Erciş'in Kürt Siyasi Tarihindeki Yeri ve Mervani Kürt Devleti

Erciş, Kürt tarihi boyunca stratejik bir merkez olmuş, Mervani Kürt Devleti'nden Osmanlı dönemine kadar Kürt kimliğinin korunmasında önemli bir rol oynamıştır.

Abone Ol

Kürt tarihi, zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen, bağımsız bir devlet kurma eksikliği ve egemen güçlerin tarihsel belgeleri saptırması ya da sahiplenmesi nedeniyle derinliklerde saklı kalmıştır. Kürtlerin kimlik mücadelesi coğrafi ve stratejik açıdan kritik noktalarda yoğunlaşmıştır. Bu noktalardan biri olan Erciş, tarih boyunca Kürt kimliği ve kültürel varlık üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Bu yazı, Erciş'in Kürt tarihi içerisindeki stratejik önemini ve Mervani Kürt Devleti'nin bu bölgedeki siyasi etkilerini incelemektedir.

 Erciş’in Tarihsel Arka Planı

Erciş’in bilinen en eski tarihi, Urartu Krallığı dönemine (M.Ö. 900-600) kadar uzanır. Van Gölü çevresinde güçlü bir medeniyet kuran Urartular, Erciş'i askeri ve ticari önem taşıyan bir yerleşim merkezi haline getirmiştir. Arap kaynaklarına göre, Erciş adı Urartu Kralı Argişti’den türemiştir. Bu kaynaklar, Erciş'in Urartular döneminden itibaren bölgedeki yerleşim ve kültür üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

Daha sonraki dönemlerde, Sasani İmparatorluğu döneminden itibaren Erciş adı kayıtlara geçmiştir. İranlı tarihçi Taberi’nin *Tarih-i Taberi* adlı eserinde, Sasani hükümdarı Erdeşir’in (224-241) bölgeye kendi ismini verdiği belirtilmektedir. Böylece Erciş, hem Urartu hem de Sasani döneminde önemli bir yerleşim merkezi olarak tarih sahnesinde yer almıştır.

1074 yılında Kaşgarlı Mahmut’un *Divan-ı Lügat-it Türk* adlı eserinde, Erciş’in bulunduğu bölge "Erdül-Ekrad" olarak anılmıştır. Arapça "Ekrad" Kürtler, "Erdül" ise yurt anlamına gelir. Bu adlandırma, Erciş’in tarih boyunca Kürtler için kültürel ve kimliksel bir merkez olduğunu gösteren önemli bir işarettir.

 Mervani Kürt Devleti ve Erciş

10. yüzyılda kurulan Mervani Kürt Devleti, Kürtlerin bağımsız bir yönetim kurduğu nadir dönemlerden birini temsil eder. Devletin kurucusu Baht (Baz), Musul ve Diyarbakır çevresinde egemenlik kurmuş, devletin sınırları Erciş, Adilcevaz ve Ahlat gibi stratejik noktalara kadar genişlemiştir. Bu dönemde Erciş, ekonomik ve kültürel anlamda önemli bir gelişim göstermiştir.

İbn-el Esir’in *El-Kamil fi’t-Tarih* adlı eserinde Mervanilerin Kürtler açısından güçlü bir hanedanlık olarak bölgedeki etkisinden bahsedilir. Mervaniler, Erciş ve çevresinde askeri üsler kurarak bölgenin stratejik önemini kullanmışlardır. Bu durum, Erciş’in Kürt siyasi tarihinde önemli bir yer edinmesine katkıda bulunmuştur.

Mervani Kürt Devleti'nin Çöküşü

Mervani Devleti’nin sonu, Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1071’de kazandığı Malazgirt Zaferi ile başlamıştır. Bu zafer sonrası Erciş ve çevresi Selçuklu hakimiyeti altına girmiş, Mervaniler iç karışıklıklar ve dış baskılar nedeniyle zayıflamıştır. Malazgirt Zaferi, Kürtlerin tarihi açısından da önemli bir kırılma noktası olmuştur.

 Osmanlı Dönemi'nde Erciş ve Kürt Mirlikleri

Osmanlı döneminde Erciş, Kürt kimliğini korumayı başarmış ve çeşitli Kürt mirlikleri (beylikleri) altında özerk bir yapıda yönetilmiştir. Özellikle Bitlis Hanlığı’na bağlı olan Erciş, Kürt kimliğinin sürekliliğini sağlamıştır. II. Mahmud döneminde Osmanlı Devleti’nin merkeziyetçi reformlarıyla birlikte Kürdistan Eyaleti kurulmuş ve Erciş, bu eyalete bağlı sancaklar arasında yer almıştır. 

Kürdistan Eyaleti'nin kurulması, Osmanlı’nın Kürt bölgelerini daha sistematik bir şekilde yönetme çabasının bir parçasıydı. Ancak zamanla, Osmanlı’nın merkeziyetçi politikaları Kürt mirliklerinin özerkliğini zayıflatmış ve 19. yüzyıl sonlarına doğru Osmanlı’nın Kürtler üzerindeki denetimi artmıştır. Bu süreçte Erciş, Kürt kimliğini korusa da Osmanlı idaresine doğrudan bağlanmıştır.

1915 Ermeni Soykırımı ve Erciş’in Demografik Yapısı

1915 Ermeni Soykırımı sırasında Erciş, Osmanlı İmparatorluğu’nun İttihat ve Terakki hükümeti tarafından uygulanan zorunlu göç ve katliamlardan etkilenmiştir. Bu dönemde bölgedeki Ermeni halkı sürülmüş ya da katledilmiştir. Erciş’in demografik yapısı bu süreçte büyük değişikliğe uğramış, Kürtler ve Ermeniler arasında tarih boyunca süregelen barışçıl yaşam, yerini trajik olaylara bırakmıştır. Soykırım sonrası Erciş’in etnik yapısı tamamen değişmiştir.

Selçuklular ve Sonrası: Erciş’in El Değiştirmesi

Malazgirt Zaferi'nden sonra Selçuklu hakimiyetine giren Erciş, sonrasında Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmen beyliklerinin kontrolüne geçmiştir. Erciş’in demografik ve kültürel yapısı sürekli olarak değişim gösterse de, Kürtlerin bu bölgedeki varlığı kalıcı olmuştur. Osmanlı döneminde de Erciş, Kürtlerin yerleşim yeri olarak varlığını sürdürmüştür.

Erciş, tarih boyunca Kürt kimliğinin ve kültürünün önemli bir merkezi olmuştur. Stratejik konumu, ticaret yolları üzerindeki yeri ve doğal kaynaklara yakınlığı sayesinde Kürtlerin kültürel varlığını sürdürmesinde büyük bir rol oynamıştır. Mervani Kürt Devleti döneminde Kürtlerin askeri ve kültürel anlamda güç kazandığı Erciş, Osmanlı döneminde de Kürt mirliklerinin koruyucu rolü sayesinde Kürt kimliğini muhafaza etmiştir. 1915 Ermeni Soykırımı ve sonrasında yaşanan demografik değişimler ise, Erciş'in çok kültürlü yapısına derin etkiler bırakmıştır. Günümüzde de Erciş, Kürtlerin kimlik mücadelesinde sembolik bir öneme sahip bir yer olarak kabul edilmektedir.

Yararlandığım Kaynaklar

- Taberi, Muhammed ibn Cerir. Tarih-i Taberi.
- Kaşgarlı Mahmut. Divan-ı Lügat-it Türk.
- İbn-el Esir. El-Kamil fi’t-Tarih.
- McDowall, David. A Modern History of the Kurds.
- van Bruinessen, Martin. Agha, Shaikh, and State: The Social and Political Structures of Kurdistan.