İran yönetiminin DAİŞ’in Şii versiyonu olduğunu belirten Parniyan Yeganeh, halkın temel talebinin reform değil, rejim değişikliği olduğunu söyledi.

Aralık ayı başında batı medyası başta olmak üzere dünyanın pek haber portalı, gazete ve yayınında Jîna Emînî'yi gözaltında darp ederek katleden "ahlak polisinin" İran hükümeti tarafından lağvedildiğini manşetlerine taşıdı. Haberler İran Başsavcısı Mohammad Jafar Montazeri’nin açıklamalarına dayanıyordu. Ancak açıklamadan saatler sonra İran devlet medyası başsavcının ifadesini yalanladı.

İslam Cumhuriyeti Emniyet Güçleri'nin (LEF) bir parçası olan “Ahlak Polisi Birimi”, devrim sürecine giren İran'da süren eylemleri bastırmak amacıyla yoğun bir biçimde kullanılıyor. Son dönemde basına yansıyan İran rejim yetkililerine ilişkin sızan belge ve raporlar, güvenlik güçlerinin cesaretini kaybettiğini ve pek çok LEF mensubunun erken emeklilik için başvurduğunu gösteriyor. Pek çok İranlı aktivist ve analist, “ahlak” polisinin lağvedilmesi haberinin üç günlük genel grev öncesi protestoların yoğunluğunu azaltmak ve "normalleşme" mesajı vermek için kullanıldığı görüşünü dile getiriyor. Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan İranlı kadınlar, “ahlak polisinin” lağvedilmesinin rejim sona ermeden imkansız olduğunu, edilse bile pratikte bunun bir karşılığının olmayacağını söyledi. Kadınlar, “ahlak” polisinin bağlı olduğu yapıyı, İran rejiminin kendisini kurduğu ve yükselttiği temelleri anlattı.

DEVRİMİ KONTROL ALTINA ALMA AMACI

Baskılar nedeniyle İran'ı terk ederek sürgünde yaşayan Parniyan Yeganeh, karar vericilerin devrimi kontrol altına almak için böyle bir asılsız haberi ortaya attığını belirtti. Yeganeh, “Batının eylemlerle bir sorunu yok, destekliyorlar güya, ancak devrim sözcüğü telaffuz edildiği zaman herkesin huzuru kaçıyor. İran hükümeti de rejimi canlı tutmak zorunda ki her istediğini yapsın, suç işlemeye devam etsin, bunun hiç bir karşılığı olmasın. Ancak rejim ve batı medyası ne söylerse söylesin, bizim pozisyonumuz açık ve nettir. Rejim değişikliği istiyoruz, reform değil” dedi.

KURDİSTAN’DA 75 GÜNDÜR GREV SÜRÜYOR

5 Kasım’da gerçekleştirilen genel grev eyleminin İran tarihinin en büyük grevi olduğunu belirten Yeganeh, “Dünya bu çığlığı duyup bu rejime son vermeli ama görüyoruz ki devrime son vermek amacıyla yalan haberler yayıyorlar. Tüm gazetecilerin haberlerini yazmadan önce şunu düşünmesini istiyoruz, medya ses vermezse, bir diktatör nasıl varlığını sürdürür? Zorunlu başörtüsü bu rejimin DNA'sında var. Şu anda İran halkı tüm gücüyle bu rejimi bitirmek için kendi ekonomisini sarsmaya çalışıyor. Bunun için grev yapıyor. Bu grevler halkı da aç bırakıyor. Bu rejimi aç bırakmak için kendimizi de aç bırakmak zorundayız. Şu anda Kurdistan'da 75 gündür grev sürüyor" ifadelerini kullandı.

TEK TALEP REJİM DEĞİŞİKLİĞİ

Yeganeh, İran yönetiminin DAİŞ'in Şii versiyonu olduğunu vurgulayarak, rejimin Hamaney'e ve İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (IRGC) yakın olduğunu kaydetti. Yeganeh, şöyle devam etti: “İran hükümeti bölgede çok yakından tanınan terör gruplarına yakındır. Bir yandan da ılımlı İslamcı Şii Müslümanlar var. Bu kişileri reformistler olarak adlandırıyoruz. Her iki grup için de önemli olan güçtür. Kendi güçlerini İslam’la tanımlarlar ve Şii İslam’ını kimlikleri haline getirmişler. Bu iki grup ne yazık ki iç içe geçmiş durumdadır ve ikisini birbirinden ayırmak mümkün değil."

Jîna Emînî'nin katledilmesiyle tetiklenen eylemlerin tek talebinin rejim değişikliği olduğunun altını çizen Yeganeh, "Muhalefet gibi görünen yapının bunu bir reform talebine indirgemesine izin vermeyeceğiz. Bizler daha önce defalarca reform talepli ayaklanmalara şahit olduk, hatta 2009 seçimlerinde reformist adaya oy bile verdik. Oylarımız sayılmadı ve üstüne de binlerce insanımız öldürüldü. 2019 Kasım'ındaki ayaklanma sırasında Cumhurbaşkanı reformistti. Yine internet kesildi. Bin 500 insan öldürüldü. Hükümet hangi tarafta olursa olsun, rejimin metotları değişmez. Rejim öldürür, hapseder ve tecavüz eder. 43 yıllık rejim tarihinde bunların sayısız örneği vardır” diye belirtti.

‘BU SEFER HALKA GÜVENMELİYİZ’

“Kadın, yaşam, özgürlük” kavramını savunan herkesin satır aralarını iyi okuması gerektiğinin altını çizen Yeganeh, şunları söyledi: “Bu sefer sokaklardaki, 75 gündür grevde olan halka güvenmeliyiz. Rejim propagandası genel greve odaklanmamızı engellemek istiyor. Haber ajansları, gazeteciler özellikle bu grevleri öne çıkarmalıdır. Halk reform istemiyor, ahlak polisinin lağvedilmesi kimsenin gündemi değil, halk rejim değişikliği istiyor" diye konuştu.

Zorunlu başörtüsünün İslami rejimden çıkarılması durumunda kimliksiz kalacağını kaydeden Yeganeh, "Totaliter rejimler bu kimlikler olmadan yaşayamazlar. Biliyorlar ki zorunlu başörtüsünde geri adım atarlarsa, başka pek çok şeyde geri adım atmak zorunda kalacaklar ve böylece de İran rejimi artık İslami rejim olmayacak. Sizce bunu yaparlar mı?" diye sordu.

Kaynak: Mezopotamya Ajans

Editör: İdris YILMAZ