Dünya Sulak Alanlar Günü açılış konuşmasını Van BAROSU Çevre Komisyonu adına açılış konuşmasını Av. Gülbahar Doğan yaptı.
Van ÇEVDER ve Doğaya Güç Kat Derneği öncülüğünde düzenlenen Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla düzenlenen konferans Van BAROSU Tahir Elçi Konferans Salonunda düzenleniyor. Konferansa siyasi parti temsilciler, sendikalar ve Sivil toplum Örgütü temsilcileri katılıyor. Yoğun ilgi gösterilen konferansta Van Gölü Havzası sulak alanları konuşulacak.
Konferans, açılış konuşmaları ile devam ediyor.
Van BAROSU Çevre Komisyonu adına Av. Gülbahar Doğan’dan sonra Van ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık da kısa bir açılış konuşması yaptı.
Ali Kalçık: 2 Şubat 1997 yılından bu yana Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kutlanıyor. Sulak alanlar çok sayıda canlı varlıkları bağrında barındıran bir ekosistem merkezidir. Sulak alanlar sucul ve karasal alanlara göre daha fazla olmasına rağmen bunun kıymeti bilinmemektedir. Düzensiz yerleşme sulak alanları tehdit etmektedir. Sulak alanlar, kurutulması gereken bataklıklar olarak algılanmaktadır. Bilinçsiz yönetim bu alanları yok etmektedir.
Sulak alanlar bize bahşettiği değeri bulamamaktadır. Bu alanlarda milyonlarca canlı yaşamasına rağmen bu alanlara milyonlarca ton ilaç, moloz vb şeyler dökülerek hastalıklara sebebiyet verilmektedir. Bu alanların kurutulmasının nedeni, hastalıklar değil, ranta açmak olduğu bilinmektedir. Van’da açılan sahil yolu, asıl olarak bir rant yoludur. Milyonlarca canlının ahenk içinde yaşadığı bu alanlar milyonlarca metreküp dolgu malzemelerle doldurulması akla aykırı bir durumdur. Şimdi de direkler dikiliyor.
Sulak alanlar, Doğu Anadolu gibi orman yoksun bölgelerde hayati düzeyde bir öneme sahiptir. Çünkü gerekli olan oksijen bu alanlardan karşılanmaktadır.
Sulak alanlar dünyanın en önemli alanları olmasına rağmen en çok tehdit altında olan alanlar niteliğindedir. Türkiye’nin sahip olduğu kuş sayısı, 515 olarak tahmin edilmektedir. Sulak alanlar kuş türleri ve balık türleri açısından hayati öneme sahiptir.
Yaşanan kuraklık çok sayıda sulak alanın yok olmasına neden olmuştur. Doğu bölgelerinde sulak alanların yok olması daha geç gündeme gelmiştir. Maalesef sulak alanlarımıza çok fazla sahip çıkmıyoruz. Sulak alanların ne oldukları hangi tehditlerin altında oldukları hepimizin öncelikleri arasında olması gerekmektedir.
Sulak alanlara yönelik yapılan düzenlememelere rağmen sulak alanların yok olması engellenememiştir. Tüm dünyada geçmişte kaybedilen sulak alanların tekrardan geri kazanılması için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Sulak alanların korunması için yasalar çıkartılmaktadır. Ancak sulak alanların yok olması engellenememektedir. Birçok sulak alanlar yok olmaya yüz tutmuştur. Tuz Gölü önemli oranda yok almaktadır. Bu durum Van ve Erçek Göllerinde yaşanan flamingolara için de benzer tehditler taşımaktadır. Geç olmadan bunun önüne geçilmelidir. Bunun için öncelikli olarak yıllardır devam eden yanlış politikalara son verilmeli, sulak alanlarımız yanlış politikalara kurban edilmemelidir.
Çok önemli sulak alanlarımız bulunmakta, biz yurttaşlara bu alanları korumak için önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Sizden ricam Van Gölü’nün tamamen kuruduğunu düşünün! Van Gölü’nün olmadığı bir Van tamamen ürkütücüdür.
Siyasi parti ve STK temsilcileri ile tek tek görüşerek kendilerini ziyaret ederek çevre ve ekolojiye ilişkin taleplerimizi ve aciliyetleri ilettik. Ancak maalesef pratikte gerekli düzenleme ve duyarlılık görülmedi.
Sulak alanları tehdit eden etmenlerin başında, umara açma, aşırı otlatma, suları düzensiz kullanma gelmektedir.