Cezaevlerinde yaşanan ihlallere ilişkin oluşturulan komisyon, birçok cezaevinde incelemelerde bulunarak, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına ilişkin bir rapor hazırladı. Hazırlanan raporda, birçok cezaevinde Kürtçe kitapların yanı sıra, kimi günlük gazetelerin de içeri alınmadığı bilgisine yer verildi.
AJANS65 TV - Van Barosu Tahir Elçi toplantı Salonunda yapılan basın açıklamasına Van Barosu İnsan Hakları Merkezi Hapishane Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, TUHAY-DER ve İHD Van Şubesi katıldı.
‘İhlallerin yaşandığı belirtilen cezaevleri bizzat ziyaret edildi’
Katılanlar adına basın açıklamasını Avukat Ebru Demirtepe yaptı. Yaptığı açıklamada Demirtepe, “farklı tarihlerde, farklı hapishanelerde hak ihlallerine uğrayan mahpusların bizzat, vekilleri veya aileleri tarafından Van Barosu Hapishane Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Van Şubesi ve Tuhayder’e yapılan başvurulara istinaden, hapishanelerde yaşanan temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti, yetki ve sorumluluğu olan merci ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerini sağlamak, ihlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesine katkı sağlamak ve hapishanelerdeki son durumları kamuoyunun dikkatine sunmak üzere Van Barosu Hapishane Komisyonu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Hapishane Komisyonu üyeleri olarak hapishaneler ziyaret edilmiş ve ziyaret edilen hapishanelerde yaşanan aksaklıklar ve hak ihlalleri raporlaştırılmış olup bu basın açıklaması sonucunda raporumuzu da açıklamanın akabinde basın ile paylaşacağız” açıklamasını yaptı.
İhlallerin yaşandığı belirtilen cezaevleri bizzat ziyaret edildi
Yaptığı açıklamanın devamında Demirtepe,
-Erzurum Oltu Tipi Kapalı Hapishanesi,
- Dumlu 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi,
-Dumlu 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi,
- Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi,
- Van F Tipi Kapalı Hapishanesi,
- Van T Tipi Kapalı Hapishanesi,
- Ahlat T Tipi Kapalı Hapishanesine belli tarihlerde ziyaretler gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Raporumuzda da görüleceği üzere ziyaret edilen hapishanelerdeki hak ihlalleri kısaca şöyledir” diyerek bizzat giderek ziyaret ettikleri ve tanık oldukları ihlalleri şu şekilde sıraladılar:
‘Hastaneye geç götürülmekteler’
- Bütün cezaevlerinde, hastaneye sevk isteyen mahpuslar hastaneye çok geç götürülmekte, bazı cezaevlerinde hastaneye sevkler hiç yapılmamakta bazı cezaevlerinde ise hastaneye sevkler geç de olsa yapılmakta ve ancak kolluğun ağız içi araması ve ya doktorun kelepçeli muayene dayatmalarından ötürü mahpuslar muayene ve tedavi edilmeden geri hapishaneye götürülmekte oldukları tarafımıza aktarıldı. Özellikle raporumuzda isim ve hastalıkları yazılı Hasta Mahpusların tedavi koşullarının olmadığını ve ya oluşturulmadığı mahpuslarca tarafımıza aktarıldı. Bu anlamda mahpusların sağlığa erişim haklarının ihlal edildiğini vurgulamak gerekir.
‘Birçok cezaevinde Kürtçe kitap verilmemekte’
- Yine ziyaret edilen bütün hapishanelerde bulundurulan kitap sayısına 3 ile 10 kitap arası kota uygulandığı, birçok hapishanede Kürtçe kitapların verilmediği ve hatta bazı hapishanelerde Kürtçe kitapların hiç verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Bu husus Mahpusların eğitim ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamı taşıdığı görülmektedir.
‘Yeni Yaşam gibi günlük gazeteler verilmemekte’
- Yine bahsedilen hapishanelerin tamamında yasal olarak günlük yayınlanan “Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün vb” gibi gazetelerin verilmediği ve yine ulusal bazda yayın yapan muhalif TV kanallarının ziyaret edilen bu hapishanelerde verilmediği, gönderilen mektupların çoğunlukla verilmediği ve hatta verilen mektupların da sansürlenerek verildiği, özellikle Kürtçe yazılan mektupların tercüme olanağın olmadığı gerekçesi ile katiyen verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Bu anlamda mahpusların haberleşme haklarının ihlal edildiği görülmektedir.
‘Yemekler az ve doyurucu değil’
- Raporda detayı yazdığı üzere ziyaret edilen hapishanelerin birçoğunda yemeklerin doyurucu olmadığı ve çok az verildiği ve bazı hapishanelerde yemeklerin yenemeyecek kadar kötü olduğu ve özellikle dışarıda yaşanan enflasyonun kat be kat fazlasının hapishane kantinlerinde yaşandığı ve birçok mahpusun kantinde ki fahiş fiyatlardan ötürü kantin ihtiyaçlarını gideremediği hususları tarafımıza aktarılmıştır.
‘Mahpuslar sosyal yalnızlaşmaya bırakılmamalı’
- -Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemiyle birlikte sınırlandırılıp daha sonra sınırlandırmalar kısmen gevşetilmiş ise de 6 Şubatta gerçekleşen deprem ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmaktadır. bu durum mahpusların ağır bir tecrit altında oldukları ve sosyalleşme imkanlarının tamamen ellerinden alındığını göstermektedir.
‘Erzurum Dumlu 1 Nolu’da tüm hükümlüler tek kişilik hücrelerde kalmakta’
- Ziyaret edilen Hapishanelerden Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi nin yapısı Ağırlaştırılmış Hapis cezası alan Hükümlü mahpusların infazı için tek kişilik odalar şeklinde yapılmış olmasına karşın, bu hapishanede ağırlaştırılmış müebbet alan tutuklular, müebbet alanlar ve süreli hapis cezası alan mahpusların tamamı tek kişilik hücre tipi odalarda tutuldukları, yalnızca ağırlaştırılmış müebbet alıp hükümlü olanların kaldığı şartların bütün mahpuslara uygulandığı. Hapishane yapımı ve şartları tek kişilik hücre odaları şeklinde yapılmasına karşın, hüküm özlü ve tutukluları da buraya getirdikleri ve yine süreli hapis cezası alanları da bu hapishanede tek kişilik hücre tipi odalarda tutuldukları tarafımıza aktarılmıştır. Oysa Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 25. Maddesi tek kişilik odalarda yalnızca Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası alan Hükümlülerin kalabileceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Buna rağmen bütün mahpusların tek kişilik hücre tipi odalarda izole bir şekilde tutulmalarının hiçbir yasal dayanağı olmadığı gibi böylesi bir uygulamanın süresiz “Hücre Cezası” anlamına geldiğini vurgulamak isteriz. Bir an önce Ağırlaştırılmış Müebbet Hükümlüleri dışında ki bütün mahpusların tek kişilik hücre tipi odalardan çıkarılması ve birkaç kişinin kaldığı uygun odalara geçirilmesi gerekmektedir.
‘Koğuş aramaları amacından çıkmış vaziyette’
- Yine ziyareti yapılan birçok hapishanede her ay birkaç kez yapılan rutin oda aramalarının amacı dışına çıktığı ve yasaklı bir şey arama amacından ziyade odaların dağınık hale getirildiği ve bütün eşyaların her tarafa saçıldığı, söz konusu koğuş aramalarında mahpuslara askeri nizamın dayatıldığı, mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır.
‘Keyfi kararlar alınmakta’
- Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmekle bu yönetmeliğin iptali ile hapishane idari gözlem kurullarının tamamen kaldırılması veya yetkilerinin kısıtlanması ve bu uygulamaya derhal son verilmesi gerekmektedir.. Detayı raporumuzda yer aldığı üzere bazı hapishanelerde “koşullu salıverilme” döneminde olan mahpusların “Hapishane Gözlem Kurulu” nun gerekçesiz kararları ile tahliyelerinin engellendiği gözlenmiştir. İdare ve Gözlem Kurulları yargılama makamının yerine geçerek zaten cezasını infaz eden mahpusları tekrar yargılamakta ve tamamen siyasi saiklerle hareket ederek keyfi olarak mahpusların koşullu salıverilme tarihlerinde bırakmayıp tahliyelerini ertelemektedir. Söz konusu idari ve Gözlem kurulları mahpuslara yargılandıkları suç kategorisine göre hareket etmekte ve siyasi mahpusların gerekçesiz olarak serbest bırakılmalarını engellemektedir. Kanuna aykırı olarak uygulanan bu durumun derhal son verilmesi ve koşullu salıverilme süreleri gelen mahpusların derhal bırakılması gerekmektedir.
- Özellikle hasta mahpuslara uygun tedavi koşulları sağlanmalıdır. Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu İzole koşullarının ağırlaşmasına neden olmuş, pandemi tehdidi azalması ve her yerde konulan tedbirler kaldırılmasına karşın hapishanede uygulanan yasaklamaların da gevşetilmesi ve kaldırılması gerekmektedir. Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslara uygulanan kitap kotası kaldırılmalı, talep edilen yasal gazeteler verilmeli, talep edilen uygun TV kanalları açılmalıdır. Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane Gözlem Kurullarına tanınan takdir yetkisinin yargı mercilerinin görev ve yetkileri olduğundan gözlem kurullarına verilen takdir yetkilerinin kaldırılması gerektiği açıktır.
Tüm bu hukuksuzlukların bir an önce kaldırılması için ilgili yerlere sesleniyor ve söz konusu yaşanan hak ihlallerine son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.”