Bitlis Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani hakkında haber yaptığı gerekçesi ile gazeteci Sinan Aygül’e saldıran silahlı korumalar hakkındaki iddianame hazırlandı. İddianamede silahlı korumlar hakkında ceza istenirken, asmettirici sıfatıyla ifadesi alınan belediye başkanı Mehmet Emin Geylani hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Gazeteci Sinan Aygül ise iddianamenin istedikledi gibi olmadığını belirterek, işlenen suç ve kamuoyunda yarattığı infiale karşılık davanın açılma şeklinin ve istenen cezaların orantısız olduğunu ileri sürdü.
HABER: MUHİTTİN BOTAN
AJANS65 TV - Bitlis’in Tatvan ilçesinde Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani hakkında yaptığı haberler gerekçe gösterilerek öldüresiye darbettikleri gazeteci Sinan Aygül’e yapılan saldırıya ilişikin iddianame hazırlandı. Tatvan CumhuriyetSavcısı tarafından hazırlanan iddianamede Gazeteci Sinan Aygül’ün ifadesine yer verildi. İfadede; 17/06/2023 tarihinde Tatvan Adalet Plaza içerisinde bulunan diş polikliniğine gittiğini, binadan çıkınca şüphelileri bina karşısında gördüğünü, binadan dönerek yürümeye başladığını, şüpheli Yücel Baysalı'nın arkasından gelerek başına bir cisimle vurduğunu, Yücel Baysalı ve Engin Kaplan'ın devamında kendisini darp ettiğini, Yücel Baysalı'nın kendisine vurduğu esnada kendisine hitaben ''senin ananı sinkaf ederim, o... Çocuğu, sen kimsin ki Emin Geylani hakkında yazıyorsun, gebereceksin, şimdi burada senin boynunu kıracağım'' diyerek tehdit ve hakaret ettiğini, Engin Kaplan'ın bu esnada kimliğini göstererek ayırmak isteyen vatandaşlara '' karışmayın ben polisim'' diyerek ayırmaya engel olduğunu, şüphelilerin bu şekilde kendisini darp ettiklerini, şüpheliler Engin Kaplan ve Yücel Baysalı'dan ve azmettirici olduğunu düşündüğü Mehmet Emin Geylani'den davacı ve şikayetçi olduğuna ilişkin ifadeye yer verdi.
Olaya müdahale etmeye çalışan görgü tanıklarının da beyanlarına yer verilen iddianamede ayrıca kamera kayıtlarının çözümüne de yer verildi.
‘BİR DAHA BAŞKAN HAKKINDA KONUŞURSAN BÖYLE OLUR’
İddianamede Mağdur tanık Harun Balıkçı beyanında; 17/06/2023 tarihinde kendisine ait Hanzade organizasyon isimli iş yerinde bulunduğu sırada bağırma sesleri duyması üzerine olay yerine geldiğini, Yücel Baysalı'nın Sinan Aygül'ü darp ettiğini gördüğünü, ayırmaya çalıştığını ancak Engin Kaplan'ın elini belinde bulunan silaha götürerek, ''olaya karışmayın, uzaklaşın'' dediğini, Engin Kaplan’da silah olması nedeni ile korktuğunu ve müdahale edemediğini, devamında Yücel Baysalı'nın müşteki Sinan Aygül'ü darp ettiğini ve müştekiye, ''bir daha belediye başkanına laf atarsan sonu böyle olur'' dediğine yer verilirken, Balıkçı’nın davacı ve şikayetçi olmadığı aktarıldı.
İddianamede ikinci tanık ve Mağdur İbrahim Kayaalp beyanına da yer verildi. Kayaalp, olay yerinde bulunan Adalet Büfe isimli iş yeri işletmecisi olduğunu, 17/06/2023 tarihinde müştekinin Adalet Plaza binasından çıktığını ve Yücel Baysalı'nın Sinan Aygül'e saldırıp yumruk attığını, devamında darp etmeye devam ettiğini, olayı ayırmak istediğin, olay yerinde olan Engin Kaplan'ın kendisine hitaben elini belindeki silaha atarak, ''uzaklaşın, yanaşmayın'' dediğini, şahısta silah olması nedeni ile ayıramadığını, Yücel Baysalı'nın müştekiye vurmaya devam ettiğini, Yücel Baysalı'nın müşteki Sinan AYGÜL'e hitaben '' bir daha belediye başkanı hakkında konuşursan böyle olur'' dediğini, davacı ve şikayetçi olmadığını beyan ettiği ifadesine yer verildi.
İddianamede ayrıca güvenlik kamerası çözümlerine de yer verildi.
SALDIRIDA KULLANILAN ARAÇ TATVAN BELEDİYESİ’NE AİT
Saldırı günü kullanılan araca da değinilen iddianamede, saldırı kapsamında Tatvan Belediyesi ile yapılan yazışmalara da yer verildi. Yazışmalarda, şüpheliler Engin Kaplan ve Yücel Baysalı'nın olay yerinde içinde bulundukları aracın Tatvan Belediye'sine ait araç olduğu, aracın Tatvan Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından kullanıldığı, olay tarihinde şüpheli Belediye işçisi Yücel Baysalı'nın Fen İşleri Müdürü İskender Baysalı'yı arayarak aracı hastane işlemleri için istediği ve aracın bu şekilde şüpheli Yücel Baysalı'ya İskender Baysalı ve Hüseyin Köse tarafından Tatvan Özel Can Hastanesi önüne getirildiği yönünde cevap yer verildi.
HASTANEDEN SALDIRGANLARA YALANLAMA
Saldırganlar, saldırıdan hemen sonra Gazeteci Sinan Aygül ile tesadüfen karşılaştıkları ifadesine yer verirken, Can Hastanesine gitmek için orada bulunduklarını, Aygül’ün küfür etmesi sonrası aralarında kavga çıktığını belirtmişlerdi. Ancak hastane yönetimi saldırganları yalanladı. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye iddianamede şu şekilde yer verildi:
Tatvan Özel Can Hastanesi ile yapılan yazışma neticesinde; şüpheliler Yücel Baysalı ve Engin Kaplan'ın 17/06/2023 tarihinde hastaneden randevu almadıkları, muayene veya tedavi olmadıklarının cevabi yazı ile tespit edildiği…
SAVCILIK SALDIRGANLARIN AYRI AYRI CEZALANDIRILMASINI TALEP ETTİ
Saldırganların ifadelerine yer verilen iddianamede, Savcılık şu talepte bulundu;
A-) Şüpheliler Yücel BAYSALI ve Engin KAPLAN' ın müşteki Sinan AYGÜL' e karşı üzerilerine atılı eylemlerine uyan yukarıda sevk maddesi yazılı TCK 37/1 Delaleti ile TCK 86/1, 86/3-E, 87/1-c, 87/3 maddesinde düzenlenen müşterek fail olarak silahla yüzde sabit ize ve vücutta kemik kırığına neden olacak şekilde kasten yaralama suçundan ayrı ayrı CEZALANDIRILMALARI,
B-) Şüpheli Yücel BAYSALI' nın müşteki Sinan AYGÜL' e karşı TCK 125/1 ve 125/4 maddelerinde düzenlenen alenen hakaret suçundan cezalandırılması,
C-) Şüpheli Yücel BAYSALI' nın mağdurlar İbrahim KAYAALP ve Harun BALIKÇI' ya karşı TCK 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçundan mağdurlar sayısınca ayrı ayrı 2 kez cezalandırılması,
2-)Şüpheliler Yücel BAYSALI ve Engin KAPLAN' ın ayrı ayrı kasıtlı bir suç işlemiş olması nedeni ile TCK 53 gereğince belirli haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
3-) Şüpheliler Yücel BAYSALI ve Engin KAPLAN' ın ayrı ayrı TCK 63/1. Maddesi gereğince göz altında kaldığı sürelerin verilecek cezadan mahsubuna karar verilmesi,
Kamu adına iddia ve talep olunur.30/08/2023
AYGÜL: BU İŞ BU KADAR BASİT DEĞİL
İddianamenin hazınlahması ve 14 eylülde görülecek duruşmaya ilişkin açıklamalarda bulunan Aygül, Konuyla ilgili açıklama yapan saldırının mağduru gazeteci Sinan Aygül ise iddianamenin bekledikleri şekilde olmadığını, işlenen suç ve kamuoyunda yarattığı infiale karşılık davanın açılma şeklinin ve istenen cezaların orantısız olduğunu söyledi.
Aygül “Bu iş bu kadar bir basit değil. Bir gazeteciye yaptığı haberlerden, yani yerine getirdiği kamu görevinden dolayı, önceden tasarlayarak, öldürme kastı taşıdığı görülen bir yöntem ve silahla saldırmak fiili olabilecek en basit şekilde ele alınmış ne yazık ki. Soruşturma sürecine ilişkin olumlu değerlendirdiğimiz yönler olmakla beraber iddianameye yönelik bir dizi eleştirimiz var, olay birçok yönüyle eksik işlenmiş. Dava bence ‘Nitelikli Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs’ şeklinde açılmalı ve Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeliydi. Bu haliyle olayın küçültüldüğünü ve basite indirgendiğini, kamu vicdanına zarar veren bir yere gideceğini düşünüyorum.” dedi.
‘KAMUNUN AYDINLANMA HAKKINA YÖNELİK BİR SALDIRI’
Saldırının yaptığı yolsuzluk haberlerinin ardından susturmak amacıyla yapıldığına dikkat çeken Aygül “Bu bireysel bir mesele değil. Yerleşik tüm teamüllere göre tartışmasız şekilde kamu görevi sayılan gazeteciliğe yönelik bir saldırıdır. Kamunun aydınlanma hakkına, anayasal güvence altına alınmış haber alma-verme hakkına yönelik bir saldırıdır. Bu yönüyle kamuoyunu, sıradan adli bir davadan daha öte ilgilendiren bir dava. Dolayısıyla davaya yaklaşım ve çıkacak sonuç kamuoyunu tatmin edecek düzeyde olmalı.” dedi.
Av. ORAK: GİDİŞAT KISMEN USULE UYGUN ANCAK BEKLENTİMİZİ KARŞILAMIYOR
Gazeteci Aygül’ün avukatı Av. Diyar Orak, soruşturma süreci ve gidişatın usule kısmen uygun olduğunu ancak davanın sıradan bir dava olmadığını ülke ve dünya kamuoyunun haberdar olduğu ve nasıl sonuçlanacağını merak ettiği bir dava olduğuna dikkat çekti.
Orak, “Çıkacak sonuç her şeyden önce kamu vicdanını rahatlatmalıdır. Soruşturmanın şekli ve gidişat belki kısmen usule uygundur ancak beklentimizi karşılamıyor. Davanın yaralamadan açılması, Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek olması bizce de yetersiz o yüzden her şeyden önce mahkemeden görevsizlik ve yetkisizlik kararı vermesini ve davayı Ağır Ceza Mahkemesine göndermesini talep edeceğiz. Ancak bununla beraber kovuşturma aşamasında çapraz sorgu, tartışacağımız deliller ve tevsii tahkikat talebimiz olacak. Örneğin azmettirici olarak şikayetçi olduğumuz belediye başkanıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında sadece ifadesi alınarak takipsizlik kararı verilmiş. Talep edilmesine rağmen belediye başkanının iletişim tespiti bile yapılmamış. Saldırıda kullanılan aracı temin eden belediye personeli hakkında hakeza aynı şekilde yüzeysel soruşturma ile takipsizlik kararı verilmiş. Azmettirici olduğu konusunda şüphelerimiz olan belediye başkanı ve suça iştiraki açık olan belediye personeli hakkında takipsizlik verilmesine itiraz edeceğiz.” dedi.
Hazırlanmasının ardından mahkemeye sunulan iddianame Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek hazırlanan tensip tutanağında davanın ilk duruşması 14 Eylül Perşembe günü saat 15:00’e verildi. Saldırganlar ise halen Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunuyor.