledik. Gittik arsayı TOKİ’den satın aldık. Musa Anter Parkının arkasındaki, şuan garaj olarak kullanılan arsayı satın almıştık. Orayı geçenlerde satışa çıkarttılar, eğer doğru ise sağ olsun kaymakam bey uygun olmadığını söylemiş. Birilerine peşkeş çekmek için yine uğraşmışlar. O zaman işin ihalesini de yaptık. 16 Milyon bedel ile ihaleyi kabul ettik. O hafta kayyım geldi. Hizmet binası gitti. Ödeneği hazır olan, banka hesabında olan, sadece bu da değil, ekonomik durumu iyi olmayan kız çocuklarına yönelik bir de yurt planlamıştık. Bunun da ödeneği hazırdı. İhalesi yapılmıştı. 65 kız öğrencinin kalabileceği bir yurt inşa edecektik. Kayyım atandıktan sonra ne ödenek kaldı, ne bina yapıldı. Ne arsa kaldı. Ne olduğunu kimseler bilmiyor” dedi.
MÜLK SAHİBİ 2 AYDIR KİRASINI ALAMIYORMUŞ
İpekyolu belediyesinin kaldığı binanın aylık kirasının ne kadar olduğuna ilişkin kendilerinde bir bilginin bulunmadığını söyleyen Altındağ, “Ne kadar olduğunu da bir önemi yok. Bir belediyenin kendisine ait hizmet binasının bulunması gerekiyor. Aldığımız bilgilere göre mülk sahibi iki aydır kirasını alamıyormuş. Halkımızın hiçbir kaygısı olmasın. Bu halk çadırda da belediyecilik yaparak halkına hizmet götürmesini bilecek bir belediyecilik anlayışına sahiptir. Burhan Yenigün’ün yıkımından sonra nasıl hizmet ettiysek şimdi de öyle hizmet edeceğiz. Ama ben belediyenin kendi hizmet binasına sahip olması gerektiğini düşünüyorum” belirlemesinde bulundu.
‘TARIM ALANLARININ KORUNMASI GEREKİYOR’
Yatay imar mı, dikey imar mı şeklindeki soruya Altındağ, kendisinin tarımcı olduğunu söyleyerek, “Kimi yerlerde tarım arazilerinin korunması bakımında, yüksek kat verilebilir. Ama zemini uygun olmayan yerlere de yüksek kat vermek olmaz” şeklinde ifade etti. Gıdanın stratejik bir ürün olduğunu, dün olduğu gibi, bu gün de yarın da insanların gıdaya ihtiyaç duyduklarını, bundan dolayı da tarımsal alanların mutlaka muhafaza edilmesi gerektiğini söyledi.
‘İPEKYOLU İLÇESİNDEKİ YAPI STOKU ELDEN GEÇİRİLECEK’
2011 depreminin gözardı edilerek hiçbir şeyin yapılamayacağını söyleyen Altındağ, “Birincisi, orta hasarlı raporu verilip yakılmayan binlerce binamız var. İkincisi, imar affı ile bir nevi yasal hale de getirildi. Makyaj da yapıldı. Ancak bu binaların içinde insanlar ticaret yapıyor, yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu anlamda büyük bir tehlike sözkonusu. Buna el atmamız ve tehlikeli pozisyondan çıkartmamız gerekiyor” dedi.
Altındağ, bu kapsamda kentte bulunan tekniki kurumlardan da gerekli desteğin alınması gerektiğini söyledi.
Canlı yayın programının sonunda günün manşetini atan Altındağ, “Benim kente ilişkin önemli bir tecrübem var. Canan Başkan da hem bir kadın hem de bir genç. Bu anlamda deney ve tecrübeyi kadın ve gençlik enerjisi ile bütünleştireceğiz” dedi.
Programın tamamını izlemek için aşağıdaki linki tıklayınız.