Connect with us

Genel

LGBTİ+ çalışanlar anlattı:  ‘Arkamda kimsenin olmadığını, hakkımı arayamayacağımı biliyorlar’

İşten çıkarılma ve yeni iş bulamama korkusu, sözlü ve fiziksel tacizler, gündelik hal alan zorbalık… LGBTİ+ çalışanlar, iş yerlerinde ayrımcılığın farklı türleriyle mücadele etmek zorunda. 

Bu tespit ve örnekler, Kaos GL Derneği’nin 2022 yılında yaptığı, kamu ve özel sektörde çalışan LGBTİ+’ların durumuna dair araştırmada rakamlarıyla kayda geçirildi. 

Örneğin, 289 kişinin katıldığı özel sektör araştırma sonuçlarına göre LGBTİ+ çalışanların sadece yüzde 27’si işyerinde açık olabiliyor: LGBTİ+ çalışanlar arasında işsizlik yaygınlaşıyor, işten çıkarılma ve yeni iş bulamama korkusu derinleşiyor. 

Advertisement

Derneğin 221 kişinin katıldığı kamu araştırması sonuçlarına göreyse, işyerinde gizlenmek zorunda kalmak kamuda daha ağır sonuçlara yol açıyor: Kamu çalışanı LGBTİ+’ların yüzde 63’ü işyerlerinde nefret söylemiyle karşılaşıyor. 

Van’da görüştüğümüz LGBTİ+’lar da iş hayatında yaşadıklarının, Kaos GL Derneği’nin raporunda ortaya konandan farklı olmadığını anlattılar. 

“Her iş başvurusunda fişleniyorum”

Advertisement

Ceyla 25 yaşında. Her iş başvurusunda ötekileştirildiğini, “farklı teklifler aldığını” ve tüm bunların bir “fişleme” işlevi gördüğünü anlattı.

İşsizliğin yüksek olduğu Türkiye’nin ekonomik koşullarında LGBTİ+’lar için iş bulmanın daha zor olduğunu söyleyen Ceyda, şöyle devam etti: 

“Van’da çalışacak bir iş bulamıyorum. Daha önce bir güzellik salonunda çalışıyordum. ‘Sigortanı yapacağız, maaş vereceğiz’ dediler ama bir iki ay sonra beni işten attılar. Onlar da arkamda kimsenin olmadığını, hakkımı arasam bile yasaların beni savunmayacağını biliyorlardı. Bu gerçek yüzüme tokat gibi çarptı. Bir genç olarak hiç umudum kalmadı. Avrupa’ya gitmeyi düşünüyorum, hem iş bulurum hem de özgürce hayatımı yaşarım.”

Advertisement

“İş yerinde arkamda kıkırdamalar duyuyorum”

Şıvan’sa, birçok arkadaşına nazaran kendini “atanmış bir memur” olduğu için şanslı hissediyor. 

Ancak, önceki iş yerinde ve iş başvurularında sözlü tacize uğradığını anlatan Şivan, yaşadıklarını şöyle anlattı:  

Advertisement

“Gittiğim her iş başvurusundan hayal kırıklığıyla döndüm. İşveren ahlaksız tekliflerde bulunuyordu. Sürekli özel hayatımla ilgili sorular soruluyordu. Birkaç günlüğüne bir iş yerinde çalışmaya başladım. Çok şaşırmıştım -patron nasıl odu da beni işe aldı- diye düşündüm. Sonra adamın kötü niyetli olduğu açığa çıkınca işten ayrıldım.”

Şimdi bir işi olsa da çalışma ortamında ayrımcı söylemlere maruz kaldığını anlatan Şivan, iş arkadaşlarının arkasından sürekli dalga geçtiğini, kıkırdadığını, yüzüne karşı sürekli “kıvırma”, “gülme” denildiğini söyledi: 

“Atandığım yerde bir başımayım. Gelip öğüt verenler, bunun bir sapkınlık olduğunu söyleyenler… Hemen her gün nefret söylemlerini işitiyorum. ‘Kıyamet alameti’, ‘toplum düzenini bozanlar’, ‘ahlaksızlar gibi laflar’…”

Advertisement

 “Bizi kimse ciddiye almıyor”

Ceyla ve Şivan gibi 24 yaşındaki Ertuğrul, “ahlaksız teklif” dediği, cinsel özlü tacizlerle sık sık karşılaştığını belirtti: 

“Ailemden uzakta Edirne’de bir kafede iş bulmuştum. Çalışanlar bana iyi davranıyordu ama müşteriler bazen çok kırıcı olabiliyorlardı, sürekli arkamdan fısır fısır konuşuyorlardı. Birkaç ay sonra doğup büyüdüğüm ilçeye, annemin yanına geri döndüm. Her gittiğim başvuruda hayal kırıklığıyla geri dönüyordum. Yaşlı amcaların vaatleri, ahlaksız teklifleri… Sonraları bir amcayla tanıştım, benim için iş ayarlayacağını söyledi. Çok mutlu olmuştum, kadrolu bir işe girip okulda çalışacaktım. Birkaç hafta sonra amcanın niyetinin de kötü olduğunun farkına vardım. Arkadaş çevremde hiç kimse iş bulamıyor. Bizi kimse ciddiye alıp karşına oturtup konuşmuyor.”

Advertisement

“İş bulabildiğim için çok mutluyum”

Jiyan, 36 yaşında. Gittiği her iş başvurusunda, “bulaşıcı hastalık gibi” karşılandığını söyledi: “İlk iş başvurusuna gittiğimde beni baştan ayağa süzdüler. Tarzım biraz farklı, saçlarım erkeklerle özdeşleşmiş şekilde kısa, giyim aynı şekilde ama görünürde kadınım. Her nedense iş muhabbeti her seferinde akıl hocalığına bağlanıyor. Yapma, etme, özenme, deniyor ama yalnız kalınca bana neler söyleneceğini biliyorum… İnsanları kırmak pek tarzım değil. Onlar beni kırıyor ben onları kırmadan dönüyordum.” 

Uzun süren iş arama sürecinin sonunda Jiyan, bir çağrı merkezinde iş bulmuş. İki yıldır burada çalışıyor. Mutlu. Çünkü kimse onu görmüyor, sadece sesini duyuyorlar.

Advertisement

 “Kadınlardan hoşlandığım içi molalarda Reis, Kral diye hitap ediyorlar”

Van’da üniversite okuyup aynı zamanda çağrı merkezinde çalışarak geçinmeye çalışan Merve ise Mersinli. Üniversite okumak için Van’a gelen Merve, belirli bir yaşa geldikten sonra kadınlardan hoşlandığının farkına varıp bu durumu ailesine açılmış. Ailesi ona destek verdiği için şanslı hissediyor. 

Daha önce bir kafede çalışan Merve, mola aralarında erkeklerin, “Hey delikanlı, ne haber reis, bizim hakkımızı gasp ediyorsun” gibi sözlerle onu taciz ettiklerini anlattı.  

Advertisement

“Biz de varız, var olmaya devam edeceğiz” diyen Merve, yakın çevresinde LGBTİ+’ların yaşadıklarını da aktardı: “Biz kadın olarak bir şekilde kendimizi gizliyoruz. Ama erkekler için durum o kadar kolay değil. Bir arkadaşım birçok defa iş başvurularında bulundu ve tamamında olumsuz dönüş aldı. En son gittiği iş başvurusunda, ‘bizim iş yerimizde ibnelere yer yok’ denildi. İnce bir ses tonu var ve insanlarla konuşunca ister istemez yansıtıyor. İstediğimiz tek şey eşitlik ve özgürlük.”

Devamı için tıkla
Advertisement
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hatimoğulları’ndan TTB’ye Tam Destek

Ajans65 Tv-Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları ve yöneticiler, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına tepki göstermek amacıyla TTB’yi ziyaret etti.

TTB Başkanı Fincancı’dan Kararlı Mesaj

Advertisement

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincan, ziyareti karşılarken, “Bu örgütün geleceği var. Bu örgütün geleceği buralarda arkadaşlar,” diyerek TTB’nin duruşunu ve geleceğe yönelik kararlılığını vurguladı.

Hatimoğulları’ndan Sert Eleştiriler

Eş Genel Başkan Hatimoğulları, ziyarette yaptığı konuşmada, “TTB’ye daha önce yapılan operasyon gününü hatırladım. Ankara’daki bütün demokrasi güçleri, yüreği demokrasiden ve özgürlüklerden yana bütün insanlar buradaydı. Şimdi yine hepimiz buradayız. Bu asla hukuki bir karar değildir; siyasi bir karardır, istibdat rejiminin sonucu olan bir karardır,” şeklinde ifadeler kullanarak, kararı sert bir dille eleştirdi.

Advertisement

İstibdat Rejimine Karşı Dayanışma Çağrısı

Hatimoğulları, “Boyun eğmeyenleri açlıkla, yoksullukla, işsizlikle ve KHK’larla biat ettireceklerini sandılar. Oysa onurlu kamu emekçileri hiçbir şekilde boyun eğmedi, istibdat rejimine geçit vermedi,” diyerek, kararın istibdat rejiminin bir sonucu olduğunu ve bu karara karşı geniş çaplı demokratik mücadele verilmesi gerektiğini belirtti.

Hatimoğulları’ndan TTB’ye Destek Sözü

Advertisement

Konuşmasını “TTB’nin her daim yanındayız. Dayanışma ile bu istibdat rejimini gerileteceğiz,” diyerek sonlandıran Hatimoğulları, TTB’ye yönelik desteğini ve dayanışma sözünü yineledi.

Devamı için tıkla

Genel

Tutuklu Dilan Polat’tan İlk Röportaj: Dua Ediyorum

5 Kasım’da tutuklanarak cezaevine konulan Dilan Polat, avukatı aracılığıyla verdiği röportajda cezaevindeki günleri anlattı. Cezaevindeki günlerinin nasıl geçtiğini anlatan Polat, Cezaevinde günlerini nasıl geçirdiğini anlatan Polat, bol bol dua ettiğini ve sürekli ağladığını söyledi.

AJANS65 TV – Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında 5 Kasım’da tutuklanarak ceazevine gönderilen Dilan Polat, avukatı aracılığıyla röportaj verdi. Cezaevinde günlerini nasıl geçirdiğini anlatan Polat, bol bol dua ettiğini ve sürekli ağladığını söyledi.

Avukatı Hüseyin Kaya aracılığıyla ilk röportajını Odatv’ye veren Dilan Polat, davanın gidişatıyla ilgili “Ben davanın nasıl gittiğine dair çok bir şey bilmiyorum ama avukatım soruşturmanın normal gittiğini, vergiyle ilgili sorunlarımız olduğunu söylüyor. Davanın nasıl gittiğinden ziyade varsa bizim devletimize bir borcumuz cezası neyse ödeyeceğiz. Bu konuları ihmal etmişiz, bundan dolayı tabii ki mahcubuz” dedi.

‘BURADA GÜNLER ZOR GEÇİYOR’

“Cezaevindeki günleri nasıl geçiyor, koğuş düzeni nasıl?” sorularını yanıtlayan Dilan Polat, “Burada günler zor geçiyor. Zaman zaman çok sakin oluyorum, zaman zaman yoğunlaşıp ağlıyorum. Vaktimin birI) kısmını kendimi anlamakla, tanımakla geçiyor. Gözyaşlarımın bir kısmı özlemden kaynaklanıyor. Buranın iki özelliği var: biri insan inanılmaz sigara içiyor bir de ibadet meselesi ile düşünme meselesi oluyor” ifadelerini kullandı.

Advertisement

Polat ile yapılan röportajın bir kısmı şöyle:

Oğuz Ok: Davanın gidişatı hakkında herhangi bir iyimserliğiniz var mı?

Dilan Polat: Ben davanın nasıl gittiğine dair çok bir şey bilmiyorum ama avukatım soruşturmanın normal gittiğini, vergiyle ilgili sorunlarımız olduğunu söylüyor. Davanın nasıl gittiğinden ziyade varsa bizim devletimize bir borcumuz cezası neyse ödeyeceğiz. Bu konuları ihmal etmişiz, bundan dolayı tabii ki mahcubuz.

Advertisement

O.O.: Geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?

D.P.: Gençlikten, bir anda imkan sahibi olmaktan kaynaklanan sorumsuzluklarımız oldu bundan dolayı zaten üzüntülerimizi ve pişmanlıklarımızı dile getiriyoruz. Buradan daha basiretli, daha temkinli ve daha faydalı işler yaparak çıkacağız, öyle dua ediyorum.

‘750 BİN LİRA’ SÖZÜ İÇİN PİŞMAN MI?

O.O.: “Bazen günde 750 bin lira harcıyorum” sözünden dolayı pişmanlığınız var mı?

Advertisement

D.P.: Günlük para harcamam biraz medyayla ilgili. Birkaç kişiyle çekişmemizden kaynaklanan bir şey. Her gün bu kadar para harcanmasının mümkün olmadığını hepimiz biliriz. Bir tarafıyla ortalama bir Türk vatandaşı gibi yaşarken, işimiz gereği ve bu sosyal medyanın vermiş olduğu zihinsel mecburiyetler mi diyeyim sosyal dayatmalar mı diyeyim… Nasıl öyle yapıyorduk, şimdi yavaş yavaş anlıyorum. Yoksa ben savurganlık yapmakta istekli biri değilim ya da şimdi öyle hissediyorum. Tabii bunları hep muhakeme etmeye çalışıyorum bir taraftan. Üzüntü ve zor zamanlar yaşamın yanında her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Daha çok kendimi, daha çok başka insanları tanımaya, bunlardan dersler çıkarmaya çalışıyorum.”

YARDIMCISI ŞULE HAKKINDAKİ İDDİAYA YANITI

O.O.: Yardımcınız Şule’nin sizin montunuzla alışveriş yaptığı iddia edildi. Kendisiyle cezaevine girdikten sonra bir temasınız oldu mu?

D.P.: Bazen birçok şey hatırlamadığım da oluyor. Burada başka başka şeylere yoğunlaştım. Şule ve mont işini tam olarak hatırlayamadım.

Advertisement

KARDEŞİ SILA DOĞU İLE KAVGA İDDİASI

O.O.: Kardeşiniz Sıla Doğu ile cezaevinde kavga ettiğiniz iddia edildi, aynı iddia diğer mahkumlarla aranızda da yaşandığı öne sürüldü. Bu iddialar doğru mu? Diğer mahkumların size bakışı nasıl?

D.P.: İnanın Oğuz Bey, burada insan bir başkasıyla değil, kendi kendisiyle bir kavga içinde oluyor. Doğru ile eğriyi ayırma hususunda yeterli zaman oluyor. Çocuklarım için endişelenmenin dışında hep düşünmek, mukayese etmek ve bunları not almakla zaman geçiyor. Kimseyle bir hır gürümüz yoktur. (HABER MERKEZİ)

Advertisement
Devamı için tıkla

Genel

Seçil Erzan’ı Tehdit Ettiler, Boş Arazide Video Çektirdiler

Gündemdeki yerini koruyor ve büyük bir dolandırıcılık örneği olan ‘Fatih Terim Fonu’nun görünen yüzü bankacı Seçil Erzan’ın tefeciler tarafından tehdit edildiği, boş araziye götürülüp videosunun çekildiği ortaya çıktı.

AJANS65 TV  – Ülkenin önemli dolandırıcılık örneklerinden olan “Fatih Terim Fonu” dolandırıcılığı gündemden düşmüyor. Aralarında Arda Turan, Muslera ve Emre Belözoğlu’nda bulunduğu futbol dünyasının ünlü isimlerin de yer aldığı dolandırıcılık organizasyonu ile milyonlarca dolarlık vurgun yapan bankacı Seçil Erzan’ın tehdit edildiği görüntüler ortaya çıktı.

İddianamede de tefeciler tarafından tehdit edildiğini anlatan Erzan’ın, boş bir araziye götürüldüğü videoda tefeciler ne söylerse tekrar ettiği görüldü. Görüntülerde Erzan’ın yüzünün şiş olması da dikkat çekti.

Görüntüleri Kanal D Haber’de yayınlandı. İddiaya göre, fon zincirinin içinde olan ve sisteme 10 milyon lira yatıran “Muci” lakaplı İranlı Hakkani, parasını talep ettiği fakat alamadığı Erzan’ı kaçırdı. Boş bir araziye götürüp video çeken Hakkani, Erzan’a söylediklerini tekrarlattı.

Advertisement

SÖYLENENLERİ TEKRAR ETTİ

Çekilen görüntülerde Erzan, “Merhaba Süleyman Amca. Sana vermiş olduğumuz Muci’nin ve Nazlı’nın senedinde her ikisinin de hiçbir çıkarı yok. Senden çok rica ediyorum. Onların senetleriyle ilgili lütfen hiçbir şey yapma” ifadelerini kullanıyor.

ERZAN’IN BAHSETTİĞİ ‘MUCİ’ KİM?

Erzan’ın Muci diye bahsettiği kişi ise iddianamede adı geçen ve aynı zamanda Erzan’ın üniversiteden arkadaşının eşi İranlı Hakkani.

TEFECİDEN 10 MİLYON ALIP 14 MİLYON LİRALIK SENET İMZALAMIŞ

Hakkani’nin, Erzan’dan daha fazla para istemesi üzerine Erzan’ın Tefeci Süleyman Aslan’a giderek 10 milyon lira aldığı iddia ediliyor.

Advertisement

Erzan, İranlı Hakkani ile birlikte 10 milyon liraya karşılık 14 milyon liralık senet imzaladığını ve bunu elden ödediğini ifade etti. Erzan, “Ayrıca Süleyman Arslan 1 milyon 350 bin dolar daha para vermişti. Sonrasında ben 2 milyon 650 bin dolar şeklinde çok daha fazla bir parayı Süleyman Arslan’a ödedim. Bu zamana kadar Arslan’a çok fazla faiz ödedim” ifadelerini kullandı.

İranlı Hakkani, senette adının yazmasından dolayı borçlu görünüyordu. Bunun üzerine Hakkani, Erzan’ı evinden aldı. Arabasına bindirip boş bir araziye götürdü ve videoya çekti. Görüntülerde Erzan’ın üzerinde eşofmanlarıyla olması ve yüzünün şiş olması ise dikkat çekti. (HABER MERKEZİ)

Advertisement
Devamı için tıkla

Genel

O Doktordan Çarpıcı İddi: Yüzde 75’i Ölecek

Covit aşısı olanlara yönelik spekülasyonlar devam ederken, Dr. Alan Shoemaker uluslararası bir sempozyumda yaptığı konuşma ile tüm dikkatleri üzerine çekti. Shoemaker, “Çok üzgünüm. Covid aşısı olanlarda %5 ile %9 oranında kalp hasarı geliştiği tespit edildi. Her bir milyon kişide 50 bin ila 90 bin kişi arası. Aşı yan etkisi olarak ‘miyokardit tanısı konulan insanların yarısı’ 5 yıl içinde, %75’i 10 yıl içinde ölecek” dedi.

AJANS65 TV – Covit aşısı olanlara yönelik değerlendirme ve spekülasyonlar devam ediyor. Kimi çevreler, covit aracılığı ile insanların ölüme sürüklendiği, zaten amacın da insan nüfusunu azaltmak olduğunu savunurken, diğer bir kesim ise yapılan spekülasyonların yaşan olduğunu, gerçekliği yansıtmadığını ileri sürüyorlar. Bu tartışmalar devam ederken, çok iddialı bir açıklama geldi. Açıklamanın sahibi ise Dr. Alan Shoemaker! Shoemaker, uluslararası bir sempozyumda yaptığı konuşmayla bir anda gündeme oturdu.

Shoemaker şu açıklamayı yaptı:

“Çok üzgünüm. Covid aşısı olanlarda %5 ila %9 oranında kalp hasarı geliştiği tespit edildi. Her bir milyon kişide 50 bin ila 90 bin kişi arası.

Advertisement

Aşı yan etkisi olarak ‘miyokardit tanısı konulan insanların yarısı’ 5 yıl içinde, %75’i 10 yıl içinde ölecek.” (HABER MERKEZİ)

Devamı için tıkla

Genel

O Fenomenlere Yurtdışı Yasağı Getirildi

Dilan Polat soruşturması genişlemeye devam ediyor. Polat’ın 2019’da “Şampiyonlar Ligi” adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraftaki 15 sosyal medya fenomeni hakkında yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Kararı Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği verdi.

AJANS65 TV – İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen, Dilan Polat ile eşi Engin Polat’ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında 15 sosyal medya fenomenine yurt dışına çıkış yasağı uygulandı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen, 24 şüpheliden 16’sının tutuklandığı soruşturma devam ediyor.

“Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında Dilan Polat’ın 2019’da “Şampiyonlar Ligi” adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan 15 kişinin kimlikleri tespit edildi.

Advertisement

Savcılığın talebini kabul eden Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman’a yurt dışına çıkış yasağı getirdi.

ÖZ ÇİFTİNE DE YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KARARI

Soruşturması ayrı dosyada devam eden sosyal medya fenomeni Özlem Altınok Öz ve eşi Tayyar Taylan Öz çifti ile Özlem Öz’ün annesi Hayriye Altınok’a da yurt dışına çıkış yasağı uygulandı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım’da düzenlenen operasyonda ve devamında başka tarihlerde yapılan operasyonlarda Dilan Polat ile eşi Engin Polat’ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Advertisement

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili Mali Suçları Araştırma Kurulunca (MASAK) ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat’ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa’da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat’a ait bir medikal şirketin Ankara’da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Advertisement

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu’nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16’sı tutuklanmıştı.

Hakimlik 27 şirkete ise kayyum atanmasına hükmetmişti. (HABER MERKEZİ)

Advertisement
Devamı için tıkla

Genel

Eksi Net İle 4 yıllık Üniversiyete Yerleştiler!

YÖK Atlas verilerine göre, YKS’deki tüm sınavlarının toplamında eksi net yapanlar üniversite kazandı. Toplamda eksi 9,5 netle edebiyata giren bile var. Eksi netle en çok girilen bölüm iki yıllık çocuk gelişimi olurken edebiyatı kazanıp hem Türkçe hem de edebiyatta sıfırın altında kalanlar dikkat çekti.

AJANS65 TV – Üniversite hayali kuran gençlerin istedikleri bölümlere yerleşebilmek için büyük bir emek ve çaba sarf ederken, kimi öğrencilerin eksi net ile 4 yıllık programlara yerleştiği ortaya çıktı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Atlas verilerini güncelledi. Son güncellemeyle birlikte barajın kaldırılmasının üniversite kazanmayı ne kadar kolaylaştırdığını ortaya koydu. Daha önceki yıllarda ortaya çıkan Yükseköğretim kurumları Sınavı’nda (YKS) kendi bölümleriyle alakalı sorularda eksi net yapanların yanı sıra bu yıl toplam sorularda eksi net yapanlar da oldu.

-9,5 NET İLE 4 YILLIK PROGRAMA YERLEŞTİ

T24’le yer alan haberde, bazı bölümlere -8,75, -7,25, -9,5 net yapanlar bile girdi. Hatta Türkçe’den eksi 7,5 net yapıp Türk Dili ve Edebiyatı kazanan bile var. Özellikle çocuk gelişimi bölümünün önlisans programlarındaki eksi netliler dikkat çekti. Eksi netlerle hem iki yıllık hem de dört yıllık bölümlere yerleşildi. Bu bölümlerinin çoğunun vakıf üniversitelerinde olması ise dikkat çekti. Toplam eksi netle girilen bazı bölümler ve üniversiteler şöyle:

Eksi net ya da sıfır netle üniversite kazananların yanı sıra Türk Dili ve Edebiyatı’na girenlerin netleri de dikkat çekti. Fatih Sultan Mehmet, Kapadokya ve Haliç üniversitelerinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazananlar 0’ın altında Türkçe neti yaptı.

Advertisement

Yine Haliç ve Kapadokya’da sıfırın altında netle Türk Dili ve Edebiyatı kazanıldı. Yani üniversitelerinden mezun olduğunda Türkçe öğretmenliği yapabilecek olan kişiler sıfırın altında Türkçe netiyle üniversiteye girdi.

BARAJ KALKMADAN ÖNCE KAÇ NET GEREKİYORDU?

YÖK’ün üniversitye girişteki baraj uygulamasını kaldırmasının ardından Türkçe ya da matematikten yarım net yapan öğrencinin puanı geçen yıl ilk kez hesaplanmaya başlandı.

Sınavın ilk bölümü olan TYT’de bu iki dersin herhangi birinden yarım net yapan bir adayın puanı diğer derslerde hepsini yanlış yapsa bile hesaplanabiliyor. Baraj kalkmadan önce 4 yıllık bölümler için en az 27 net, 2 yıllık bölümler için de 8,75 net yapmak mecburiydi.

Advertisement

KENDİ BÖLÜMLERİNİN SORULARINI YANITLAYAMADILAR

Daha önceki yıllarda olduğu gibi fizik, kimya, tarih, coğrafya gibi bölümleri kazananlar da YKS’de kendi bölümlerinin sınavlarında eksi net yaptı. Özellikle tarih sıravlarında hem birinci kısımda hem ikinci kısımda eksi net yapanlar dikkat çekti:

FİZİK

Uludağ Üniversitesi: 0

Advertisement

Selçuk Üniversitesi: -0,75

Abant İzzet Baysal Üniversitesi: -0,25

Harran Üniversitesi: 0

Advertisement

KİMYA

Namık Kemal Üniversitesi: -0,75

Sütçü İmam Üniversitesi: -1,75

Advertisement

Binali Yıldırım Üniversitesi: 0

Harran Üniversitesi: 0

COĞRAFYA

Advertisement

M. Akif Ersoy Üniversitesi: -0,25

Kastamonu Üniversitesi: -0,25

Karatekin Üniversitesi: -0,25

Advertisement

TARİH

Dumlupınar Üniversitesi: -1,75

Celal Bayar Üniversitesi: -1

Advertisement

İnönü Üniversitesi: -0,5

Karabük Üniversitesi: -1,25 (HABER MERKEZİ)

Advertisement
Devamı için tıkla

Çok Tıklananlar


KAPAT