Manşet

Küresel Sistem ve Uluslararası İlişkileri Anlatan Bir Hikaye: Tilki-Horoz Hikayesi

Abone Ol

Sınıflı toplumun ortaya çıkması ile birlikte, “uluslararası” ilişkilerin de temeli atılmaya başlandı. “dost ülkeler-düşman ülkeler” veya “dost uluslar-düşman uluslar”, başka bir demeyle “dost halklar-düşman halklar” söylemleri hep dillere dolandı. ABD’de bir askeri okulda gösterildiği belirtilen, “Tilki-Horoz” hikayesi ise “uluslararası ilişkiler” bakımından tek kelime ile ders niteliği taşıyan bir hikaye. Belki de anlatılan bu hikaye, ABD dış siyasetinin özeti niteliğinde…

KÖŞE YAZISI: MUHİTTİN BOTAN

Küresel sistemde tüm devletler, rakip veya değil, hepsi de bir biçimiyle bir biri ile ilişkili haldeler. Küresel güçlerin yanı sıra, bir de üçüncü dünya ülkeleri denilen ülkeler var. Üçüncü dünya ülkeleri olarak tabir edilen ülkelerin küresel güçler tarafından nasıl idare edildiğine ilişkin ABD’de bir askeri okulda gösterildiği belirtilen ve ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi uluslararası ilişkileri özetler nitelikte.

Sosyal medya platformlarında anlatılan hikayenin ismi “Küçük Tavuk”tur. Hikaye bir çizgi filme dönüştürülüyor. Çizgi film şu şekildedir:

Bir kümes var. Kümeste birçok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor.

Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.

Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.

Tabi dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.

Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.

Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor.

Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor.

Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.

Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor.

Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.

Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor.

Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar.

Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar.

 Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.

Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar.

Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.

Böylesi bir ders var mı, yok mudur bilemeyiz! Belki de birileri bu hikaye aracılığı ile “yaşlı siyasetçileri rahat bırakın, genç siyasetçiler birilerinin adamıdır, onlardan uzak durun” demek istiyor?

Ya yaşlı horozun kümesi, ya küresel güçlerin mağarası seçeneği ile kim ne mesaj vermek istiyor?

Kaldı ki kendini kümese kapatmak, Kuzey Kore gibi kendini küresel dünyadan izole etmek anlamına gelmez mi?

Şunu da eklemek gerekiyor:

Gerçekten de “dost uluslar” veya “dost ülkeler” var mıdır?

Yoksa “dost”luk çıkarların başladığı yerde başlayıp, bittiği yerde mi bitiyor?

Son bir cümle, “dost uluslar”dan ziyade, “ortak çıkarları olan uluslar” bulunmaktadır. Çıkarların bitmesi, “dostlu”ğun da farklı bir hal alması anlamına gelir…