Manşet

ENAG Kurucusu: Yüksek enflasyonla yaşamayı yıllarca tecrübe edecek bir dönemdeyiz

Abone Ol

Yapılan fahiş zamlar ile enflasyonun daha da yükselmesi beklenirken, ENAG Kurucusu Prof. Dr. Veysel Ulusoy, yabancı yatırımcının gelmediği, AB'de düşen talepten dolayı zayıflayacak ihracat ve bozulan kamu dengesi ile toparlamanın yılları alacağını söyledi. Prof. Dr. Ulusoy, ‘insan sermayesi ve siyasi irade de yok’ dedi.

AJANS65 TV - En son ÖTV ve KDV’ye gelen fahiş zamlar ile her şeye yüksek miktarda zam gelmesi beklenirken, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Kurucusu Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Enflasyonun düşürülmesi konusunda herhangi bir adım atılmadığına dikkat çekerek, ne mikro ne de makro ölçekte tedbirler alınmadığını belirtti. Ulusoy, “Yapısal reformlar için bekleme lüksümüz kalmadı artık. Tükettik tüm alternatif çözümleri. Çözümsüzlük var ortada” dedi.

‘BOZULAN KAMU DENGESİ İLE TOPARLANMAK YILLAR SÜRECEKTİR’

Sözcü’den Taylan Büyükşahin’in haberine göre Prof. Dr. Ulusoy, “Ortada bir plan ve program olmadığı gibi bunu planlayacak insan sermayesi ve siyasi irade de yok. Varsa yoksa vergi artışı ve zamla beslenen bir kamu bütçesi. Durgunluğun olduğu yüksek enflasyonla yaşamayı yıllarca tecrübe edecek bir dönemdeyiz. Yabancı yatırımcının gelmediği, AB'de düşen talepten dolayı zayıflayacak ihracat ve bozulan kamu dengesi ile toparlanmak yıllar sürecektir” ifadelerini kullandı.

‘FAKİRLİK BAŞLAR’

Prof. Dr. Ulusoy, fiyat verilerinin yanlış sunulmasının ekonomiye çok büyük etkisi olduğunu söyledi. Ulusoy, şunları ifade etti:

“İlk olarak maaşlar daha düşük artışlara tabii olacağından fakirlik başlar. İkincisi, tüm göstergelerin reel değerinin hesaplanmasında kullanılan fiyat endeksleri ilgili değerleri olduğundan çok daha yüksek gösterir. Milli gelir hesabı tam da bunun açık örneği. Raf fiyatları ve harcama miktarı ile belirlenen nominal milli gelir eninde sonunda fiyatlar genel endeksi ile deflate edilerek reel bazda elde edilir. Yani enflasyonun temel dayanağı olan fiyat serilerine bölünen gerçek harcama gücü sonunda çok yüksek bir veri olarak karşımıza çıkar.”

‘MİLLİ GELİRİN YANLIŞ HESAPLANDIĞI BİR EKONOMİDE GERİDE KALAN ETKİLER’

Bu hesaplamaların etkilerine değinen Ulusoy, “Hatırlayın, pandemi döneminde her nasılsa dünyada tek büyüyen ekonomi olmuştuk. İşte sebebi gerçek harcamaların yanlış fiyatlarla ayarlanmasının bir sonucu bu. Milli gelirin yanlış hesaplandığı bir ekonomide geride kalan etkileri tartışmaya da gerek yok aslında” diye konuştu.

‘BEKLEME LÜKSÜMÜZ KALMADI ARTIK’

Kaynak bulmak için sürekli Körfez ülkelerine gidildiğini hatırlatan Veysel Ulusoy, “Yapısal reformlar için bekleme lüksümüz kalmadı artık. Tükettik tüm alternatif çözümleri. Çözümsüzlük var ortada. Bocalayıp durduğumuz, ülke gururunu bir tarafa attığımız bir durum” dedi.

‘ARJANTİN BENZERİ BİR DAVALAR ZİNCİRİ İLE KARŞILAŞMAK OLASI’

Birçok yabancı firmanın şu an Türkiye'de çalışan işgücünün maaş ve ek göstergelerini ENAG enflasyonuna göre ayarladığını anlatan Prof. Dr. Veysel Ulusoy, şunları söyledi:

“Özellikle kamu ihale yasasıyla belirlenen özel sektör hak edişlerine konu olan davalarda ENAG bir gösterge olarak kullanılmaktadır. Önümüzdeki dönemlerde Arjantin benzeri bir davalar zinciri ile karşılaşmanın olası olduğu düşüncesindeyim. Hatırlayın, orada da 2010'larda aynı durumu yaşamış Arjantin halkı fakirleşmiş, firma ve finansal kuruluşlar yanlış açıklanan enflasyon verilerinden dolayı zarar görmüşlerdi.”