Seçim tarihi yaklaştıkça, ittifaklar da senaryolarının masaya yatırmaya başladılar. İktidar kanadının masaya yatırdığı senaryolardan bir tanesi şudur: “Bizim hedefimiz Meclis başkanını seçmek ve komisyonlarda çoğunluğu elde etmek için 301 milletvekili. Muhalefet ise vaat ettiği parlamenter sisteme geçiş için 360 milletvekiline ulaşmak zorunda. Bizim 301’e ulaşmamız, muhalefetin 360’a ulaşmasından daha kolay.”
AJANS65 TV - Türkiye açısından hayati seçim olarak nitelendirilen 14 mayıs seçimlerinin için hazırlıklar tüm hızıyla devam ederken, ittifaklar da izleyecekleri yol haritasını netleştirmeye başladılar. Kıran kırana geçmesi beklenen seçim çalışmasında, en iyi stratejiyi izleyen, en organize olan ve her kesimi kapsayan adayın seçimi kazanması beklenirken, seçimi kazanmak için bunların da yetmeyebileceği değerlendirmesi yapılmaktadır. Gazete Duvar, “Duvar arkası”nda seçimlerin analizini yaptı.
İktidarın ikinci tur hesabı: Avantaj bizde olur
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri için ibre 14 Mayıs’ı gösteriyor. Yaklaşık 100 gün sonra gerçekleşecek seçimin sonucuna dair birçok senaryo var. Muhalefet partilerinin birçoğu cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesi gerektiğini savunuyor. Bu görüşte ikinci tur sürecinin “bilinmezlik” taşıması etkili. İktidar partilerindeki birçok siyasetçiye göre de seçim ikinci tura kalırsa Cumhur İttifakı adayı daha avantajlı olur. İktidar kulislerinde bunun nedeni şöyle açıklanıyor: “Bizim hedefimiz Meclis başkanını seçmek ve komisyonlarda çoğunluğu elde etmek için 301 milletvekili. Muhalefet ise vaat ettiği parlamenter sisteme geçiş için 360 milletvekiline ulaşmak zorunda. Bizim 301’e ulaşmamız, muhalefetin 360’a ulaşmasından daha kolay. Muhalefete yakın anket şirketleri bile 360 vekil olasılığını göstermiyor. Bizim 301’i geçtiğimiz, muhalefetin 360’ı yakalayamadığı tabloda cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa seçmen oyunu istikrardan yana kullanacaktır. Bu durumda 2. turda Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak daha kolay olacaktır.”
Muhalefete göre seçimi yüzde 100 kazanmanın formülü
Millet İttifakı çalışmalarında en kritik konulara gelindi. Ortak cumhurbaşkanı adayı için 13 Şubat işaret edilirken Meclis seçimleri için de “en çok milletvekili nasıl çıkarılır” formülü çalışılıyor. Kritik dönemeçte özellikle İYİ Parti yetkililerinden gelen açıklamalar “Masa dağılır mı” sorusuna neden olurken “Açıklamaları kriz olarak nitelendirmek doğru değil, en önemli konuları konuşmaya başladık. Tüm partiler ne kadar belirleyici olabilirim, en çok ne alabilirim diye el yükseltiyor. Bu siyasetin doğasında var. Masadan kimse kalkamaz. Bu masanın sağlamlığından da değil. Kazanmak için birbirimize mecburuz” deniliyor. Bir siyasetçi de “yüzde 100 kazanmanın formülü”nü, “Masa’dan bir lider cumhurbaşkanı, diğerleri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak elini taşın altına koymalı. HDP de aday çıkarmamalı” sözleriyle açıklıyor.
Başörtüsü teklifi görüşmeleri mart ayını bulacak
AKP ve MHP, ortak imzayla Meclis’e sunduğu başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği teklifinin virgülüne dokundurmadı. Muhalefet partileri de önerileri dikkate alınmayınca komisyon görüşmelerini terk etti. Meclis Anayasa Komisyonu’nda AKP ve MHP oylarıyla kabul edilen teklifin şimdi genel kurula ne zaman getirileceği merak ediliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında tarih vermedi, “İnşallah yakın bir zamanda anayasa değişikliği teklifimizin Genel Kurul görüşmeleri başlayacak” demekle yetindi. AKP yetkilileri de henüz bir takvim belirlenmediğini söylüyor. Seçime kısa bir süre kala Meclis’e sunulan kanun teklifleri yasalaştıktan sonra anayasa değişikliğinin ele alınabileceğini söyleyen yöneticiler, “Teklif muhtemelen şubat ayı sonu mart ayı başı genel kurulda görüşülür” değerlendirmesi yapıyor. Komisyon görüşmelerinde önerileri dikkate alınmayan muhalefet partilerinin genel kurul oylamasına da katılması beklenmiyor. Bu durumda teklifin en azından referanduma sunulması için gereken 360 oya ulaşması da mümkün görünmüyor.
Kapatma davası: En uzak seçenek HDP
14 Mayıs’ta yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine giderken yaşanabilecek en önemli gelişmelerden biri Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin kapatılması talebiyle açılan davada vereceği karar olacak. HDP’nin 14 Mart’ta yapacağı sözlü savunmanın ardından dosya raportöre gönderilecek. Raportörün hazırlayacağı rapor AYM Başkanına sunulduktan sonra görüşme için gün belirlenecek ve üyeler kararını verecek. Ancak bu süreç için belirli bir takvim yok. Bu nedenle HDP’li yetkililer seçimin hemen öncesinde alınabilecek karara karşı atacakları adımı tartışmaya başladı. Hazine hesaplarına geçici bloke kararını “kapatma yönünde bir tutum” olarak yorumlayan yetkililer hazırlıklarını da bu olasılık üzerine yapıyor. Partide, “Biz her şeye rağmen HDP ile seçime girme eğilimindeyiz. Ama AYM milletvekili listelerinin kesinleşeceği sürece kadar karar vermezse ‘kurbanlık koyun gibi bıçağa başımızı uzatmayız. O zaman kapanma davasıyla ilgili karar çıkmadan da bir başka partiyle seçime girme kararı verebiliriz” şeklinde değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Bir yetkili de “Kapanmaya karşı A, B, C seçeneklerini konuşurken bu belirsizlik ortamında seçime girilecek parti açısından en uzak seçenek HDP diyebiliriz” yorumu yaptı. HDP’nin bir başka parti ile seçime girme kararı alması durumunda değerlendireceği ilk seçenek Yeşil Sol Parti olacak. Bu partinin seçime girme yeterliliği almaması durumunda TİP ve Emek Partisi’nin tercih edilebileceği konuşuluyor.