İstanbul’da bir öğretmenin öğrencisi tarafından tabanca ile vurularak katledilmesine karşı eğitimciler dersbaşı yapmayarak protesto ettiler. Van’da dersbaşı yapmaya öğretmenler kent meydanına kadar yürüyerek basın açıklaması düzenlediler. Yapılan açıklamada, eğitimcilerin okulda şiddetin hedefi olmaya devam ettieğine dikkak çekildi.
AJANS65 TV - İstanbul’da öğrencisi tarafından silahle vurularak öldürülen öğretmen İbrahim Aktugan, Van’da protesto edildi. Ülke genelinde yapılan protestolarda dersbaşı yapılmazken, okulda şiddet yürüyüş ve basın açıklaması ile protesto edildi.
Van’dakentin farklı noktalarında yapılan yürüyüş ve basın açıklamasında okullarda her geçen gün aratarak devam eden okuldaki şiddete dikkat çekildi.
Van’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağle Eğitim Sen Van Şubesine bağlı öğretmenler ders başı yapmalarısonrasında yürüyüş ve basın açıklaması yapıldı. Özel Sektörde çalışan öğretmenlerin de dahil olduğu yürüyüşe DEM Parti, DBP ve HDP Van İl örgütü temsilcileri de katılım sağladı.
Kalabalık bir öğretmen kitlesinin katıldığı yürüyüş, saat 11:00’de sendika binasının önünden başladı. Ardından öğretmenler Van Kent Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler.
‘EĞİTİMCİLER ŞİDDETİN HEDEFİ HALİNE GELMEYE DEVAM EDİYOR’
Kent meydanında konuşan Eğitim Sen Van Şubesi yönetim kurulu üyesi Funda Demir Bozkurt, eğitimcilerin şiddetin hedefi haline geldiğine geldiğine dikkat çekti. Bozkurt, Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımlarına dikkat çekerek, “Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir” dedi.
Katledilen öğretmen İbdahim Aktugan’a dikkat çeken Bozkurt, “Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB'in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur” xeklinde konuştu.
‘ÖĞRETMENLERE YAPILAN SALDIRI TOPLUMA YAPILMIŞTIR’
Bozkurt konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur. Buradan Milli Eğitim Bakanı'na soruyoruz; Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB'in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz. Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.
‘EĞİTİMCİLER CANLARINDAN ENDİŞE EDEREK OKULA GİDİYOR’
Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler, eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir. Bizleri hedef haline getirenler, her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi İtibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir. Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır.
‘ALINMASI GEREKEN SOMUT ÖNLEMLER NE ZAMAN ALINACAK’
Okulda şiddetin son bulması için MEB'i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Artık yeter! Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz.”(HABER MERKEZİ)