Seçim tarihin netleşmesi ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olup olamayacağına ilişkin tartışmalar sürerken, Erdoğan yaptığı açıklamada, adaylığının önünde herhangi bir engel bulunmadığını ve adaylığının hukuka uygun olduğunu söyledi.
AJANS65 TV - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında, gazetecilerin sorularını yanıtlayarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Muhalefetin "Yeter söz milletindir" sloganını kullanmasıyla ilgili sorulan soruya ilişkin Erdoğan sert ifadeler kullanarak, "ya bunlarda utanma diye bir şey yok. Kalleşçe astıkları Menderes'in şimdi de sloganını çalıyorlar. Bunun adı hırsızlıktır. Kendileriyle çelişmek muhalefetin her zamanki hali. Bunların istismar etmediği ne kaldı. Adnan Menderes'in partisi 'Yeter söz milletindir' çıkışını CHP'nin tek parti faşizmine karşı yapmıştı. Bu slogan CHP'ye isyan. Millet iradesine sahip çıkanlar bu sözü kullanabilir, CHP değil" dedi.
Babacan’ın açıklamalarına eleştiri
DEVA Genel Başkanı Ali Babacan'ın, Millet İttifakı'nın ortak mutabakat metniyle ilgili, "Avrupa'dan da bakacaklar ve hayranlıkla 'Aferin Türkiye'ye. Şuna bak' diyecekler" sözlerine de değinen Erdoğan, "Şimdi de yeni bir şey öğrendiler, Batı'dan aferin almanın peşindeler. 'Batı bile bize aferin diyecek' diyor. Allah Allah nasıl bir iş bu? Biz de bugün CHP zihniyetine, 'Yeter söz milletindir' diyoruz. Ama hizmet, eser söz konusu olduğunda 'Yetmez' diyoruz" sözlerini kullandı.
‘Siz aday bile açıklayamazken, biz Türkiye yüzyılına hazırlanıyoruz’
Millet İttifakının aday belirlemesine ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Bir de aman yıpranır diye adaylarını açıklamıyorlarmış, bu nasıl iş? Siz aday bile açıklayamazken biz 'Türkiye Yüzyılı'na hazırlanıyoruz. Bizim böyle yıpranmak vesaire diye bir şey yok. Niye? Bu yola çıkan tabii ki yıpranacak. Hizmet yıpratır. Yeter ki aşkla koşan yorulmaz anlayışınız olsun. Biz aşkla koşuyoruz, yorulmadık, yorulmuyoruz" dedi.
'Sandıktan umudunu kesenler suyu bulandırıyorlar'
Erdoğan şu açıklamaları yaptı:
"Bunların Anayasa'nın 101'inde veya diğer maddelerinde yeri yok. Biz bugüne kadar bu adımları atarken bunların aklı neredeydi? Cumhurbaşkanı seçildik, bunlar neredeydi? O zamanlar bunu hiç konuşmadılar. Ama şimdi konuşuyorlar. Niye? Çünkü çıkaracakları bir adayın seçilme şansı olmadığını görüyorlar. Bundan dolayı rahatsızlar. Milletimiz bizi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk cumhurbaşkanı yaptı. Biz böylece ilk dönemi tamamlamış olacağız. Dolayısıyla yeniden adaylık önünde hiçbir engel bulunmuyor. Hukuka da Anayasa'ya da uygun. Bu tartışmaları gereksiz buluyorum. Bunlar sandıktan ümidini kesenlerin başvurduğu suyu bulandırma çabalarıdır."
'Hesapları kuklalarını cumhurbaşkanı yapmak'
Gazetecilerin, "Altılı Masa'nın ortak mutabakat metnini inceleme fırsatınız oldu?" sorusu üzerine Erdoğan, "Olmaz mı? Benzerlik değil tam anlamıyla koalisyon dönemine dönüş söz konusu olacaktır. Başbakan olduğumda bakan sayısı 35’ti. Baktık böyle olamaz, indirdik. 35 bakanlıktan 17'ye kadar indirdik. Bunu şu anda o yedili masada olanlardan bazıları bilir. Bunlar israfın ta kendisidir. Bu masa müdavimleri erken başladı ağlamaya. Niye, bir şeyler kapmaları lazım. Bunların hepsinin tek hesabı var, kendi kuklalarını cumhurbaşkanı adayı yapabilir miyiz, şu bakanlıkları kapabilir miyiz. Eski Türkiye’de olduğu gibi altılı masanın bakanlık kavgaları yakındır. Tüm bunlar amaçlarının hizmet değil rant olduğunu gösteriyor" dedi.
'EYT'lilere ilk maaş şubat ya da mart gibi bağlanabilir'
Emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) yönelik düzenleme hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuda çok kapsamlı bir çalışma yürütüldü. Teklif Meclis’e sunuldu. Yarın, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak. AK Parti olarak bir an önce teklifi yasalaştırarak vatandaşlarımıza haklarını vermek istiyoruz. EYT kapsamında emekliliğe hak kazanan vatandaşlarımıza ilk aylıkları şubat ya da mart gibi bağlanabilir" dedi.
'Faizi daha da düşüreceğiz'
Enflasyonun düşmesi için hangi atımların atılacağına ilişkin sorulan soruya Erdoğan, dünyada faizi sürekli yükselttiler, hâlâ da yükseltiyorlar. Ben de tam aksine faizi indirmenin mücadelesini verdim. Şu anda bizde faiz yüzde 9 bunu daha da düşüreceğiz. Başbakanlığım döneminde faizi 4,6’ya indirdik, enflasyon da 6,4 gibiydi. Çünkü faiz ve enflasyon doğru orantılıdır. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inanmayanlar olabilir. Ben böyle inanıyorum. Benim alanım ekonomi, neticesi de ortada. Uluslararası toplantılarda bu tezimi savundum. Şimdi biz yine indireceğiz dedik. 86’lardaydı enflasyon 64’e düştü. Daha da düşecek. Tüm mesele istikrarımızdır, güvenimizdir. Çünkü kalıcı fiyat istikrarını tesis edeceğiz" açıklamasını yaptı.
'İsveç'in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz'
NATO üyeliği için anlaşma imzalanan İsveç'le yaşanan gerilime ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, “İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusu sürecini terörizmle mücadelede kapsamlı bir işbirliği tesis etmemiz için bir fırsat olarak gördük. Bize 127 teröristi iade edin dedik. Ama İsveç, anayasa değişikliğini yaptıktan sonra biz süreci işleteceğiz dediler. Sayın Başbakan geldi, gayet güzel görüşmelerimiz oldu. Yeni İsveç hükümetinden aldığımız mesajlar, İsveç’te terörle mücadele alanında bir anlayış değişikliğinin başlayabileceğine işaret ediyordu. Ancak mutabakat kapsamında verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini gördük. Terör örgütünün propaganda, eleman devşirme faaliyetlerinin devam ettiğini gördük. Sadece geçtiğimiz bir-iki haftada yaşananlar ortada. Bu eylemlerin failleri hakkında soruşturma açılmasına dahi gerek duymadılar. İsveç, terör örgütleri mensuplarının güvenli limanı haline geldiği gerçeğiyle yüzleşmelidir. Mutabakat zaptı bizim yol haritamızdır. Buradaki taahhütlerin terörle mücadele başta olmak üzere eksiksiz yerine getirilmesi önceliğimizdir.
'İslam karşıtı eylem ve söylemlerden kaygılıyız'
Diğer yandan Avrupa’da ve İskandinav ülkelerinde son dönemde artan İslam karşıtı söylem ve eylemlerden endişe duyuyoruz. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan saldırıya İsveç’in seyirci kalmasını kabul edemeyiz. Hemen sonrasında Hollanda’da benzer bir eylemin yapılmasını tesadüf olarak görmüyoruz. Kutsal değerlerimize hakaret eden bu eylemlere duyarsız kalınması, güvenlik güçlerinin kordonu altında bunları yapması neyle izah edilebilir? An itibarıyla İsveç’in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz. Öte yandan Finlandiya’nın durumunu farklı değerlendiriyoruz" değerlendirmesini yaptı.