Manşet

BELEDİYE MECLİS ÜYESİ DEYİP GEÇMEMELİ…

Abone Ol

KÖŞE YAZISI: MUHİTTİN BOTAN - AJANS65 TV

Bulunduğumuz bölgede yapılan en temel hatalardan bir tanesi, belediye meclisinin çok da önemsememesidir. Belediye meclisi fazlaca önemsenmediğinden olacak ki, üye seçimine de özentili yaklaşılmamaktadır. Bunu derken, kesinlikle parti gözetmiyorum. Çünkü görüşler ne kadar da farklı olursa olsun, birbirimize oldukça benziyoruz. Dolasıyla tarzlar birbirinin tıpatıp aynısı olmasa da büyük benzerlikler taşıyor.

Belediye meclisi, bir kentin karar alma ve tabiri caizse kaderinin belirlendiği yerlerdir. İmardan tutalım ekonomiye kadar, kente dair ne varsa oralarda tartışılıyor, konuşuluyor ve karara bağlanıyor. Bilmeyenimiz yoktur, belediye meclislerimizde bırakalım kent imarından, ekonomisinden, kültürel değerlerinden anlayanları, kendisini dahi doğru düzgün ifade edemeyen insanlar var. Şuna defalarca tanıklık ettik, başkanlık makamının meclise getirdiği tekniki konuların birçoğuna meclis üyeleri son derece yabancı kalmaktalar.

Haliyle bir kentin meclisi ne kadar nitelikliyse, ne kadar güçlüyse, o kent de geleceğe o kadar güvenli adımlar atacaktır.

Bu anlamda bence belediye meclisi üyelerinin en az yüzde 60’nın tekniki elemanlardan oluşması gerekiyor. Teknik eleman dediğim, mimar, mühendis (mühendisliğin tüm dalları) ekonomist yada mali müşavir, avukat, gazeteci vb. meslek sahibi kişilerdir. Geriye kalan yüzde 40’lık kısmı da diğer kesimlerden olabilir.

Neden bu düşünceleri ileri sürüyorum?

Her seçim öncesi, “Kim aday olmalı” tartışmaları hararetli bir şekilde yürütülüyor. Bu gayet doğaldır da. Fakat bir de şöyle düşünün; bu dönem belediye meclislerinin son derece nitelikli isimlerden oluştuğunu varsayalım. Tabi burada partileri bir kenara bırakalım. Belediye meclislerinin son derece nitelikli isimlerden oluşması durumunda, gelecek seçim dönemlerinde hemen insanların zihninde isimler belirmeye başlar…

“Şu isim Büyükşehir belediye başkanlığı için biçilmiş kaftandır”, yada “Falanca ilçe belediyesi için falanca meclis üyesi son derece uygundur” gibisinden tartışmaların yürüküymesi kötü mü olur? Yani belediye meclisleri, kentin ileriki dönemlerinin belediye başkan adaylarını yetiştirme okulu görevi de görmüş olacaktır.

Sadece belediye başkanlarını değil, kentin bürokrasinin yetiştirildiği önemli bir okul misyonunu oynayabilir. Bundan dolayı kentte etkili olan veya olmayan tüm partilerin belediye meclis üyelerinin seçimine büyük bir titizlikle yaklaşması, aşiret-aile kontenjanı, emekliler, boş zamanlarında meşkale arayanlar vs. kişilerin gidip de zaman öldürdüğü yerler olmamalı.

Bunları yazarken, geçmişe ilişkin bir anımı paylaşmakta fayda var.

Yine bir belediye seçimleri öncesinde meclis üyelerinin seçim kriterlerine ilişkin bir köşe yazısı kaleme almıştım. Arada epey zaman geçmişti. Uzaktan da olsa bir akraba ile karşılaştım. Doğru düzgün selamlaşmadan sert bir tavırla, “Ya sen benden ne istiyorsun?” Demeye başladı. Şaka yaptığını düşünerek çok da üstelemedim. Ama devam etti: “Neden beni engellemeye çalışıyorsun?” diyerek tavrını devam ettirmeye başladı. Halen de konudan bir şey anlamış değildim. Sonrasında, “Emeklilerin belediye meclis üyesi olmamaları gerektiğini yazmışsın!” dedi.

Benim açımdan mesele anlaşılmıştı! Yazdıklarımın tamamını üzerine alınmıştı! Oysa aday adaylığından haberim bile yoktu. Bizim belirttiğimiz genel bir konu ve genel kriterlerdi.

Burada da aynı şeyleri dile getiriyoruz. Hedefimizde kimi şahıslar veya özel olarak kimi partiler yoktur. Bu kentte hepimiz yaşıyorsak, kentte olumlu veya olumsuz cereyan eden her şey, hepimizi olumlu veya olumsuz etkileyecektir. Bu anlamda hepimiz, azami düzeyde sorumluluk ile hareket etmek durumundayız…