Genel

‘Bu hayatta en zor şey var olan gerçeğin inkarıdır’

Abone Ol

Van'ın Çaldıran ilçesinde dünyaya gelen Ru, kendini LGBTİ+ topluluğunun bir parçası olarak tanımlıyor. 34 yaşındaki Ru, hayatının en savaşını savaşlarını bizimle paylaştı.

Kimliğini açıkça belirtmek istemese de, var olma çabasından asla vazgeçmeyen Ru  gerçek benliğini saklamanın ağırlığını ailesi ve toplumdan gelen ve “hegemonik” olarak tanımladığı baskılar nedeniyle omuzlarında taşıyor. “Bu hayatta en zor şey var olan gerçeğin inkardır" ifadesini kullanan Ru şunları söyledi:" Toplumsal ahlak toplumsal gerçeği inkar etmekle çöker. Bizim tercihimiz toplumsal bir gerçektir. Fakat ne yazık ki gerçekliğimizi inkar ettikleri gibi bizim de inkar etmemizi istiyorlar. Ancak zoraki olarak inkar etsek bile tercihimiz var olan gerçekliğimizdir" diyor. Geçmişe ve çocukluğuna dair anılarından birini hatırlıyor: "Fotoğraflarda ağabeyim ne giyiyorsa ben de aynısını giyerdim ve saçlarım hep kısaydı.Ben her zaman öteki çocuktum. Ailem bu durumla gurur duyardı". Eşcinsel olduğunu fark ettiği dönemlerden bahsederken, "Kuzenimle birlikte büyüdük. Onu çok severdim ve birini beğendiğinde, başkasıyla oynadığında kıskançlıktan ağlardım." diyor. Bu hislerinin bir tür bilinçlenme olduğunu ifade ederken, "Ama sen farkında değilsin, anlamıyorsun ve bunu sevgi olarak yorumluyorsun" diyor Ru. Kendini kabul etmek Üniversitede tanıştığı bir kadın sayesinde eşcinsel olduğunu kabullendiğini belirten Ru, "Kendimi kabul ettikçe, benimle aynı duyguları paylaşan insanlarla tanıştıkça kendimi daha iyi hissettim" diyor. Eşcinsel olduğunu ilk öğrenen kişi ise eski sevgilisinin Ru’yu üzmek için birlikte fotoğraflarını attıkları ağabeyi olmu. Bu durumu kabullenmeyen abisi ise kendisini suçlamış. Ru’nun kendi eşcinselliğinin bir seçim olmadığını veya herhanbir bir kişinin davranışlarının sonucu olmadığını binlerce kez anlatmasına rağmen,  'Benim yüzümden böyle oldun'  diyrek abisinin suçluluk duygusunu atamadığını anlatıyor. Bu süreçte ailesini incitmemek için kimliğini nasıl gizlemeye çalıştığını anlatıyor Ru: "Bir yıl boyunca ailem mutlu olsun diye evde kapalı yaşadım ve onların istediği gibi olmaya çalıştım." Ancak bu bir yol sonunda kendi mutluluğu için yeni bir karar vermesi gerektiğiyle yüzleştiğini belirtiyor: "Odamda otururken gözyaşlarımı tutamıyor ve intihar etmeyi düşünüyordum. Ailem ise evin içinde neşeyle gülüp eğleniyordu. Ben üzgün ve kederliyken hayat herkes için devam ediyordu." Bu dönemden sonra, "Eğer uzaklaşırsam hem ben hem de onlar daha mutlu olur" düşüncesiyle İstanbul'dan ayrılarak Erciş'teki babasının yanına taşınmaya karar vermiş. Babasının haberdar mıydı? "Babam belki çocukluğumdan beri farkındaydı ama özgürlükçü  biri olduğu için insanların istedikleri gibi yaşamalarını savunurdu." dedi. Babasıyla bu konuda hiç konuşmadıklarını, ancak babasının durumunu anladığını söylüyor Ru. Annesi ile ilişkisi ise daha zorlu olmuş. Annesinin yanına İstanbul’a gittiği bir dönemde annesinin LGBTİ+’lardan bahsederek, "Sen de onlar gibi mi oldun?" sorusuna "Kısa saçlı kadınlar ya da benim gibi giyinenlerin hepsi mi eşcinsel?" şeklinde yanıt serse de annesinin ağabeyinden kimliğini öğrendiğini anlayan Ru, annesine de söylediğini anlattı.  Bu durum sonrasında annesi ile ilişkisinin çok zorlaştığını söylüyor. ‘Çocuklarınızın yanında olun’ Son olarak tüm yaşadıkları sonrası ailelere ve eşcinsel bireylere bir çağrıda bulunuyor Ru: "Ailelere söylemek istediğim tek şey, çocuklarınızın yanında olun, onları inkar etmeyin, reddetmeyin. Eşcinsellere de sesleniyorum, duygularınıza sahip çıkın." diyor.