Connect with us

Kadın

Boşandığı Kadını İçeri Kilitledikten Sonra Evi Ateşe Verdi

Yaşanan vahşet akıllara durgunluk verdi. Adana seyhan’da boşandığı Fadime K. adlı kadını eve kilitledikten sonra ateşe veren fail erkek Muhammet G., gözaltına alındı. Kadının vücudunda ağır yanıklar oluştuğu aktarıldı.

AJANS65 TV – Kadına yönelik bir şiddet haberi de Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Söğütlü Mahallesi’nden geldi. Mahallede yaşayan Fadime K. (41), boşandığı Muhammet G. (57) adlı erkekle henüz belirlenemeyen nedenle tartıştı.

Bu sırada oğlu E.G.’yi (17) markete gönderen Muhammet G., Fadime K. ile tartışmasını sürdürdü. Muhammet G., tartışmanın büyümesi üzerine Fadime K. içeride olduğu sırada evin kapısını kilitleyip ikameti ateşe vererek kaçtı.

EVDE MAHSUR KALDI

AA’nın haberine göre çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye yönlendirilen itfaiye ekipleri evdeki yangını söndürdü. Evde mahsur kalan ve banyoya sığınan Fadime K.’yi de kurtaran ekipler, kadına oksijen maskesiyle müdahalede bulundu.

Advertisement

Yangın nedeniyle vücudunda yanıklar oluşan Fadime K. ile marketten döndükten sonra evdeki dumandan etkilenen oğlu E.G., sağlık ekiplerince Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

Evi ateşe verdiği sırada kollarından yaralanan şüpheli Muhammet G. ise, Seyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonla olaydan kısa süre sonra merkez Sarıçam ilçesinde yakalandı.

Öte yandan, Muhammet G. hakkında uzaklaştırma kararı bulunduğu bildirildi.

Advertisement

(HABER MERKEZİ)

Devamı için tıkla
Advertisement
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bölgeden Haberler

Unutulmaya Yüz Tutmuş Masallar Van’da Kadın Emeğiyle Hayat Buldu

Ajans65 TV- Van’daki kadınların anlattığı yöresel masallar, Medya Kadın ve Ekoloji Derneği’nin çabasıyla kitap ve video olarak yaşatılıyor.

Serhat Masalları Projesi Tamamlandı ve Yayınlandı

Advertisement

2023 yılının Haziran ayında başlayan ve unutulmaya yüz tutmuş masal mirasını belgeleyen Serhat Masalları” projesi, Kasım ayı itibarıyla tamamlandı. Proje kapsamında çekilen videolar, “Medya Kadın ve Ekoloji Derneği”nin YouTube kanalında yayınlanırken, kaydedilen masallar da “Sîtav Yayınları” iş birliği ile kitap haline getirildi. Proje ekibi, bu kısa bilgilendirme metni ile çalışmalarını kamuoyunun beğenisine sunuyor ve medya mecralarında yer almayı umuyor.

Kültürel Mirası Koruma Çabası

2022 yılının sonlarında kurulan “Medya Kadın ve Ekoloji Derneği”, ilk projesi “Serhat Masalları” ile kültürel mirası koruma ve kayıt altına alma hedefini güdüyor. Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı desteği ile gerçekleşen bu proje, mesleki bilgi ve becerileri kültürel hassasiyetler ile birleştiriyor ve unutulmaya yüz tutmuş hikayeleri gün yüzüne çıkarıyor.

Advertisement

Van’dan Masallar Dünyaya Açılıyor

Proje kapsamında Van’ın farklı ilçelerinde yaşayan 60 yaş üzeri 3 kadın ve 2 erkek masal anlatıcısıyla buluşuldu. Bu buluşmalar sırasında, anlatıcılar tarafından kuşaktan kuşağa aktarılan masallar kayıt altına alındı. Anlatıcıların hayatlarını kaybetmesiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bu masallar, projenin çabalarıyla koruma altına alındı.

Masallar Kitap ve Video Olarak Paylaşıldı

Kaydedilen masallar, ressam Şirin Çelik tarafından resimlendirildikten sonra “Xanê Lepzerîn, Gulendam, Rovî û Pîrê, Kevlê Ga ve Xelîfê Bexdayê” adlı bir kitapta toplandı. Kitap, proje videolarının gösterimi sırasında ücretsiz olarak dağıtıldı. Ayrıca, bu masalların videoları da derneğin sosyal medya hesapları ve YouTube kanalı aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırıldı.

Advertisement

Projeye Destek Çağrısı

Proje ekibi, Serhat Masalları’nın devamı için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Kültürel mirasın korunması ve yayılması adına yapılan bu çalışmanın geniş kitlelere ulaşması için kamuoyunun desteğini bekliyor. Ekip, tüm çabaları ve destekleri için teşekkürlerini iletiyor.

İletişim Bilgileri ve Teşekkür

Serhat Masalları projesi adına Zelal Sahidenur Sari, Yeşim Karaağar ve Zafer Avnaş tarafından yapılan bu açıklama, projenin önemini ve gelecek planlarını vurguluyor.

Advertisement
Devamı için tıkla

Kadın

Diğer İllerde Serbest Olan Kadın Yürüyüşü Diyarbakır’da Yasak!

Diyarbakır Valiliği’nden bir yasaklama daha! Bugün, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü” kapsamında 16.00-19.00 saatleri arasında yapılması planlanan etkinliğin yasaklandığı açıklandı.

AJANS65 TV – Diyarbakır Valiliği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yapılması planlanan etkinliği yasakladı. Valilik, kadınların basın açıklaması yapabileceğini ancak yürüyüşe izin verilmeyeceğini belirtti. Valilik, etkinliğin kamu düzenini bozacağı gerekçesiyle yasaklandığını duyurdu. Yasaklama, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/A, B ve C maddeleri gereğince yapıldı.

Konuya ilişkin Diyarbakır Valiliğinden şu açıklama yapıldı:

“25 Kasım 2023 Cumartesi günü 16:00-19:00 saatleri arasında yapılmak istenilen ’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ konulu etkinliğin kitlesel eylem ve etkinlik yapmaya yönelik olduğu, yapılmak istenilen eylem ve etkinliğin ise basın açıklaması hakkının kullanılmasına ilişkin 2012/64 No.’lu İçişleri Bakanlığı genelgesi de dahil olmak üzere kamu düzeninin sağlanması amacıyla uygulamaya konulmuş olan ilgili tüm mevzuata aykırı olduğu anlaşılmış olup, dilekçedeki güzergahın uygun olmadığı hususunun bildirim sahiplerine yazılı olarak iletilmiş olmasına rağmen açık kaynaklar üzerinden yapılan araştırmaya göre konuya ilişkin çağrıların halen devam ettiği gözlemlenmiştir.

Advertisement

Kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu göz önüne alındığında can ve mal güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanmasının güçleşeceği gerekçesiyle, “öncesinde veya sonrasında herhangi bir yürüyüş etkinliği olmaksızın basın açıklaması yapma hakkı” saklı kalmak kaydı ile, bildirimde bulunulan yürüyüş etkinliği 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/A, B ve C maddeleri gereğince yasaklanmıştır.” (HABER MERKEZİ)

Devamı için tıkla

Genel

Aysel Tuğluk Serbest Bırakıldı

Eski HDP Milletvekili Aysel Tuğluk, ‘PKK Propagandası’ Suçlamasıyla Yargılandığı Davada Serbest Bırakıldı

Eski HDP Milletvekili Aysel Tuğluk, ‘PKK Propagandası’ Suçlamasıyla Yargılandığı Davada Serbest Bırakıldı”

Hakkari’de “PKK propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanan eski HDP milletvekili Aysel Tuğluk, hakkında çıkarılan yakalama kararı kapsamında İstanbul’da gözaltına alındı ve savunmasının alınmasının ardından serbest bırakıldı. Tuğluk’un avukatı, müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalamayacağını ifade ederek beraatine karar verilmesini talep etti.

Hakkari’de 2 Kasım 2023 tarihinde çıkarılan yakalama kararına dayanarak gözaltına alınan Tuğluk, savcılık ifadesinin ardından İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkemede, Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının gerekçeleri okunarak Tuğluk’un 2016 yılında düzenlenen bir cenaze törenindeki davranışları gündeme getirildi.

Advertisement

Tuğluk, mahkemede hatırlamadığını belirttiği olayla ilgili, “PKK mensuplarıyla selamlaştığım ve sarılarak kucaklaştığım şeklindeki iddiaları kabul etmiyorum. Suçsuzum” dedi. Durumunun sağlık sorunları nedeniyle hassas olduğunu belirten Tuğluk, bu süreçte serbest kalmasının öneminin altını çizdi.

Hakkari’deki davanın duruşması 15 Kasım 2023’te görülecekken, Tuğluk bir diğer dava nedeniyle de mahkeme karşısına çıkacak. 2017 yılında annesinin cenazesine katıldığı gerekçesiyle “PKK üyesi olmak” suçlamasıyla yargılandığı dava, 20 Kasım 2023 tarihinde Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ele alınacak. Tuğluk ve savunma ekibi, her iki davadan da beraat kararı çıkmasını umut ediyor.

Adli Tıp Kurumu’nun sağlık raporlarına dayanarak Tuğluk’un cezaevinde kalamayacağı yönündeki karar, serbest bırakılmasında belirleyici oldu. Bu gelişme, sağlık sorunları olan tutuklu ve hükümlülerin yargı süreçlerindeki haklarına dair tartışmaları beraberinde getirdi. Tuğluk’un serbest bırakılması, hukuk çevrelerinde ve insan hakları savunucuları arasında, yargı süreçlerinin adil ve insani koşullarda yürütülmesinin önemine dair fikir birliği oluşturdu.

Advertisement
Devamı için tıkla

Kadın

İngiltere’den O İlaca Onay! Meme Kanserinde Büyük Adım…

Kadınların temel sorunlarından bir tanesi olan meme kanseri için İngiltere’den müjde niteliğinde haber geldi. İngiltere’deki Ulusal Sağlık Hizmetleri kurumu, meme kanseri tedavisinde kullanılan bir ilacın önleyici tedavide kullanılmasına onay verdi. İlaç, meme kanseri riskini neredeyse yüzde 50 azaltıyor.

AJANS65 TV – Meme kanseri, kadınların en çok maruzkaldığı kanser türlerinden bir tanesidir. Bir anda kadınların hayatını kabusa dönüştüren bu illet için İngiltere’den önemli bir müjde geldi. İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) meme kanserini tedavi etmek için uzun yıllardır kullanılan Anastrozol’un önleyici ilaç olarak kullanılmasına onay verdi.

Son araştırmalar, ilacın orta ya da yüksek risk altındaki menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri görülme sıklığını neredeyse yüzde 50 oranında azaltabileceğini gösterirken, Birleşik Krallığı oluşturan dört ülkeden İngiltere’de önleyici tedavide kullanımı için onaylanan ilacın risk altındaki 289 bin kadın için uygun olabileceği belirtildi.

MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Yardım kuruluşları, ailesinde kanser geçmişi olan kadınlar için bunun ‘ileriye doğru atılmış büyük bir adım’ olduğunu söyledi. İngiltere NHS’e göre, 289 bin kadının dörtte birinin ilacı kullanmak üzere başvurması halinde, İngiltere’de 2 bin meme kanseri vakası önlenebilir, bu da sağlık hizmetlerinin tedavi masraflarında 15 milyon sterlin tasarruf sağlayabilir.

Advertisement

Normalden daha yüksek meme kanseri riskine sahip olduğundan endişe eden her kadın, aile geçmişini de dikkate alarak risk değerlendirmesi için aile hekimine başvurabiliyor. Anastrozol patent dışı bir ilaç; dolayısıyla, birden fazla şirket bu ilacı üretebilir ve oldukça ucuza dağıtılabilir. İlk olarak 2017 yılında önleyici bir seçenek olarak tavsiye edilen ilacın bu şekilde kullanımı, NHS İngiltere kolu tarafından onaylandı.

‘MEME KANSERİ RİSKİ YÜKSEK OLANLAR İÇİN ÇOK CAZİP BİR SEÇENEK’

NHS’in kanserden sorumlu ulusal klinik direktörü Prof. Peter Johnson, ilacın meme kanseri riski yüksek olanlar için ‘çok cazip’ bir seçenek olduğunu söyledi. Johnson, araştırmaların ilacın hastalığa karşı korumada daha etkili olduğunu ve önleyici bir tedavi olarak mevcut tamoksifen’den daha az yan etkiye sahip olduğunu gösterdiğini söyledi.

Johnson, “İnsanlar özellikle kan pıhtılaşması ve bazı durumlarda (tamoksifen alırken) endometriyal kanser (rahim kanseri) gelişimi konusunda endişe duyuyorlardı. Anastrozol buna yol açmıyor gibi görünüyor, bu yüzden daha cazip olabilir” dedi.

Advertisement

İLAÇ BAZI KİŞİLERDE YAN ETKİ GÖSTEREBİLİR

Meme kanseri İngiltere’de en yaygın kanser türü. Her yıl 47 binden fazla kişiye teşhis konuluyor. Bu vakaların yüzde 80’i 50 yaş üstü kadınlarda teşhis ediliyor.

Anastrozol, östrojen hormonunu azaltmak için aromataz adı verilen bir enzimi bloke ediyor. Tedavi, beş yıl boyunca günde bir kez 1 mg tablet kullanımını içeriyor. Yetkililer, koruyucu etkinin ilacı almayı bıraktıktan sonra yıllarca sürdüğünü söylüyor.

Ancak ilacın bazı kadınlarda yan etki gösterebileceği belirtiliyor. Yan etkiler arasında sıcak basması, halsizlik, eklem ağrıları, artrit (iltihaplı romatizma), deride döküntü- kaşıntı, bulantı, baş ağrısı, kemik erimesi (osteoporoz), depresyon sayılıyor. (BBC Türkçe)

Advertisement
Devamı için tıkla

Bölgeden Haberler

11 yaşındaki çocuğa tecavüz eden 3 sanığa beraat kararı

Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde yaşayan 11 yaşındaki Esra Y., 2016 yılında köyünde Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz adlı 3 kişi tarafından defalarca cinsel istismara uğradı. Bu olayın ardından açılan davada sanıklar hakkında beraat kararı çıktı. Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklar duruşmaya katılmadı.

Duruşmada ilk sözü alan Esra Y.’nin abisi Ömer Y., davayı takip eden kurum ve kuruluşlara teşekkür ederken, mahkeme başkanı tarafından “Mahkeme düzenini bozduğu” gerekçesiyle salondan atıldı. Bu duruma tepki gösteren avukatlar da duruşmayı terk etti. Mahkeme heyeti, sanıkların suçsuz olduklarına karar vererek beraatlerine hükmetti.

Advertisement

Esra Y.’nin ailesi ve avukatları ise kararı protesto etti. Adaletin sağlanmadığını ve sanıkların cezalandırılmadığını ifade etti. Esra Y.’nin yakınları, sanıkların köydeki imam ve muhtarın da aralarında olduğu bir grup tarafından Esra Y.’yi tehdit ettiklerini, aileye baskı kurduklarını ve köy meclisi kararıyla aklanmaya çalıştıklarını anlattı. Esra Y.’nin 2016 yılında uçurumdan atıldığını ve hastaneye kaldırıldığını, ancak yaşadığı travma nedeniyle 2018 yılında intihar ettiğini belirtti.

Esra Y. davası, Türkiye’de çocuklara yönelik cinsel istismarın boyutunu ve yargıdaki adaletsizliği ortaya koyan bir dava olarak biliniyor. Dava sürecinde sanıkların tutuklanıp serbest bırakıldığı, delillerin karartıldığı, tanıkların baskı altına alındığı ve görgü tanıklarının ifadesinin dikkate alınmadığı iddia ediliyor. Dava, ulusal ve uluslararası insan hakları örgütleri, kadın örgütleri ve çocuk hakları savunucuları tarafından yakından takip ediliyor.

Advertisement
Devamı için tıkla

Kadın

“Porê te Kûrbe”:Kadın Saçı Üzerinde Yapılan Beddua ve Tarihsel Anlamı

İdris YILMAZ/ Köşe Yazısı

Kültürler, dilde saklı olan derin anlamlarla, sıradan bir cümlede bile tarihlerini, inançlarını ve değerlerini yansıtabilirler. Çalışma arkadaşım Yasemin Dikici’nin sokak röportajı fikri sırasında, basit bir soru üzerinden bu  tarihsel anlama tanık olma fırsatı yakaladık. Yaşı tahminen 20 olan genç kadına mikrofon uzatan Yasemin, “Anneniz size kızdığında ne söyler?” sorusuna genç bir kızın verdiği “Annem bana kızdığında ‘porête ser bav û birête da kûrkim’ der.” Bu cevap, aslında sadece annesinin kızgınlık anında söylediği bir cümle değil, aynı zamanda binlerce yıllık bir gelenekle bağlantılı, ağır bir bedduayı da barındırıyordu. Bu cevap, dilin ve kültürün, bireylerin günlük yaşamlarında nasıl bir rol oynadığını ve onların kimliklerini nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor.

Konuyu şekillendiren Röportaj

Advertisement

Kadın saçının, birçok kültürde estetik bir öğeden çok daha fazlasını temsil ettiği bilinir. Güzellik ve gücün yanı sıra, kişisel kimliğin ve hatta ruhsal durumun bir yansıması olarak görülür. Özellikle Kürt toplumunda, kadının saçı, kişinin ölümüne dair yas ve anma ritüelleriyle iç içe geçmiş derin sembolik bir öneme sahiptir. Sevilen bir kadın vefat ettiğinde, onun saçları yakınları – sevgili, anne, baba ya da kardeş – tarafından bir hatıra, bir emanet olarak muhafaza edilir.

Kürtlerde kadın ve kız çocuğu saçının kesilmesi, ister günlük bir tercihle kısaltma olsun isterse bir yas ritüeli neticesinde, hiçbir zaman basit bir işlem olarak görülmez. Kesilen saçlar, bir tür saygının ifadesi olarak ya toprağa emanet edilir ya da ayak izlerinin ulaşmadığı, daha saklı ve özel bir köşede saklanır. Annelerin, düşen saçların üzerine basılmasının baş ağrısına sebebiyet vereceğine dair telkinleri bu inancın günlük yaşamdaki tezahürlerindendir. Bu, saçın basit bir süs eşyası olmadığını, kadının toplumdaki saygıdeğer ve dokunulmaz konumunu pekiştiren manevi bir obje olarak kabul edildiğini ortaya koyar.

Kadın saçının itina ile saklanması, bireysel değerlerin yanı sıra toplumsal değer yargılarını da yansıtır. Toplumun kadına atfettiği değer, onun saçının özenle korunmasıyla somutlaşır. Bu gelenekler, kadının ölümünden sonra dahi toplum içindeki yerinin ve mirasının sürekliliğini temsil eder. Kürt kültüründeki bu uygulamalar, bireysel ve toplumsal hafıza ile ailevi bağların korunması açısından da kültürel bir köprü vazifesi görür ve kadının toplumdaki önemli rolünü hatırlatır.

Advertisement

Kadınlar için saç, tarih boyunca birçok kültürde sembolik anlamlar taşımıştır. Özellikle Ortadoğu kültürlerinde, saçın uzun olması kadının onurunu, güzelliğini ve toplum içindeki yerini ifade eder. Bu bağlamda, Kürt kültüründeki bedduada saçın kısalması ifadesi önemli bir yere sahiptir.

“Porê te ser bav û birê teda kûrtbe” (Saçın baban ve kardeşinin üzerinde kesilsin)” ifadesi, sadece fiziksel bir değişikliği değil, aynı zamanda sosyal ve manevi bir düşüşü de ifade eder. Burada saçın kısalması, kadının ailesinin ve toplumun gözündeki yerinin, onurunun ve itibarının azalacağını işaret eder. Bedduanın arkasındaki ana fikir, kadının toplum içindeki saygınlığının kaybolmasıdır.

Bu, saçın kadın için ne kadar önemli bir sembol olduğunu gösteriyor. Saçın kesilmesi, sadece fiziksel bir değişiklik değil, aynı zamanda toplumsal ve manevi bir yıkımı da ifade eder. Kürt kültüründe, saçın kesilmesi veya saçla ilgili beddualar, kadının sosyal statüsünü, onurunu ve ahlaki değerlerini doğrudan etkiler.

Advertisement

Kürt kültürü, tarih boyunca birçok değişikliğe uğramış olsa da hiç değişmemiştir, zengin ve çeşitli inançlara ev sahipliği yapmıştır. Zerduşî inancı da bu kültürel mozaikte önemli bir yere sahip olup, saçın kutsallığı gibi inançlar bu kökenlerden türemiş olabilir. Saçın kutsal olarak kabul edilmesi, bu tür bedduaların ağırlığını daha da artırır.

Kürt kadınlarının saçlarının kesilmesi ve bu konuda yapılan beddualar, tarihsel, kültürel ve dini bağlamlarda değerlendirildiğinde derin sembolik anlamlar taşımaktadır. Bu, hem kadının bireysel kimliğini hem de toplumsal konumunu etkileyen bir eylemdir. Bu tür uygulamaların ve inançların arkasındaki sebepleri tam anlamıyla kavramak için daha kapsamlı bir araştırma yapalım ve insanlık tarihinde kadın saçının önemine değinelim.

Kadının saçı, tarihsel, kültürel ve mitolojik bağlamda oldukça derin bir anlam taşır. Saç, sadece fiziksel bir özellik olmanın ötesinde, birçok kültürde ve inançta kadının gücünü, bilgeliğini ve doğurganlığını simgeler.

Mitolojik ve Kültürel Anlamı: Tarihi dönemler boyunca tanrıçaların uzun saçları, onların dişi enerjilerini, güçlerini ve tanrısal niteliklerini yansıtmıştır. Bu, onların doğurganlık, bereket, güzellik ve diğer özgün nitelikleriyle bağlantılıdır. Ancak, bu uzun saçların anlamı, tanrıçadan tanrıçaya ve kültürden kültüre değişebilir. Artemis için avcılığı, Afrodit için ise aşkı ve güzelliği temsil eder.

Tanrıça Artemis: Yunan mitolojisinde avcılık, doğa ve doğumu koruma tanrıçası olarak bilinir. Uzun saçları, vahşi doğayla olan bağlantısını ve avcılık yeteneklerini temsil eder. Artemis, aynı zamanda bakire tanrıçalardan biri olarak bilinir ve özgürlüğünü simgeler.

Tanrıça Afrodit: Aşk, güzellik ve cinsellik tanrıçasıdır. Uzun ve altın saçları, onun cazibesini, dişi enerjisini ve güzelliğini yansıtır. Afrodit hem Yunan mitolojisinde hem de Roma mitolojisinde (Venus olarak bilinir) aşkın ve güzelliğin en büyük temsilcisi olarak kabul edilir.

Tanrıça Kibele: Anadolu kökenli bir tanrıça olup, doğurganlık ve doğa tanrıçası olarak bilinir. Kibele’nin özellikle Frigya’da önemli bir yeri vardır ve genellikle tahtta oturan, başında bir taç olan ve bazen aslanlarla tasvir edilen bir tanrıça olarak bilinir. Kibele’nin uzun saçları, doğanın bereketini, canlılığını ve doğurganlığını simgeler. Aynı zamanda, Kibele, doğanın koruyucusu olarak kabul edilir ve bu yönüyle de birçok halk arasında saygı görür.

Toplumsal ve Tarihsel Anlamı: Avcı toplayıcı toplumlarda, kadınların toplumsal hayatta eşitlikçi bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bu dönemde, saçın uzunluğu, belki de kadının toplum içindeki önemini ve katkısını simgeliyordu. Ancak, tam anlamıyla matriyarkal bir toplum yapısından bahsetmek zor. Antik Mısır’da kadınlar, sosyal ve siyasi arenada daha görünür ve etkiliydi, fakat yine de erkek egemen bir toplum yapısı hakimdi.

Tanrıçalar, tarih boyunca kadının gücünü, bilgeliğini, güzelliğini ve diğer önemli özelliklerini temsil etmiştir. Bu tanrıçaların saçları, onların özelliklerini ve enerjilerini yansıtan sembolik bir anlam taşır. Ancak, tarih boyunca kadınların toplumsal konumu sürekli değişiklik göstermiştir ve genellikle erkek egemen bir yapı hakim olmuştur.

Toplumsal ve Tarihsel Anlamı: Avcı toplayıcı toplumlarda kadınların toplumsal hayatta daha aktif ve eşitlikçi bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bu dönemde, saçın uzunluğu belki de kadının toplum içindeki önemini ve katkısını simgeliyordu. Ancak, tam anlamıyla matriyarkal bir toplum yapısından bahsetmek zor. Antik Mısır gibi medeniyetlerde kadınlar, sosyal ve siyasi arenada daha görünür ve etkiliydi, fakat yine de erkek egemen bir toplum yapısı hakimdi.

Matriyarkal Toplum: Bazı teorilere göre, kadınların tam anlamıyla egemen olduğu bir “Matriyarkal” dönem var olmuştur. Bilge, Zerduşî, Êzîdî  ve bazı kadın kahramanların matriyarkal anlayışının devamı olduğuna dikkat çeker. 

Advertisement

Sonuç olarak, saç, sadece fiziksel bir özellik değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve manevi bir semboldür. Bu nedenle, saçla ilgili ritüeller, inançlar ve tabular birçok kültürde önemli bir yere sahiptir. Kürt kültüründeki saçın kısalmasına dair beddua da, bu derin sembolik anlamın bir yansımasıdır. Saç, bir kadının toplum içindeki yerini, onurunu ve değerini temsil eder ve bu nedenle onunla ilgili yapılan her türlü müdahale, derin bir anlam taşır.

Devamı için tıkla

Çok Tıklananlar


KAPAT