Cumartesi Anneleri’ne yönelik basın açıklaması yapan İHD Van Şubesi, “Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere yargı makamlarının ‘suç değil, hak kullanımı’ dediği Cumartesi Anneleri’nin buluşmaları, bizzat hakkın etkin kullanımını sağlamaya yönelik tedbirleri almakla görevli Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından engelleniyor. Ayrıca yargı kararları ile iç hukuktaki dayanakları ortadan kalkan kolluğun keyfi müdahalesi de devam ediyor” açıklaması yapıldı.
EDİTÖR / AJANS65 TV
VAN - Çocuklarının akıbetini öğrenmek maksadıyla her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda bir araya Gelen Cumartesi Anneleri’ne yönelik baskılar devam ediyor. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Cumartesi Anneleri’nin toplanmasının engellenmesi ve her cumartesi günü gözaltına alınmalarına bir tepki de İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi’nden geldi.
‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRATİK TOPLUMUN TEMEL PARAMETRELERİNDEN BİRİSİDİR’
İHD Van Şubesi Cumartesi Annelerine destek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Şube binasında düzenlenen basın açıklamasını İHD Van Şube yöneticisi Avukat Necdet Ceyhan okudu. Yaptığı açıklamada Ceyhan, toplanma özgürlüğü ve görüşleri toplanma suretiyle ifade hakkı, demokratik bir toplumun temel parametrelerinden biri olduğunu söyleyerek, “Bu hak, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Anayasa tarafından da güvenceye alınmıştır. Ancak toplanma özgürlüğünü kullanmak isteyenler ülkemizde suçlu muamelesi görüyor” dedi.
‘KEYFİ MÜDAHALE DEVAM EDİYOR’
Ceyhan, “Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere yargı makamlarının “suç değil, hak kullanımı” dediği Cumartesi Anneleri’nin buluşmaları, bizzat hakkın etkin kullanımını sağlamaya yönelik tedbirleri almakla görevli Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından engelleniyor. Ayrıca yargı kararları ile iç hukuktaki dayanakları ortadan kalkan kolluğun keyfi müdahalesi de devam ediyor” açıklamasını yaptı.
‘UYGULAMA ANAYASA VE HUKUKA AYKIRIDIR, KEYGİDİR, SUÇTUR’
Ceyhan şu açıklamalarda bulundu:
“957. haftamızda bir kez daha altını çiziyoruz: gerek Beyoğlu Kaymakamlığı’nın, gerekse İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün engelleme ve gözaltı uygulamaları Anayasaya ve hukuka aykırıdır, keyfidir, suçtur. Kamu görevlileri, cezasızlık zırhının güvencesinde olduklarını bilmenin pervasızlığıyla suç işlemeye devam etmektedir. Hiç şüphe yok ki, kamu görevlileri suçta ve ihlalde ısrar etme cesaretini İçişleri Bakanı’ndan alıyorlar. Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı olan bu şiddet dolu engellemenin ana kaynağı ise, 28 yıllık adalet arayışımızı boşa çıkarmak isteyen siyasi iradenin kendisidir.
‘ASIL TALEPLERİMİZ GÖLGELENMEK İSTENİYOR’
Her Cumartesi bir kaos ortamı yaratarak bizim asıl taleplerimizi gölgelemek isteyenlere sesleniyoruz:
Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan ve bir daha geri dönemeyen sevdiklerimizin başına neler geldiğini bilme hakkımızda ısrar edeceğiz.
Yaşamdaki tüm izleri silinsin diye mezarsız, mekansız bırakılan sevdiklerimizi mezarlarına kavuşturma düşümüzden vazgeçmeyeceğiz.
‘ADALET İSEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Tanıklara rağmen, faillerin gazetelerde yayınlanan itiraflarına rağmen, AİHM kararlarına rağmen, TBMM Raporlarına rağmen kayıplarımızın faillerinin cezasız bırakılmasına itiraz etmekten, adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.
42 yıl önce bugün gözaltında kaybedilen Süleyman Cihan ve tüm kayıplarımızı hatırlamak ve hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
957. haftamızda sesimize ses katmak için pek çok şehirde bir araya gelen insan hakları savunucularını selamlıyoruz. Onların “Anayasa’nın emredici hükümlerini uygulayın; keyfi ve dayanaksız iddialarla, hukuk dışı yöntemlerle Cumartesi Anneleri’ni engellemeye son verin!” talebinin yaygınlaşmasını diliyoruz.”