BİR YANDA TACİZ ÖTE YANDA İŞSİZLİK; İŞSİZ KADINLARIN TJADİSİ

Abone Ol

ÖZEL HABER/ YASEMİN DİKİCİ

Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik kriz, ailelerine destek olmak isteyen genç kadınların, okuma veya bir meslek sahibi olma hayallerini bırakıp çalışmaya mecbur bıraktı. Genç kadınların iş bulmak ve çalışmak zorunda kalmaları düşük maaş, taciz, mobbing gibi olayları da beraberinde getiriyor. Başka seçenekleri olmadığı için düşük maaş ile çalışmaya mecbur bırakılan kalan kadınlar; diğer taraftan art niyetli işletme sahiplerinin sözlü veya fiziksel tacizine maruz kalıyor.

Ajans65 - Kadınların iş yaşamında eskiye göre daha çok rol alması beraberinde birçok sorunla karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Çalışma hayatında kadınların yaşadıkları sosyal ve ekonomik sorunların çoğunun temelinde ise cinsiyete dayalı ayrımcılık yatmakta. Cinsiyete dayalı ayrımcılığın en başında kadını bir birey olarak değil bir obje olarak görmeleri gelmektedir.

Van’da işyerlerinde, kadınlara karşı sık sık cinsel ve psikolojik tacizler yaşanıyor. Ancak konuşulmadığı için gündeme gelmiyor. Kadınlar, “işsiz kalırım”, “iş bulamam” endişesiyle tacizi görmezden geliyor ya da sessiz sedasız istifa ediyor. Görüştüğümüz kadın çalışanların en büyük sıkıntılarının taciz, düşük maaş, mobbing olduğu ortala çıktı. Kadınlar, karşılaştığı bu durumlar nedeniyle susmak zorunda kalıyor, haklarını nerde arayacaklarını bilmiyor ve yalnız bırakılmaktan korkuyorlar.

Van’da bir kafede çalışan 19 yaşındaki Merve de bu durumun mağdurlarından. Sekiz nüfuslu bir ailede yaşayan Merve’nin babası ceza evinde olduğu için ailesine bakmak zorunda.

Art Niyetli İnsanlar Yüzünden Etrafıma Duvar Ördüm

Özellikle kafe sektöründe çalışan kadınların, müşteri çekmek için giyim ve dış görünüşleriyle birer objeye dönüştürüldüğüne dikkat çeken Merve, bu duruma karşı çıkan kadınların ya işten ayrılmak zorunda kaldıklarını ya da mobbinge maruz bırakıldıklarını söyledi.

Bu güne kadar birçok defa tacize uğradığını belirten Merve, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Çoğu zaman erkek müşterilere güler yüz gösterdiğimizde yanlış anlaşılıyor. Numaramı isteyenler, eve kadar takip edenler ve daha neler neler... Etrafımdaki insanlar tekvandocu musun? Diye soruyorlar. Art niyetli insanlar yüzünden etrafımdaki erkeklere karşı duvar oluşturdum. Ben de istediğim gibi giyinmek ve güler yüzlü bir insan olmak isterim. Bu olaylar yüzünden çok sert ve mesafeli davranmak zorunda kalıyorum.”           

‘Üniversite Okumak İstiyorum’

Liseden mezun olduğu yıl pandemi ve ekonomik sıkıntılardan dolayı üniversite hayallerini yarıda bırakmak zorunda kalan Merve, sözlerine şöyle devam etti: “Mezun olduğum sene üniversiteye gitsem geçinemeyecektim. İngiliz Dili ve Edebiyatı okumak istiyorum ama bu ekonomik şartlarda zor. Ben şuan 19 yaşındayım ama içimdeki kadın 30 yaşında.”

Tacizin Yeni boyutu: Sosyal Medya

Sosyal medya üzerinden iş ilanlarına başvuran kadınlar da benzer şekilde tacizlere maruz kalabiliyorlar. 4 nüfuslu ailesine bakabilmek için 5 yıldır düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalan Büşra 23 yaşında.

Yaşadığı coğrafyada kadın olmanın zorluklarını anlatan Büşra, şuan çalıştığı firma yetkililerinin sürekli giyimine karıştıklarını ve makyaj yapması konusunda baskı yaptıklarını belirtti.

Neredeyse her iş başvurusunda çirkin isteklerle karşılaştığını belirten Büşra, başından geçen bir olayı şu sözlerle anlattı: “Instagram da bir iş ilanı gördüm. Haftanın dört günü, iki küçük çocuğa bakacak birini arıyorlardı. İlanı veren erkekti. Ulaştım, iş detaylarını konuşmaya çalışırken sürekli özel hayatımla ilgili sorular sordu. Amacının vakit geçirecek bir kadın bulmak olduğunu sonradan anladım. Ne istersem yapabileceğini, ev masraflarıma destek olacağını ve birçok kadının bu şekilde çalıştığını söyledi. Hem korktum hem üzüldüm.’’

Anlatırsam Suçlanacağımdan Korktum

22 yaşındaki Gökçe, çalışmak zorunda olan diğer bir genç kadın. Bugüne kadar birçok farklı işte çalıştığını söyleyen Gökçe, bir yandan yaşanan taciz olaylarının fazlalığından, diğer yandan ise maaşların çok düşük olmasından şikâyetçi.

Bir ofisin sekreter arandığı ilanını görünce iş başvurusu yapmaya giden Gökçe, 60’lı yaşlarda bir iş yeri sahibi tarafından tacize uğramış. İş yeri sahibinin piyasada verilen maaşlardan daha yüksek maaş teklif ettiğini belirten Gökçe, daha ilk iş gününde tacize uğradığını söyledi.

Nerdeyse her gittiği iş başvurusunda art niyetli şiverenlere denk geldiğini söyleyen Gökçe, ‘’Yaşadıklarımı ailemden gizlemek zorunda kaldım. Suçlanacağımdan korktuğum için kimseyle paylaşamadım. Önemsiz olduğumu ve kimsenin bana yardım edemeyeceğini düşündüm’’ diye ekledi.

Kadınların çalışma hayatında yaşadığı sıkıntıların neler olduğuna ilişkin bilgisine başvurduğumuz Psikolojik Danışman Sinan Ekinci, "İş dünyasında son yıllarda yaşanan neo-liberal gelişmelerden maalesef ki kadınlar da payına düşeni fazlasıyla aldı" dedi.

Kadın emeğinin yanında kadın bedeni de sömürülüyor

 Kadınların iş başvuruları esnasında ve iş yerlerinde çeşitli tacizlere maruz bırakıldığını söyleyen Ekinci,  cinsel taciz denilince her türlü rahatsız edici söz, tavır, davranış, laf atma, ısrarcı bakış, takip, sosyal medyadan rahatsız etmeninde akla geldiğini belirtti.

Psikolojik tacizin aşamaları olduğunu ve bireyden bireye farklı sonuçlar ortaya çıkarabileceğine dikkat çeken Ekinci, "İşyerlerinde psikolojik ve cinsel taciz genel olarak maruz bırakılan açısından fiziksel ve zihinsel rahatsızlıklara, davranış bozuklularına, sosyal sorunlara ve ekonomik zarara neden olmaktadır" dedi.

İş yerinde yaşanılan bu gibi sıkıntıların, uyku bozuklukları, ağlama nöbetleri, konsantrasyon bozukluğu, gerginlik ve öfke, alınganlık, yüksek tansiyon, kalıcı uyku bozuklukları, mide ve bağırsak sorunları, alkol veya ilaç (madde) bağımlılığı, işyerinden kaçma veya uzaklaşma, depresyon, panik ataklar diğer ciddi hastalıklar, üçüncü kişiye yönelik şiddet, intihar olarak sıralayan Ekinci, uzun vadeli bakıldığında bireyler arası ilişkilerde bağlanma problemleri doğurduğunu ve bireyin iletişim kurduğu kişilere karşı güven sorunu yaşayacağını belirterek konuşmasını tamamladı.

Son 18 yıldır kadın hakları alanında aktif çalışan ve Van Kadın Dayanışma Komitesi üyesi Ruken Ertaş, konu ile ilgili bilgi verdi.

Türkiye’nin, gittikçe artan yoksulluk, gericilik ve şiddetin sonucunda kadınlar için tehlikeli bir ülke haline geldiğini söyleyen Ertaş,  bir yandan kadınların çalışması teşvik ediliyor gibi görünürken bir yandan ucuza, güvencesiz ve çoğu zaman niteliksiz işlerde çalıştırıldığını belirtti.

Kadınların İnsanca Koşullarda Çalışmasını Engelleniyor

Ertaş, eşitsizliklerden ibaret olan kapitalist düzenin, kadınları kullanarak ayakta kalmak istediğini ve düzenin kadınların ucuza çalışıp çok iş yapmasını,  kayıt dışı çalışmasını, ekonomik yük olmasını amaçladığını sözlerine ekledi.

Kadınların ev dışında çalıştıklarında yaptığı iş evin “reisine” katkı olarak görüldüğünü söyleyen Ertaş, bu yüzden kadınlara daha düşük ücretler teklif edildiğini, erkeklerle aynı işi yapmasına rağmen eşit ücret verilmediğini söyledi.

İş yerlerinde kadınların dış görünüşüne, makyaj yapıp yapmamasına, kıyafetine karışıldığına dikkat çeken Ertaş, kadın bedeninin iş veren tarafından müşteriyi çeken vitrin olarak görüldüğünü belirtti.

Kadın istemediği halde cinsel bir söylem ve davranışla rahatsız etmenin, sarkıntılık yapmanın, cinsel içerikli sözler ve şakalar yapmanın, dokunmanın cinsel şiddet olduğunu vurgulayan Ertaş, “Şiddet kimi zaman patron tarafından, kimi zaman çalışan tarafından, kimi zaman müşteri tarafından uygulanabiliyor” diye konuştu.

Bu haber 24 saat gazetesinde yayınlanmıştır.