Son zamanlarda hemen her kes durmadan enflasyondan bahseder. Enflasyon nedir? Enflasyon neden bu denli hayatımıza girdi? Durmadan yükselen enflasyonu neden kimse tutamaz? Birileri enflasyonu yükseltebilir veya indirebilir mi? Dış güçler başka bir ülkede enflasyonun yükselmesine neden olabilirler mi?

HABER MERKEZİ / AJANS65 TV

Son birkaç yıldır Türkiye’de ciddi düzeyde enflasyon yükselmesi söz konusu. Artan maliyetler, üretimin düşmesi, vergi oranlarının yükseltilmesi, akaryakıt fiyatlarının durmadan yükselmesi sonucunda ciddi düzeyde enflasyon yükselmesine neden oldu. İktidardan muhalefetine, sanatçısından akademisyenine her kes enflasyondan bahseder oldu.

BU DURUMDA ENFLASYON NEDİR?

Enflasyon, toplumun kullandığı mal ve hizmet fiyatlarının sürekli, hissedilir şekilde artış göstermesidir. Yani gelir ile gider arasındaki dengenin bozulması, gelirin gideri karşılayamaması olarak da nitelendirilebilir. Diğer bir tanımı nominal millî gelirin, bu gelirle satın alınan mal miktarına (gerçek millî gelire) nazaran artması yani şişmesi demektir. Tek seferlik fiyat artışları enflasyon olarak değerlendirilemez. Enflasyon olabilmesi için fiyat artışının sürekli olması gerekmektedir.

Enflasyonun temelinde arz ve talep vardır. Para arzındaki artış da talep enflasyonu olarak adlandırılan bu durumun oluşmasında en önemli etken konumundadır. Artan para arzı ile birlikte bankaların borç verebilecekleri miktarda da yükselme meydana gelir. Bunun doğal bir sonucu olarak tüketici konumundaki kişiler daha fazla borç alıp tüketim düzeylerini artırma yoluna giderler. Ancak arz, bir anda artan talebi karşılamak konusunda yetersiz kalır ve sonuç olarak enflasyon yükselir.

HAMMADDE VE ÜRETİM TALEBİ ENFLASYONU ARTTIRIR MI?

Geliri düşmesi ile insanların paraya olan ihtiyacı tek başına enflasyonun yükselmesi nedeni değildir. Üretim yapan firmalar, artan talebi karşılamak için çoğu zaman daha fazla ham madde ve iş gücü alımı yapar. Bu yönelim gerek ham madde gerekse işçi maliyetlerinde yükselmeye yol açar. Ekonomide maliyet enflasyonu olarak isimlendirilen bu durumu dengelemek için ise ürün ve hizmet fiyatlarında artış yapılır. Artan fiyatlar, tüketicinin alım gücünü de olumsuz yönde etkileyerek enflasyonun artmasına sebep olur. Yükselen hizmet ve mal fiyatları karşısında kişilerin alım güçlerini korumak için yapılan zamlar ise genel kanının aksine enflasyon oranının daha da artmasıyla sonuçlanır.

Türkiye’nin dövize olan ihtiyacı, TL’nin değer kaybetmesi ile sonuçlanmaktadır. Buna karşılık olarak, karşılıksız para basılması ise Türk Lirasının daha fazla değer kaybetmesine, insanların alım gücünün daha da düşmesine, dolayısıyla enflasyonun daha da yükselmesine neden olur.

ENFLASYON TEK ÇEŞİT MİDİR, YOKSA FARKLI FARKLI ENFLASYON ÇEŞİTLERİ Mİ VAR?

Genellikle toplumda sadece enflasyon bilinir. Ancak enflasyonun da kendi içinde çeşitleri bulunmaktadır. Enflasyon denildiğinde genellikle akla talep ve maliyet enflasyonu kavramları gelir. Ancak enflasyon çeşitleri yalnızca bu iki kavram ile sınırlı değildir. Enflasyon, fiyatların artış oranına göre de farklı türlere ayrılır. İşte enflasyon türleri:

ILIMLI ENFLASYON NEDİR?

Ilımlı enflasyon, fiyat artışlarının düşük düzeylerde gerçekleştiğini belirtmek için kullanılan bir ekonomi terimidir. Bu terim, aynı zamanda enflasyon rakamları özelinde beklenen değişimlerin meydana gelmediği durumları da ifade eder. Ülkelerin kendi iç dinamiklerine göre normal sayılabilecek oran ifade edilirken ılım enflasyon verilerinden faydalanılır. Bir diğer adı sürünen enflasyon olan bu kavram dahilinde kesin bir orandan söz etmek mümkün değildir. Üstelik zamana ve mekana bağlı olarak şiddeti de değişebilir. Genel olarak ılımlı enflasyon oranı, gelişmekte olan ülkeler için yıllık %6’nın ve gelişmiş ülkeler içinse %4’ün altındaki fiyat artışlarını temsil eder.

YÜKSEK ENFLASYON NEDİR?

Yüksek ya da diğer adıyla dörtnala enflasyon, ekonomiyi zarara uğratan ve piyasaların işleyişini bozan etkilere sebep olur. Yüksek enflasyon yaşanan bir ülkede, ekonomik açıdan geleceğe dair belirsizlik sürekli olarak artma eğilimi göstermektedir. Bu olumsuz tabloya ek olarak yerel para biriminin değeri ve bir tasarruf aracı olma özelliği giderek zayıflar. Yüksek enflasyondan söz edilebilmesi için aylık fiyat artışlarının %5 ila %10 arasında seyretmesi gerekir. Aylık bazdaki fiyat artışlarının bu seviyelerde gerçekleşmesi halinde gerek hane halkı gerekse işletmeler, paradaki değer kaybına karşı kendilerini koruyabilmek için büyük mücadeleler vermek zorunda kalır. Haliyle yaşam kalitesinde de dramatik düşüşler meydana gelir.

HİPERENFLASYON NEDİR

Savaş gibi nedenlerden dolayı ülkelerin ekonomilerinde ciddi anlamda çöküşler meydana gelebilir. Bu tarz durumlarda fiyat artışları yıllık %1000’i, aylık bazda ise %50’yi aşabilir. Paranın tüm fonksiyonlarını yitirmesine sebep olan ekonomik çöküşe hiperenflasyon adı verilir. Hiperenflasyon durumu söz konusu olduğunda, ulusal para sisteminin çökmesinden dolayı tüm piyasa işlemlerinde döviz kullanılmaya başlanır. Her ne kadar piyasaları rahatlatmak için atılmış bir adım olsa da para ikamesi nedeniyle ulusal sistem onarılamayacak kadar zarar görür. Haliyle yeni para birimine geçilmesi kaçınılmaz bir gereksinime dönüşür.

ENFLASYON NASIL HESAPLANIR?

Türkiye’de enflasyon hesaplama işlemi yapılırken TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerinden faydalanılır. TÜİK enflasyon hesaplamasında kullanılacak verileri toplamak için aylık periyotlar halinde önceden belirlenen mal ve hizmetleri içeren bir listeye bağlı kalarak fiyat değişimlerini gözlemler. Bunun için marketlerden hizmet sağlayıcılara, benzin istasyonlarından muayenehanelere kadar birçok işletmede incelemeler yapılır. Gözlem esnasında kullanılan liste, TÜİK tarafından gerekli hallerde güncellenebilir.

TMMOB İç Mimarlar Odası Van Temsilciliğine Ferdi Özgökçe Atandı TMMOB İç Mimarlar Odası Van Temsilciliğine Ferdi Özgökçe Atandı

ENFLASYONUN ETKİLERİ NELERDİR?

Bir ülkeye dair enflasyon beklentisi gerek yabancı yatırımcıların gerekse yerli halkın çeşitli nedenlerden dolayı yakından takip ettiği bir olgudur. Eğer açıklanan rakamlar beklentinin üzerinde gerçekleşirse, çeşitli sorunlar baş gösterebilir. Örneğin, yüksek enflasyon sonucunda gelir dağılımındaki adaletsizlik çok daha ciddi boyutlara çıkabilir. Borçlanma maliyetlerinde yükseliş meydana gelirken, reel gelirlerde gerileme gözlemlenir.

Editör: İdris YILMAZ