Manşet

MEBYA-DER CENAZELERE SAYGI DUYULMASI ÇAĞRISINDA BULUNDU

Van'da MEBYA-DER, çatışmalarda ölenlere işkence iddialarına karşı basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Van'da bulunan onlarca TSK ve Siyasi Partiler destek verdi.

Abone Ol

AJANS65 TV-Van'da, MEBYA-DER çatışmalı ortamlarda yaşamlarını yitirenlere yönelik yapıldığı öne sürülen işkence görüntülerine gerçekleştirdiği  basın açıklamasıyla tepki gösterdi. MEDYA-DER binası önünde yapılan açıklamaya, HDP, HEDEP, DBP, TJA, TUHAY-DER, Medya ve Hukuk Derneği, ÇEVDER, ARSİSA, DİSK, Barış Anneleri, ŞANOWAN ve SERHAT GÖÇ-DER ve çeşitli STK örgütleri destek verdi.

'Mezarlık ve Cenazelere Saldırı Bir Hak İhlalidir'

MEBYA-DER adına açıklamada bulunaan MEBYA-DER Eşbaşkanı Hanım Kaya, konuşmasına insan uygarlığında defin törenlerinin kutsallığına vurgu yaparak başladı. Kaya "İnsanları diğer canlılardan farkı, ölülerini tören ve saygıyla gömme uygulamalarında yatmaktadır. Mezarlıkların tarihi, yerleşik insan uygarlıklarının tarihinden bile önceye dayanır. İnsani ve tarihi öneminin ötesinde, evrensel hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına göre, cenaze ve mezarlıklara yönelik saldırı ve saygısızlık temel bir hak ihlalidir" dedi.

Bir Adaletsizlikler Ayini

Kaya, Türkiye'de meydana gelen bir dizi rahatsız edici olayı detaylandırdı ve belirli örnekler verdi. "7 Eylül 2015'te Cizre'de 10 yaşındaki Cemile Çağırga bir havan mermisi ile öldürüldü ve ancak sekiz gün boyunca bir dondurucuda bekletildikten sonra gömülebildi. Şırnak'ta 3 Ekim 2015'te Hacı Lokman Birlik'in cesedi zırhlı bir aracın arkasında sürüklenmiş, aradan sekiz yıl geçmesine rağmen hiçbir soruşturma yapılmamıştır. Taybet İnan, 19 Aralık 2015'te Silopi sokaklarında öldürüldü ve cesedi ancak yedi gün sonra bulunabildi ve gömüldü. Özellikle korkunç bir olayda, Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un Ankara'daki cenazesi 14 Eylül 2017'de saldırıya uğradı ve aileyi kalıntılarını başka bir mezarlığa taşımak zorunda kaldı" dedi.

Kürt Ailelerin Durumu ve Defin Haklarına Dikkat Çekildi

Konuşmasının devamında Kaya, Kürt ailelerin sevdiklerini toprağa verirken yaşadıkları zorluklara dikkat çekti. "Türkiye'de, özellikle de Kürt toplumu arasında, bu temel hakkın sıklıkla ihlal edildiği rahatsız edici bir eğilim gördük. Kürt meselesinde çözümsüzlük, güvenlik odaklı yaklaşımın baskın olması ve yıllardır devam eden yoğun çatışmalar, ailelerin sevdiklerinin cenazelerine ulaşamadıkları ya da ulaşsalar bile gelenek ve inançlarına uygun olarak defnetmelerine izin verilmediği çok sayıda örneğe yol açmıştır."

Adalet ve Saygı Çağrısı Yapıldı

Kaya, açıklamasının devamında ölülere ve yas sürecine saygı gösterilmesi çağrısında bulundu. "Altını çizdiğimiz olaylar sadece hakikat ve yas hakkına yönelik saldırılar değil, aynı zamanda toplumsal hafızamızda derin izler bırakıyor. Bu suçların failleri, mezarlıklara saldıranlar derhal yakalanmalı ve adalete teslim edilmelidir. Savaş zamanlarında bile, taraflar tarihsel olarak ölülere saygı duyulmasını sağlamak için düşmanlıkları durdurdular. 21. yüzyılda, buna aykırı olan her şey savunulamaz. Türkiye'de toplumsal barışı sağlamak, yas tutma ve ölüleri onurlandırma haklarına saygı göstermek için acil önlemler alınmalıdır. Tüm bölgesel, ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini bu adaletsizliklere karşı uyanık olmaya çağırıyoruz."

Kalıcı İhlaller ve Toplumsal Etki

Kaya, bu ihlallerin devam eden doğasının altını çizerek, Türkiye genelinde birçok aileyi etkileyen bir saygısızlık ve ihmal modeline işaret etti. "2016'dan bu yana, devam eden çatışmalar ve sonrasında, ölenlere, cenazelere ve mezarlıklara yönelik saygısızlık vakalarında endişe verici bir artış gördük. 264 Aralık 19'de mezardan çıkarılan 2017 cesedin Kilyos'taki 'Yalnız Mezarlık'a taşındığı Bitlis'teki Garzan Mezarlığı örneği çarpıcı bir örnektir. Ailelerin sayısız çağrısına rağmen, ricaları cevapsız kaldı ve bu da yaygın şikayetlere ve insan hakları ihlallerine yol açtı" dedi.

Çocukların Ruh Halleri Bozuldu

Ailelerin karşılaştığı bürokratik ve duygusal zorluklara ışık tutan Kaya, birçoğunun katlanmak zorunda kaldığı kapanma eksikliğini vurguladı. "Bazı şehirlerde, adli tıp kurumları kimlik tespiti ve otopsi işlemlerini zamanında tamamlayamadı ve aileleri uzun süreli travmaya maruz bıraktı. Yüzlerce ceset, uygun bir kimlik tespiti yapılmadan 'Yalnız Mezarlıklara' gömüldü ve birçok aileyi belirsizlik içinde bıraktı ve sevdiklerini kendi mezarlıklarına gömmek için yıllarca bekledi."

 Cenazeler Kurye ile teslim edildi

Son zamanlardaki duyarsızlık örneklerine dikkat çeken Kaya, hükümetin duruma yaklaşımını eleştirdi. "Agit İpek'in naaşının kurye ile annesine teslim edilmesi, ardından Halise Aksoy hakkında soruşturma açılması, Hakan Arslan'ın kemiklerinin babasına geç teslim edilmesi ve Yılmaz Uzun ve Güler Özbey'in karıştığı benzer davalar kamuoyunda büyük infiale yol açtı. Ancak mevcut hükümet, insan haklarına saygısızlık ederek ve toplumsal huzursuzluğu şiddetlendirerek politikalarında ısrar etti."

Uluslararası İlgi İçin Bir Çağrı

Açıklamasının sonunda Kaya, uluslararası farkındalık ve müdahale çağrısında bulundu. "Bu olaylar hakikat ve yas haklarına bir hakarettir ve toplumumuzun hafızasında derin yaralar açmıştır. Bu suçların sorumlusu zihniyetin ne tarih ne de toplum nezdinde hiçbir meşruiyeti yoktur. Kürt mezarlıklarına ve sevdiklerinin kalıntılarına yapılan muamele, Kürt sorununun çözümünde süregelen çıkmazın sadece bir göstergesidir. Çatışmalarda veya cezaevlerinde kaybedilenlerin, özellikle de hasta mahkumların cesetleri, derhal ve evrensel hukuk standartlarına uygun olarak ailelerine teslim edilmelidir. Bölgesel, ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini bu adaletsizliklere karşı durmaya ve Türkiye'de ölülere saygının ve toplumsal barışın sağlanması için gerekli değişiklikleri savunmaya çağırıyoruz."

Van’da bulunan bir çok STK’nın destek verdiği 7 Aralık 2023 tarihli basın toplantısı, yalnızca Türkiye'deki acil insan hakları sorunlarına dikkat çekmekle kalmadı, aynı zamanda çatışmalı ortamda yaşamlarını yitirenlerin  aileleri için adalet, saygı ve onurlu muamele çağrısı yapıldı.

HABER: İDRİS YILMAZ