Seçimlere 1 gün kaldı, beklenildiği üzere ortalık toz duman! İddiaların bini bir para! Her kes bir diğerini “hain”, “komplocu”, “kumpasçı”, “dış güçlerin maşası”, “küresel güçlerin oyuncağı” olarak değerlendiriyor. Kendisini ise “tek kurtarıcı” olarak sunuyor!
MUHİTTİN BOTAN / AJANS65 TV
Hemen her aday, “ben seçimi kaybedersem, ülke bitti, vatan elden gitti, halk yandı kül oldu” diyerek, kendisinden sonra nasıl bir kıyametin kopacağını ileri sürerek halkı, kıyametlerden kıyamet beğenmeye zorluyor!
Halk ise hiç olmadığı kadar kutuplaşmış! Kutuplaşmalar sadece aynı mahalleye, aynı sokağa, aynı apartmana girmiş değil, ailenin bizzat içine kadar inmiş vaziyette!
Siyasetçiler, adaylar seçim sonrasında halka nasıl bir hizmet verecekleri, halkın hayatında neleri değiştirecekleri, yaşamlarını nasıl kolaylaştıracakları, mutfaklarını ne denli insani hale getirecekleri konusunda bırakalım vaatlerde bulunmalarını, bunu dile getirenleri küçümser nitelikte, “vatan elden gidiyor, siz patates soğandan bahsediyorsunuz” güzellemesi yapıyorlar!
Halk ise şaşkın! Patates-soğan ile vatan-millet arasına sıkışmış vaziyette!
Tam da böylesi bir süreçte, seçime iki gün kala Memleket Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce adaylıktan çekildi.
Adaylıktan çekilmeden önce günlerdir İnce’ye ilişkin yoğun olarak spekülasyonlar yapılmakta, kasetleri olduğu ve bunların paylaşılacağına ilişkin sosyal medyadan bilgiler paylaşılmaktaydı. Sadece bu kadarı da değil, İnce’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adamı olduğu, bu kapsamda yüklü miktarda para aldığı, bu paranın dekontlarının olduğu vs. çok yoğun paylaşımlar yapıldı. Bu paylaşımların yapıldığı ve eldeki “bilgilerin” paylaşılacağının duyurulmasının hemen sonrasında İnce adaylıktan çekildiğini açıkladı.
İnce çekilirken, beklenildiği üzere Kılıçdaroğlu lehine çekilmedi! Tam aksine hareket etti!
Muharrem İnce, Erdoğan ile cumhurbaşkanlığı yarışına girdiği dönemde, “adam kazandı” demişti, dün adaylıktan çekildiği sırada da bir nevi, “adam kazanacak” dedi!
İnce’nin çekilmesi, kaset, dekont vs. derken, ortalık yine toz duman oldu! Muhalefet iktidarı, iktidar da muhalefeti hedef aldı! Her iki taraf da bir diğerini, “kaset kumpası” kurmakla itham etti!
Söylenilenlerin hangileri doğru, hangileri yanlış bilemeyiz tabiki!
Fakat buradan hareketle kimi çıkarsamalar yapmakta fayda var. Bunlar;
Birincisi, siyaset zemini “kaset” ve “dekontlar”la dizayn edilebiliyor!
İkincisi, siyasete giren birinin tüm hayatı didik didik edilir, olan ve olmayan ne varsa orta yere dökülür! Sadece kendisinin değil, tüm yakınlarının da öyle!
Üçüncüsü; Siyaset bir öngörü sanatıdır! Siyasete girecek olan kişinin gerekli öngörülerde bulunması, kendisinin ve yakınlarının neler ile karşı karşıya kalabileceğini hesaplaması gerekiyor. Hesaplamalar sonrasında seçime girip girmeyeceğine karar vermeli.
Dördüncüsü; siyaset bir yük kaldırma işidir! Kendi yükünü bile kaldıramayacak kişilerin toplumun yükünü kaldıramayacağı kesindir! Yük kaldırmaktan ziyade, yük olacak kişilerin siyasette yeri yoktur!
Beşincisi; siyaset tarzında halen de Makyavelist yöntem esastır. Yani sonuca varmak için her yol mubahtır! Dolayısıyla siyasete girecek kişilerin bu bilinçle hareket etmeleri, son derece dikkatli olmaları, karşı tarafa malzeme vermemeleri gerekiyor!
Altıncısı; siyasette “olmaz” denilen hiçbir şey yoktur! Siyasetçilerin geleceğe yönelik net, kati ifadeler kullanıp bunun esiri olmamalılar! Kürtlerde bir atasözü var: “Çêra rojê birojê tê gotin.” Anlamı şu: Günün şarkısı, güne göre söylenir! Siyasi literatürde, “Somut koşulların somut tahlili” şeklinde formüle edilir!
Sonuç olarak; seçimlere bir gün kala herkeste kaybetme korkusu var! Kimileri kazanmaları durumunda, nasıl yargılayacaklarını söylerken, kimileri de, “siz hele bir durun. Hepinizin üzerinde tepineceğiz” diyor!
Adayların oy oranlarının birbirine yakın olduğunu, kazanacak olan adayın en fazla yüzde 55 oy alabileceği hesaba katacak olursak, ülkenin en az yüzde 45’inin kaybedeceği kesindir. Kaybedenlerin bu denli yüksek olacağı bir seçimin başka büyük sorunlara yol açmaması dileğiyle…