Manşet

Kılıçdaroğlu: Hiç Kimse Bir Milletvekilini Cezaevinde Tutamaz

Abone Ol

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde TİP Milletvekili Can Atalay'ı ziyaret ederek açıklamada bulunarak, "Hiç kimse bir milletvekilini, milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz" şeklinde konuştu.

AJANS65 TV - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay’dan Türkiye İşçi Partisi (TİP) adayı olan ve milletvekili seçilen tutuklu avukat Can Atalay’ı ziyaret etmek için Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde ziyaret etti.

Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Buraya gelişimizin temel nedeni TBMM iradesini kamuoyuna duyurmaktır. Hiç kimse bir milletvekilini, milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu ayrıca, "Şu hapishanede gazeteciler de yatıyor. Olmaz arkadaşlar. 21. yüzyıldayız insanları düşünceleri yüzünden hapse atamazsınız. Yeter ya, yeter artı. Bu milletin biraz yüzü gülsün. Bu millet ülkeye demokrasi geliyor diye sevinsin artık" ifadelerine yer verdi.

'BURAYA GELİŞİMİZİN TEMEL NEDENİNİN MİLLETİN İRADESİNE SAHİP ÇIKMAK OLDUĞUNU AKTARDIK'

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Kendisini dinledim. 4 konuyu gündeme getirdi, öncelikle çok heyecanlıyım dedi, ziyaretimiz dolayısıyla. Buradan çıktıktan sonra ilk işim Hatay'a gitmek, deprem bölgesindeki depremzedeleri ziyaret etmek, bunu çok arzuluyorum ve mutlaka gitmek istiyorum diye düşüncesini ifade etti. Davanın çok haksız bir dava olduğunu ve içeride boşu boşuna tutulduklarını ifade ettim.

Gördüğüm kadarıyla bütün dava dosyasını neredeyse ezberlemiş durumda. Bütün haksızlıkları biliyor, yapılan haksızlıkları tek tek anlattı bize. Gerçekten inanılır gibi değil ve her halukarda cumhuriyeti ve demokrasiyi savunma konusunda kendisinin ve arkadaşlarının kararlı olduklarını ifade etti. Biz de cumhuriyeti ve demokrasiyi her koşulda savunacağımızı, buraya gelişimizin temel nedeninin de milletin iradesine sahip çıkmak olduğunu demokrasiye sahip çıkmak olduğunu kendilerine aktardık.

'BU NASIL BİR YARGIDIR, BU NASIL BİR DEMOKRASİ ANLAYIŞIDIR'

Çünkü, Sayın Atalay şu anda kendisi hükümlü değil, bunu bütün milletimizin bilmesi lazım, tutuklu. Yani hakkında bir mahkeme kararı söz konusu değil. Kendisi şu anda tutuklu, tutuklu olduğu zaman milletvekili seçilmek için dilekçesini veriyor, ilgili savcılıktan bir sabıka kaydı alıyor, hiçbir sabıkasının olmadığına yönünde Cumhuriyet Savcılığı'ndan aldığı yazıyı YSK'ye götürüyor, YSK'de 11 yargıç Sayın Can Atalay'ın seçime katılmaya hakkı olduğunu onaylıyorlar ve Sayın Atalay'da Hatay'dan milletvekili adayı oluyor ve seçiliyor. TBMM'ye gelip yemin etmesi gerekiyor, TBMM'de ismi okunuyor, orada olmadığı için yemin edemiyor.

Arkasından Can Atalay, TBMM'de bütün milletvekillerinin oylarıyla İnsan Hakları Komisyonu'na seçiliyor. Bu nasıl bir uygulamadır, bu nasıl bir yargıdır, bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır. Can Atalay hapiste, TBMM'de görevli olan milletvekilleri insan haklarından sorumlu komisyona seçiyorlar ve Can Atalay yine hapiste.

'YETER YA, YETER ARTI. BU MİLLETİN BİRAZ YÜZÜ GÜLSÜN'

Buraya gelişimizin temel nedeni TBMM iradesini kamuoyuna duyurmaktır. Hiç kimse bir milletvekilini, milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilini TBMM'nin iradesini dışlayarak cezaevinde tutamaz. Bu görev en çok kime yakışırdı, en çok CHP'ye yakışırdı. Bu ülkeye demokrasiyi getiren parti biziz.

Meclis Başkanı'na sesleniyorum. AYM'nin kararı var, kararı süratle yerine getirmesi için Adalet Bakanlığı'na sunacak.Şu hapishanede gazeteciler de yatıyor. Olmaz arkadaşlar. 21. yüzyıldayız insanları düşünceleri yüzünden hapse atamazsınız. Yeter ya, yeter artı. Bu milletin biraz yüzü gülsün. Bu millet ülkeye demokrasi geliyor diye sevinsin artık.

'KATKIYI EN ÇOK MEDYADAN BEKLİYORUM'

Bu millet biraz da evet bu ülkeye demokrasi geliyor diye biraz neşelensin. Herkeste bir karamsarlık atmosferi var. Buraya gelişimin nedenlerinden biri de; hiç kimsenin karamsarlığa kapılma hakkı da yoktur, hukuku da. Hepimiz cumhuriyeti kökleştirmek ve demokrasiyi büyütmek için bu mücadeleye katkı vermek zorundayız. Katkıyı da en çok medyadan bekliyorum."