HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, RTÜK ve İletişim Başkanlığı’nın hakikate karşı dezenformasyon merkezi haline geldiğini dikkat çekti. En ağır baskılara rağmen kısıtlı imkanlarla topluma hakikati taşıyan gazeteciler olduğunu dile getiren Temel, " Hakikat hiç bir zaman yanar dönerli şatafatlı stüdyolarda topluma ulaşmaz. Bir kamerası, bir tripotu olan neredeyse karın tokluğuyla hakikatin peşinde koşan özgür basın emekçilerini tutuklayarak hakikatin üzerini kapatmaya çalışıyorsunuz "
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Van Milletvekili Tayip Temel, Meclis Genel Kurulu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı 2023 yılı bütçesi görüşmelerinde konuştu. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) bütçesi üzerine söz alan Temel, “Neresinden tutarsanız tutun, elinizde kalacak bir gerçekle karşı karşıyayız. Aslında bu iktidar RTÜK’ü her alanda bir dezenformasyon ve sansür merkezi haline getirdi. RTÜK’e her anlamda aktarılan her kaynak, adeta bir sansür, bir yalan merkezine aktarılan bir kaynak haline geldi. RTÜK, muhalif kanalları, radyoları ve her türlü yayın organını susturma aracı haline getirildi. Bütün Özgür Basın, alternatif basın mecralarını susturdu bu iktidar” dedi.
Baskılarla Hakikatin üzerini kapatmaya çalışıyorsunuz
Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile basın yayın kurumlarının kapatılmasını hatırlatan Temel, “Allah’ın lütfu dediği darbe girişimiyle çıkarılan KHK’lerle sadece rakam vermek istiyorum, 5 haber ajansı, 62 gazete, 19 dergi, 34 radyo, 29 televizyon kanalı, 25 yayın evi olmak üzere toplam 178 basın yayın kurumu kapatıldı. Kürt’e ve Kürtçeye düşmanlığınız kendisini gösterdi ki ilk önce Kürtlerin ve sosyalistlerin yayınlarını susturmakla başladınız. Günlük yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat Gazetesi, yıllar sonra AKP iktidarının kararıyla kapatıldı. Muhalif yayın yapan yüzlerce internet sitesine, binlerce erişim engeli getirildi” şeklinde konuştu.
‘ŞATAFATLI STÜDYOLARDAN HALKA HAKİKAN ANLATILMAZ"
Dezenformasyon yasasıyla basının hedef alındığını dile getiren Temel, “Sosyal medyayı kontrol altına almak için yeni bir sosyal medya denetim yasası, dezenformasyon yasası dediğiniz yasayı çıkardınız. Neredeyse yüzde 90 basın, AKP-MHP iktidarı tarafından kontrol edildiği halde, tek merkezden manşetler belirlendiği halde, bir türlü kendi yalanlarınızı bu topluma taşıyamıyorsunuz. Bu toplumu yalanlarınıza inandıramıyorsunuz. Bunun elbette sebebi var. Hakikat ve gerçek hiç bir zaman şatafatlı, yanar dönerli stüdyolarda topluma ulaşmaz. Bir kamerası, bir tripotu, bir kalemi olan ve Diyarbakır’da, Ankara’da, İstanbul’da neredeyse karın tokluğuna hakikatin peşinde koşan Özgür Basın emekçilerini tutuklamak, gözaltına almak, hedef göstermek zorunda kalıyorsunuz. Şatafatlı, yanar dönerli stüdyolardaki yalan ve dezenformasyon, Amed, Wan sokaklarında gerçeğin peşinden koşan gazeteci arkadaşlarımızın emeğine yöneldi. Onları yüzlerce kez selamlıyoruz, cezaevlerinde, sokaklarda, gözaltında bu hakikati savunan, bu gerçeklerin peşinde bede ödeme pahasına, her türlü bedeli göze alan gazeteci yoldaşlarımı, şantajlarına, tehditlerinize ve zulmünüze boyun eğmediği için selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
‘EVLERE ŞENLİK ’
İletişim Başkanlığı’nın misyonu üzerinde duran Temel, “İletişim Başkanlığı merkezi kuruldu ki evlere şenlik, bu merkez bir dezenformasyon, bir yalan merkezine dönüşmüş. Belki bilmeyenler var, bu merkez her hafta dezenformasyon yayınlıyor. Yalan bülten yayınlıyor. Güya yalanları ifşa edecek. Sadece bir örnek vereyim, HDP Taksim katliamı hakikatini açığa çıkarsın diye araştırma komisyonu önergesi verildi, reddedildi. Dezenformasyon bülteninde, İletişim Başkanlığı’nın dezenformasyon bülteninde bu önerge, bunun için verilmedi, bu yalandır, Genel Kurula böyle bir önerge gelmedi diye haber çıktı. Yani Meclis’in içinde olan bir durum yalan olarak, dezenformasyon olarak tanımlandı” diye belirtti.