İmambakır Ülküş Kimdir? İmambakır Ülküş Ne İş Yapıyor? İmambakır Ülküş Nerelidir?İmambakır Ülküş Gazeteci mi? İmambakın Ülküş Kiliçdaroğlu’na Ne Dedi?

MUHİTTİN BOTAN / HABER YORUM

AJANS65 TV - Yaşanan olaylı CHP kurultayında Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesinden çok, İmambakır Ülküş gündeme damgasını vurdu! Genelbaşkanlık yarışı birinci tur seçimi sonrasında çekilme kararı alan Kılıçdaroğlu’nu tehdit edercesine, “Çekilemezsin! Çekilmene izin vermiyorum” diyen İmambakır Ülküş’ün görevi ve CHP içerisindeki yetkisi nedir?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık seçimini kaybettiği seçim sonrası ismi yüksek sesle zikredilmeye başlanan İmambakır Ülküş, kamuoyunda bir gazeteci olarak bilinmektedir. Ülküş hakkında çok detaylı bilgi bilinmemektedir. Bilinen kimi bilgiler ise şu şekildedir:

İstanbul Gerçeği Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, aynı yekilde bu web sitesinde köşe yazarı olarak da görev yapmaktadır. Sendikal mücadele alanında uzun zaman görev aldı. Aynı şekilde siyaset alanına da ilgi gösteren birisidir.

Ülküş hakkındaki bir diğer bilgi ise Gazi Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun olduğudur. Ülküş mezuniyet sonrasında çeşitli sendikalarda aktif olarak görev aldı. Daha sonra gazeteciliğe geçiş yaptı ve çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. 2011 yılında İstanbul Gerçeği gazetesini kurdu ve genel yayın yönetmeni olarak görev yapmaya başladı.

KILIÇDAROĞLU-ÖZDAĞ ‘GİZLİ PROTOKOLÜ’NÜN GİZEMLİ TANIĞI

14 Mayıs seçimlyerinden sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genem Başkanı Ümit Özdağ arasında geçen görüşme ve yapılan gizli protokol ciddi tantışmalara konu olurken, olayın İmambakır Ülkeş boyutu hiç gündeme gelmemişti. Ümit Özdağ sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ‘gizli protokol’ü yaptıklarında, odada bulunan dört kişiden birisinin de İmambakır Ülküş olduğunu yazması, bizzat Ülküş tarafından da kabul edildi. Fakat Ülküş, ‘gizli protokol’de ne olduğunu bilmediğini söyledi. CHP yönetiminde yer almayan, MKY veya PM üyesi olmayan Ülküş’ün Kılıçdaroğlu’nun en yakınında bulunması ve en mahrem işlere tanıklık etmesi nasıl yorumlanmalı?

ÜLKÜŞ VE ÖZDAĞ'IN AÇIKLAMALARI OLAYI GİZEMLİ HALE GETİNDİ

Ülküş’ül Köşe Yazısından:

Sözcü yazarı: Havalimanında iki suya 170 lira verirken ellerim titredi Sözcü yazarı: Havalimanında iki suya 170 lira verirken ellerim titredi

“Ümit Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasındaki imzalanan 'mutabakat' metnine ilişkin daha önce çok az tartışma ve itiraz olmuştu.

Ancak Ümit Özdağ'ın açıkladığı 'aramızda ayrıca bir gizli protokol var' açıklaması ise ortalığı kelimenin gerçek anlamında yıktı.

Kılıçdaroğlu'na yönelik CHP içinden ve dışından yürütülen linç kampanyasının odağına oturdu.

Böylece açılan yoldan yapılan ve açıklanan 'mutabakat' metnine de yönelik eleştiriler-saldırırlar arka arkaya gelmeye başladı.

***

Ümit Özdağ ve Kılıçdaroğlu arasındaki 'mutabakat' metni gizli-saklı bir metin değildir.

Üzerinde konuşulan maddeleri Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ sosyal medya hesabından daha anlaşma olmadan 22 Mayıs 2023'te yayınlamıştır.

Ayrıca 'uzlaşma metni' ve 'mutabakat metni' herkesin bildiği; üzerinde konuştuğu bir metindir.

Daha önemlisi bu metni 6'lı masanın bütün liderleri de biliyordu hem de imzalanmadan önce.

***

Şimdi bir ‘gizli protokol’ tartışmasıdır gidiyor.

Ne gizlisi ya!

Ümit Özdağ sosyal medyada paylaşım yapıyor ‘ben İçişleri bakanı olduğumda bütün sığınmacılar gidecek’ diye.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener açıklama yapıyor ‘Ümit Özdağ’ın İçişleri bakanı olması bizim açımızdan sorun değil O CHP’nin tasarrufu’ diye.

***

Gazeteciler yazıyor Kılıçdaroğlu Ümit Özdağ’a iki bakanlık verdi biri içişleri bakanlığı diye.

Ama ‘protokol’ gizli hem de çok gizli.

Ümit Özdağ ve Zafer Partisi ile yapılan ikinci ‘protokol’ konuşulmasaydı belki daha iyiydi.

Ama konuşulması da dünyanın sonu değil.

***

Sorun; ‘gizli protokol’ olması değil.

Sorun; bakanlık paylaşımı değil.

Sorun; 6’lı masanın veya CHP yönetiminin haberi olmaması değil; çünkü herkesin sağır Sultan’ın bile haberi var.

Sorun; CHP’nin ve Kılıçdaroğulu’nun Ümit Özdağ ve Zafer Partisiyle ittifakının toplumda karşılığının olmasıdır.

***

Bütün saldırı da bu nedenledir.

Ne yazık ki tekrar tekrar söylüyorum ne Ümit Özdağ ne de Kılıçdaroğlu yaptıklarının öneminin farkında değil.

Yapılan doğru bir şey ‘siyasi magazine’ kurban ediliyor.

Yapılan doğru bir işin üstü örtülüyor.

***

Birilerinin söylediği gibi bu maddeler hiçbir şekilde sorun olmadı; 'kayyım’ maddesi hariç kimse kimseyle tartışmadı bile.

Tam tersine iki liderin birlikte kaleme aldığı üzerinde çok kolay uzlaştığı bir metin olmuştur.

Çünkü CHP açısından da Zafer Partisi açısından da bunlar vazgeçilmez ilkelerdir.

Ama ikinci cumhuriyetçiler ve liberaller için ise bunlar mutlaka 'itiraz' edilmesi gereken maddelerdir.

***

Üzerinde çok tartışma yaratılan 'yerel yönetimlere kayyum atanması' maddesinde de üstünde fırtına kopartıldığı kadar bir sorun yoktur.

'Mutabakat’’ metninde kayyım uygulaması 'yargı kararları çerçevesinde devam edilecektir' deniyor.

AKP döneminde hiçbir uygulamada ortada bir yargı kararı yoktur.

Çoğunda önce görevden alma yapılmış sonra da olay yargıya intikal edilmiştir.

***

Bırakın 'yargı kararını' görevden alınan birçok belediye başkanı hakkında hala kesinleşmiş bir yargı kararı yoktur.

Bırakın 'yargı kararını' hala görevden alınan çok belediye başkanı ve meclis üyesi hakkında ortada herhangi bir yargılama da yoktur.”

Yazının sonuç bölümünde yine çarpıcı değerlendirmelere yer veriliyor:

“CHP'ye ve Kılıçdaroğlu'na milliyetçilikle üzerinden saldıranların unuttuğu bir şey var.

CHP'nin kurucu değerlerinden birisi milliyetçilik.

CHP'nin 6 okundan birisi Milliyetçilik.

Unuttukları bir şey CHP’nin Kuvayi Milliye'nin Partisi olduğudur.

***

Türkiye'nin bütün renklerini birleştirmek için mücadeleye devam etmelidir.

CHP ve Kılıçdaroğlu Türkiye'yi normalleştirmek için mücadeleye devam etmelidir.

CHP ve Kılıçdaroğlu Türkiye'ye demokratikleştirmek için mücadeleye devam etmelidir.

Türk milliyetçileriyle birlikte yol yürümeye devam etmelidir.”

Ümit Özdağ Sosyal Medya hesabından yanıtlıyor:

“İmambakır Üküş CHP Genel Başkan Danışmanı olarak Zafer Partisi-CHP protokolünün oluşmasının hemen her aşamasında vardı. İmzalar atılırken odadaki 4 kişiden birisiydi. Makalesi çok önemli. Özdağ-Kılıçdaroğlu Mutabakatı kimi niye rahatsız ediyor?”

ÜLKÜŞ: BEN DANIŞMAN DEĞİLİM

Ümit Özdağ, Ülküş’ü, “Kılıçdaroğlu’nun Danışmanı” olarak vurguluyor, ancak başka bir yazıda Ülküş danışmanlık tabirine karşı çıkıyor ve kendisinin danışman olmadığını belirterek, “Ben hiçbir zaman genel başkanın danışmanı olmadım… ama bu önemli ve tarihsel sürecinde içinde olmaktan da bu sürece tanıklık etmekten de onur duydum… Bu süreçte bir nebze de olsa katkım olduysa bundan onur duyarım…” ifadelerini kullandı.

Gizemli bir tutum takınan Ülküş’ün neden bu denli Kılıçdaroğlu’nun yanında bulunduğuna ilişkin de kendisi, “Ben tüm bunları Kemal Kılıçdaroğlu için yapmadım. Siyasi tutumum nedeniyle yaptım” ifadelerdini kullanıyor.

Ümit Özdağ ile yapılan protokole ilişkin ise, daha çarpıcı değerlendirmelerde bulunuyor:

“Seçimler, Türk Milliyetçilerinin seçmen bazında nasıl bir gücü temsil ettiğini ortaya koydu. Türk milliyetçileri ile CHP ittifak yaparsa sonuç alabileceğini gösterdi. Dolayısıyla bu gün konuşulması gereken, bu otoriter rejime karşı CHP ile Türk milliyetçileri arasında ittifak olanağı var mı? Bu gün konuşulması gereken budur, yoksa protokol imzalanırken kim vardı, kim yoktu konusu gibi siyasi magazin değil…”

Anlatılanlar bir yana Ülküş’ün çıkışı, çok su kaldıracak gibi…

Editör: İdris YILMAZ