Dün yapılan Altılı Masa Liderler zirvesinde aday belirlemesine ilişkin son nokta konuşulmuştu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kararı partisinin ilgili kurullarında konuşacağını belirtmişti. Yapılan yorumlar ise Akşener’in masadan kalacağı şeklindeydi. Bu gün yaıpan görüşmeler neticesinde Akşener Altılı Masa’dan kalktığını açıkladı. Sonrasında da Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a çağrıda bulundu.
AJANS65 TV - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı’ndan ayrıldığını açıkladı. Dün yapılan Altılı Masa son liderler zirvesinde Cumhurbaşkanı adayına ilişkin tartışmalarda son nokta konulmuştu. Akşener ise konuyu partisinin yetkili organlarında ele alacağını belirtmiş ve toplantıdan ayrılmıştı.
Ankara’da dün gece milletvekilleri ve Başkanlık Divanı üyeleriyle bir araya gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün de partisinin Genel İdare Kurulu ile toplantı gerçekleştirdi. Bir buçuk saat süren toplantının ardından Akşener ve kurmaylar İYİ Parti’nin ek binasından ana binaya geldi.
‘İYİ parti dayatmaya maruz bırakılmıştır’
İYİ Parti lideri Akşener, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, "Geldiğimiz noktada İyi Parti bir kıskaca alınmış bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır. Elbette buna boyun eğmeyecektir. Ben ve arkadaşlarım ülkemizin 20 yılını harap eden ucube bir zihniyete karşı aynı yerde aynı kararlılıkla duruyoruz. Nasıl ki 2002 yılında milletin aleyhine plan yapanların karşısında durduysak bugün de aynı yerde duruyoruz. 2023 yılında, milletimiz cumhuriyetimizin yıpratılan değerleri için, tarumar edilen demokrasimiz için bir büyük mücadele verirken ‘ceketimi assam aday ederim’ diyenlerin karşısında dimdik duruyoruz, durmaya devam edeceğiz" dedi.
Bugünlere dayatmalara direnerek ve kirli pazarlıkları reddederek geldiklerini ifade eden Akşener, “Siyasetimizin merkezine milletimizi alıp memleketimizi karış karış gezdik. Milletimizin hem dert ve isteklerini hem de bizden beklentilerini dinledik. Nasıl ki milletimizin dertlerini dinleyip not edip iktidara duyurduysak, bizden yani muhalefetten beklentilerini de dinlemek için yorulmadan çalıştık” ifadelerini kullandı.
'İki ismi beyan ettik: Yavaş ve İmamoğlu'
Geçtiğimiz sene 5 siyasi parti ile birlikte çok önemli bir adım attıklarını belirten Akşener, “Birçok önemli konuda mutabakat sağladık. Dün gerçekleşen toplantıda nihayet ortak cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartıştık. Bu doğrultuda 5 siyasi parti Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dile getirdiler. Biz de İYİ Parti olarak milletimizin yoğun bir teveccüh gösterdiğine şahit olduğumuz ve uzun bir süredir Sayın Erdoğan’a karşı açık ara kazandığını gördüğümüz iki ismi beyan ettik. Bu iki isim Sayın Yavaş ve Sayın İmamoğlu’ydu” diye konuştu.
Ortak cumhurbaşkanı adayının veriye dayalı ve rasyonel bir biçimde belirlenmesini de önerdiklerini ancak bu önerinin reddedildiğini kaydeden Akşener, liderlerin ortak imzalı metnine atıfta bulunarak, “bir tırnak içi ‘anlayışa’ varıldı” dedi.
İmamoğlu ve Yavaş’ı göreve çağırdı
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na çağrıda bulunan Akşener, “Siz bu milletin iradesiyle seçildiniz. Görevinizi en iyi şekilde yaptınız. Milletimizi enkazın altında bile yalnız bırakmadınız. Milletimiz gayretlerinizi gördü yanınızda durdu. Bugün de çok kritik bir kırılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyoruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milletimiz, samimiyetinizi anladı, başının üstünde taşıdı. Milletimiz, sizleri sevdi, bağrına bastı. Ve bugün de; çok kritik bir kırılmanın eşiğinde, sizi göreve çağırıyor. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de; vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı, tehlike altındayken, Saray hükûmeti, üzerine düşen sorumluluğu, yerine getiremeyip, milletimizi, yokluğa mahkûm ederken; 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de, milletimiz; İstiklalini, yine kendi azim ve kararına bağlamıştır. Size de, ateşten bir gömlek giymeyi, vazife kılmıştır. Bu vazife reddedilemez bir vazifedir. Çünkü bu çağrının sahibi millettir. Bu vazife; Cumhuriyetimizin, yeni asrının şafağında yepyeni bir sayfa açma vazifesidir. Bu vazife; sadece bir dayatmayı değil, topyekûn bir dayatmacılığı, yıkma vazifesidir. Bu vazife; sadece bir kişiyi değil; kendini milletten büyük gören, çirkin bir zihniyeti yenme vazifesidir. Bu vazife; milletin sesini, duyma vazifesidir. Bu vazife; millet iradesini, yeniden hakim kılma vazifesidir. 100 yıl sonra, bugün de; bu vazife, prangalardan sıyrılıp, milletin sinesine varmayı emretmektedir. Hiç şüphemiz yok ki, bu vazife; reddedilemez bir vazifedir. Çünkü bu çağrının sahibi, millettir! Çünkü bu sözün sahibi, millettir” dedi.