Geçmiş seçimlerde aday belirleme yöntemine ilişkin büyük eleştiri alan ve sert tepkilere maruz kalan DEM PRATİ(HDP) yönetimi, yapılan eleştiriler doğrultusunda yoğunluklu halk toplantıları alarak aday belirlemede ön seçim yönetiminin esas alınmasında karar kıldı.
Yapılacak olan ön seçimin yöntemi ve alt yapısına ilişkin yoğunca eleştiri ve değerlendirmeler yapılabilir. Ön seçimlerde doğru adayın belirlenmesinde kimi kaygılar da taşınabilir. Ancak şöylesi bir durum var: Partinin adayını seçmede yanlış yapmayan seçmen kitlesi, aday adayı belirlemede neden yanlış yapsın?
Hiç kuşku yok ki bu yeni sistemin çok ciddi aksaklıkları çıkabilir, yanlış, yerinde olmayan yanları da olabilir. Belki de yanlış veya yerinde olmayan adaylar da çıkabilir. Ancak tüm bunlar seçim sonrasında yapılacak iyi ve yerinde tartdışmalarla aşılabilir ve sonraki seçimlerde daha sağlam bir sesteme ulaşılabilir.
Fakat şu unutulmamalı; bu yeni sistemin en iyi ve en verimli işletilebilmesi, DEM PARTİ’nin iç disiplinin çok iyi işletilmesi ile mümkündür. Parti iç disiplinini, ahlak ve kültürünü ihlal edenlere yönellik kararlı bir duruş ve ilgili disiplin yönetmelikleri işletilirse, hiç kuşku yok ki sonuç alıcılığı daha yüksek olur.
YENİ SİSTEMDE ADAY ADAYLARI KENDİLERİNİ NASIL TANITACAK?
Önceki dönemlerde aday adayları kendilerini sadece komisyonlara anlatıyor, kararı da onlar veriyordu. Ancak şimdi çok daha komplike ve farklı bir durum var. Adayları belirleyecek olan delegelerin tüm adayları ayrıntılı bir şekilde tanıma olasılıkları yoktur.
Şu da denilebilir: Van küçük bir yer ve hemen herkes birbirini tanıyor. Evet, kabul. Hemen her kes birbirilerini tanıyor. Ama mesele insanların uzaktan birbirlerini tanımaları değil! Mesele, delege olanların aday adaylarını en iyi şekilde tanımalarıdır. Aksi durumda en iyi adayın belirlenmesinde sıkıntılar yaşanacaktır. En önemlisi de en iyi adayın belirlenebilmesi için doğru bilginin en azından bir kısmına sahip olunmasıdır.
Bunun için de aday adaylarının belli ölçülerde kalmak kaydıyla kendilerini tanıtmaları gerekiyor. Bu kapsamda sosyal medya ve basın yayın kuruluşlarından yararlanmaları bence yerinde olur.
DEM PARTİ’in ilgili yöneticileri ile yaptığımız görüşmelerde, bunun önünde herhangi bir engelin bulunmadığını dile getirdiler.
Nitekim dün akşam bu kapsamda ilk aday adayını konuk ettik. Bir saate aşkın zaman diliminde süren programımız gayet verimli geçti. DEM PARTİ Çaldıran aday adayı Murat Ürgen hem kendisini tanıttı, hem de Çaldıran’a ilişkin hayallerini anlattı.
Bunu yaparken, sadece kendisini anlattı, projelerinden bahsetti, nasıl bir belediyecilik hayal ettiğini ifade etti.
Bana kalırsa diğer aday adayları da benzer şekilde kendilerini tanıtabilir, kendilerini ifade edebilirler.
Benim bahsettiğim, “Gelsinler bizim stüdyomuzda kendilerini anlatsınlar” mevzusu değil. Herhangi bir basın yayın kuruluşunun kapısını çalarak kendilerini en iyi şekilde analatabilir, projelerinden bahsedebilirler.
Burada mesele, aday belirleme sürecinin oldukça şeffaf ve verimli geçmesidir. Yani en iyisi olmasa da iyiye yakın olan adayı belirlemedir.
Çünkü artık gerçekten de kentimizi toparlayacak, hizmet üretebilecek yöneticilere ihtiyacımız var. Şunu hemen her kes bilmektedir; Son iki dönemdir Van ve ilçeleri ile birlikte doğru düzgün belediyecilik hizmeti alamadı. Halen çöpleri, yolların ne kadar bozuk olduğunu, kaldırımları, kentin yoksulluğunu konuşuyor, tartışıyoruz.
Belediyeler artık birilerinin menfaat ürettiği alanlar olmaktan çıkmalı, kent ve halkın yaşam standartlarını, yaşam kalitesini arttıracak bir alana dönüştürülmeli. Bunun için de doğru adayların belirlenmesi gerekiyor.
Mesele şu şahsın başkan olması veya olmamasının çok ötesindedir. Kentin ekonomik olarak en son sırada yer alması, sadece bir partiye mensup insanları olumsuz etkilemiyor. Kentin var olan sorunları sadece belli bir kesimi rahatsız etmiyor.
Bundan dolayı olabilecek en iyi adayların seçilmesi için öncelikli olarak partilerin görev ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri gerekiyor.