GÜNDEME GETİRDİĞİMİZ "ZİLAN'DA İNSAN KEMİKLERİ" HABERİ MECLİS GÜNDEMİNDE

Fotoğraf: İdris Yılmaz

Abone Ol

Zilan’da baraj sularının çekilmesi ile ortaya çıkan insan kemiklerine ilişkin yapmış olduğumuz haber ses getirdi. Konuyu meclis gündemine taşıyan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Van Milletvekili Tayip Temel, “Koçköprü Barajı sularının çekilmesiyle insan kemikleri gün yüzüne çıkmıştır. Bu bölgede bugün gün yüzüne çıkan kemiklerin incelenmesi, inceleme sonuçlarının kamuoyuna açıklanması ve bu kemiklerin insan onuruna yakışır bir biçimde defnedilebilmesi” talebiyle meclis araştırması için öneri sundu.

HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Tayip TEMEL

Ajans65 Haber Merkezi - Van’ın Erciş İlçesi Zilan Bölgesinde baraj sularının çekilmesi ile ortaya çıkan insan kemiklerine ilişkin yapmış olduğumuz haber ses getirdi. HDP’li Temel Meclis araştırması açılması talebiyle hazırlamış olduğu önergede şu açıklamalara yer verdi:

“Van’ın Erciş ilçesinde 1930 yılında yaşanan Zilan Katliamı sonrası köylerin büyük bir kısmı yakılarak boşaltılmış ve on binlerce insan katledilmiştir. Katledilen insanlardan bazılarının gömülecek mezarı dahi olmazken çoğu da toplu mezarlara gömülmüşlerdir. Katliam sonrası Zilan Deresine 1978’de Köçköprü barajı inşa edilmiş, 2020 yılında Danıştay’ın kararına ve yerel dinamiklerin tüm itirazlarına rağmen dere üzerine inşa edilen HES ile toplu mezarlar, kültürel kalıntılar ve tüm doğal kaynaklar sular altında kalmıştır. Nitekim Koçköprü Barajı sularının çekilmesiyle insan kemikleri gün yüzüne çıkmıştır. Bu bölgede bugün gün yüzüne çıkan kemiklerin incelenmesi, inceleme sonuçlarının kamuoyuna açıklanması ve bu kemiklerin insan onuruna yakışır bir biçimde defnedilebilmesi adına Anayasa’nın 98’inci İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.”

Temel “Gerekçe” olarak da şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’de Kürt halkının varlığına, kültürüne, yaşadığı coğrafyaya yönelik baskı, imha ve inkâr politikaları geçmişten bugüne çeşitli uygulamalarla devam etmektedir. Kürt halkına yönelik kültürel asimilasyonun yanı sıra on binlerce insanın katledildiği Koçgiri, Dersim, Zilan katliamları söz konusu politikaların dehşet verici uygulamalarındandır.

‘40 binden fazla insanın öldüğü belirtilmektedir’

Nitekim 13 Temmuz 1930’da Van İlinin Erciş ilçesinde onlarca köyün ateşe verilerek resmi rakamlara göre 15 bin, ancak farklı kaynaklar ve tanıklar aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu gerçek sayının 40 binden fazla olduğunu belirtmektedir. Bu süreçte çoğu köy ateşe verilerek boşaltılmış, su kuyularına toprak doldurulmuş, hatta süt elde edilmemesi için inek, keçi ve koyunların göğüsleri kesilmiştir. Milk, Kunduk, Birhan, Bonizli, Sarkoy, Şorik, Pirneşin, Mirşud isimli köyler haritadan silinmiştir. Arazilerinin çoğuna el konularak bir kısmına Kırgız mülteciler yerleştirilmiş, geri kalanı da ‘At üretme çiftliği’ne dönüştürülmüştür. Katliamın ardından askeri yasak bölge kapsamına alınan Zilan bölgesine girişler 20 yıl boyunca yasaklanmıştı. 30’lu yıllardan itibaren demografik ve sosyo-ekonomik yapısı değiştirilen ve 90’lı yıllardan beri de uygulanan ‘yayla yasakları’ ve savaş politikalarıyla yoksullaştırılan bölge halkı yerlerinden yurtlarından edilip, kent muhitlerindeki derme çatma yapılara ve kısıtlı yaşam koşullarına mahkûm edilmişlerdir.

‘Cumhuriyet Gazetesi: Zilan Deresi lebalep cesetlerle dolu’

Zilan katliamı 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde  “Zilan Deresi, lebalep cesetlerle dolmuştur.” şeklinde yer alırken Zilan Deresi dönemin iktidarlarına göre  "İsyan mıntıkasında işlenen fiiller suç sayılma(z)"dı.  Bölge, "serbest atış alanı"ydı. 20 Temmuz 1931 tarih ve 1850 Sayılı Kanunla bu teyid edilen bu kararlarla Zilan katliamı ile bugün hala yüzleşilmiş değildir. Bilakis devlet toplumsal hafızaya dair bütün emareleri, katliama ait kalıntı ve kanıtları yok etmenin peşindedir. 1978’de birçok mezar taşı ve katledilenlerin kemiklerinin bulunduğu Zilan Deresi üzerine inşa edilen Koçköprü barajı, mevcut yargı kararına ve ÇED raporu olmamasına ve Danıştay’ın durdurma kararına rağmen faaliyette olan HES projesi ile mevcut iktidar, bir yandan söz konusu hafıza,kanıt ve kalıntılar sular altına gömmek istenmektedir. Öte yanda doğayı yaşanılamaz hale getirerek Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı insansızlaştırmayı hedeflemektedir. Bununla da yetinmeyen tekçi, inkarcı ve imhacı akıl 2014 yılında, Hasanabdal köyündeki toplu mezarların olduğu bölgeyi çevreleyen suru da yıkmıştır.

 Bugün HES’in suları tutması sonucu baraj suyunun çekilmesiyle toplu mezarlardan, tabiri caizse her taşın altından insanlara ait kemikler, “devlet aklının kıyısı” na vurmuş haldedir. Gün yüzüne çıkan bu kemikler hakikatin gizlenemeyeceğini adeta haykırmaktadır.

Tüm bu bilgiler ışığında kıyıya vuran kemiklere ilişkin bilimsel incelemenin yapılması, bu kemiklerin kimlere ait olduğunun tespit edilmesi, Zilan katliamına dair hakikatlerin ortaya çıkarılması, benzer bir katliamın bir kez daha yaşanmaması için bu katliamla yüzleşilmesi ve insanlık onuruna aykırı bir biçimde mezarların barajın altında kalmasına sebep olan sorumluların yargılanması amacıyla Meclis araştırması açılması elzemdir.”