Manşet
Bahçeli’den AYM Başkanına: Cesaretin Varsa Kandil’e Git

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yargı krizinde AYM’ye yüklenerek, “AYM ya kapatılmalı ya da yeniden yapılandırılmalı” dedikten sonra, AYM Başkanı Zühtü Arslan’ı da açıkça hedef göstererek, Arslan’a yönelik ‘terörist’ imasında bulunarak “Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git” dedi.
AJANS65 TV – Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli, konuşmasında yüksek yargıdaki krize değindi, sert bir dille Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) eleştirdi. MHP lideri, kürsüde AYM Başkanı Zühtü Arslan’a da ‘terörist’ iması yaparak “Kandil’e git” dedi.
Kürsüde Arslan’ı açık hedef gösteren Bahçeli, “AYM başkanının dilinin altında eveleyip gevelediği asıl maksadı, asıl düşüncesi nelerden ibarettir? AYM başkanının haddini çok açık bir şekilde aştığını düşünüyoruz. Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git” ifadelerini kullandı.
‘AYM YA KAPATILMALI YA DA YENİDEN YAPILANDIRILMALI’
AYM için ‘hukuk düzeninin safrası’ ve ‘sancısı’ ifadelerini kullanan Bahçeli, “Karşımıza 2 seçenek çıkıyor: AYM ya kapatılmalı ya da yeniden yapılandırılmalıdır” diye konuştu.
İMAMOĞLU’NU EVİNE GÖNDERECEKLERİNİ SÖYLEDİ
Konuşmasında yerel seçimleri işaret ederek İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da hedef alan Bahçeli, “Ara sıra keyfi yeterse boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan belediye başkanını evine göndereceğiz” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
İSRAİL-HAMAS ÇATIŞMALARI
“7 Ekim’den bugüne kadar Filistin halkının kanı akmaktadır. Mazlumların feryadı dünyada yankılanmaktadır. İsrail saldırıları hiçbir kural tanımadan devam etmektedir. İsrail çatışma bölgesinde sıkışmış, cinayet planlarını güncellemek zorunda kalmıştır. İsrail askeri unsurları bebek, çocuk ,yaşlı ve kadın demeden masum insanları katletmektedir. Sivil yerleşim sahaları bombalanmaktadır. Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’nin vurulması, İsrail’in savaş suçları siciline yenisini eklemiştir. İsrail aciz ahlaksız ve korkak olduğunu bir kez daha belgelemiştir.
* Filistinliler zorla yuvalarından çıkarılmak istenmektedir. Buna rağmen Biden’ın açıklamaları bize göre sahte bir iyi niyet temennisidir. Esas olan çatışmalara ara verilmesi değil, kalıcı ateşkesin sağlanmasıdır. 11 Kasım 2023 günü Suudi Arabistan’ın başkentinde İİT ve Arap Birliği, Gazze’yi görüşmek üzere toplandı. Teklif ve düşünceleri saygı görüp öne çıkan sayın cumhurbaşkanımız kadar sağlam ve samimi duruş sergileyen hiç kimse olmamıştır. Peki Gazzeli bebeklerin haklarına tam manasıyla ne zaman sahip çıkılacak?
‘AB KOMİSYONU RAPORUNU YIRTIP ATIYOR VEYA KAĞITTAN UÇAK YAPIYORUZ’
Korkak bin defa, kahraman ise bir defa ölür. Türkiye’nin hiç kimseye eyvallahı yoktur. Zulme sessiz kalmak aynı zamanda ortak olmak demektir. Herkes sussa da biz susmayacağız. Siyonizme sonuna kadar tepki göstereceğiz. Zulme sessiz kalmak ortak olmaktır. Gazze konusunda herkes sussa da biz susmayacağız. Sessiz kalmayacağız. İlk olarak İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların durması ve insani yardım koridorlarının açılması şarttır. Derhal ateşkes sağlanmalıdır. Netanyahu ve yönetimi savaş suçlarından dolayı Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmalıdır. Biz dünyaya hilalin nurundan bakıyoruz. Filistin’in arkasında dağ gibi duruyoruz. Hem Türk hem de Müslüman’ız. AB komisyonu raporunu yırtıp atıyor veya kağıttan uçak yapıp kendilerine aynen iade ediyoruz.” (HABER MERKEZİ)
Genel
Hatimoğulları’ndan TTB’ye Tam Destek
Ajans65 Tv-Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları ve yöneticiler, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınmasına tepki göstermek amacıyla TTB’yi ziyaret etti.

TTB Başkanı Fincancı’dan Kararlı Mesaj
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincan, ziyareti karşılarken, “Bu örgütün geleceği var. Bu örgütün geleceği buralarda arkadaşlar,” diyerek TTB’nin duruşunu ve geleceğe yönelik kararlılığını vurguladı.
Hatimoğulları’ndan Sert Eleştiriler
Eş Genel Başkan Hatimoğulları, ziyarette yaptığı konuşmada, “TTB’ye daha önce yapılan operasyon gününü hatırladım. Ankara’daki bütün demokrasi güçleri, yüreği demokrasiden ve özgürlüklerden yana bütün insanlar buradaydı. Şimdi yine hepimiz buradayız. Bu asla hukuki bir karar değildir; siyasi bir karardır, istibdat rejiminin sonucu olan bir karardır,” şeklinde ifadeler kullanarak, kararı sert bir dille eleştirdi.
İstibdat Rejimine Karşı Dayanışma Çağrısı
Hatimoğulları, “Boyun eğmeyenleri açlıkla, yoksullukla, işsizlikle ve KHK’larla biat ettireceklerini sandılar. Oysa onurlu kamu emekçileri hiçbir şekilde boyun eğmedi, istibdat rejimine geçit vermedi,” diyerek, kararın istibdat rejiminin bir sonucu olduğunu ve bu karara karşı geniş çaplı demokratik mücadele verilmesi gerektiğini belirtti.
Hatimoğulları’ndan TTB’ye Destek Sözü
Konuşmasını “TTB’nin her daim yanındayız. Dayanışma ile bu istibdat rejimini gerileteceğiz,” diyerek sonlandıran Hatimoğulları, TTB’ye yönelik desteğini ve dayanışma sözünü yineledi.
Hak İhlalleri
TTB Davası: Üyeler Görevden Alındı, Fincancı Direnişe Devam Edecek
Ajans65 TV – Ankara’da, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin yargılandığı davada, mahkeme TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevlerine son verilmesine karar verdi.

Duruşma, Ankara’nın Dışkapı Adliyesi’nde gerçekleşti ve duruşmaya TTB Merkez Konseyi üyeleri, avukatlar, sendika temsilcileri, meslek örgütü yöneticileri ve bazı siyasi parti milletvekilleri katıldı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması talebiyle açılan davanın karar duruşması 31’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Ankara Dışkapı Adliyesi’ndeki duruşmaya görevden alınmaları istenen TTB Merkez Konseyi üyeleri ve avukatlarının yanı sıra sendika temsilcileri, meslek örgütü yöneticileri ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Emek Partisi (EMEP) milletvekilleri katıldı. Hakim, duruşmayı ertelemek isterken, avukatlar ve görevden alınmaları talep edilen TTB Merkez Konsey üyeleri savunma yapmak istedi.
Duruşmada ilk olarak müdafilerin avukatlarından Hülya Yıldırım söz aldı. Yıldırım, “Geçtiğimiz celse hem TTB hem Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) hem de 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesine bir yazı yazılmıştı. 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesine yazılan yazı için söz alıyorum. Bu dosyada delil olması gereken unsurlar değildir. 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının bekletilmesi gerekiyor, bu nedenle bekletici mesele yapılmasını talep ediyoruz. Yargılamaya devam edilecekse Anayasa’ya aykırı hususlara ilişkin beyanda bulunmak için yeni bir duruşma günü belirlenmesini talep ediyoruz” dedi.
DAVANIN REDDİ İSTENDİ
Avukat Leyla Verda Ersoy da “Bütün dünyanın gözü bu duruşmada ve gözlemci olarak da buradalar. Kimyasal maddelerin silah olarak kullanılmaması yönünde çağrı yapmak, TTB’nin amaç dışı faaliyeti olarak görülmesi mümkün değildir. 2017 yılında çatışmalarda hekim tutumunun ne olduğu konusunda da bir sözleşme güncellemesi var. Bu nedenlerle davanın reddini talep etmekteyiz” dedi.
NEDEN YARGILANDIKLARINI TEK TEK SAYDI
TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, hak sağlığına yönelik ciddi ve sistematik çalışmalar yürüttüklerinden dolayı iktidar tarafında sindirilmek istenildiklerini belirterek, “Davayı başında beri özenle dinliyorsunuz? Dosyayı okumuş olduğunuz için teşekkür ederiz. Bizim de mesleki anlamda iyi hekimlik örneklerimiz var. Hak sağlığı alanındaki çalışmalarımız bu örgütümüzün omurgasını oluşturuyor. Yılardır bu nedenle TTB yargılanıyor. Nedeni halk sağılığı konusunda ödün vermediğimizden dolayıdır. Salgın döneminde toplum sağlığından bahsediyorduk. Bu konuda mücadele veriyorduk. Sağlık Bakanlığı salgında toplam 100 bin kişi yaşamını yitirmiş söyleminde bunulurken, biz TTB olarak 300 binden fazla ölüm tespit ettik. Deprem geçirdik ve yine yetkililer 50 bin kişinin depremde yaşamını yitirdiğini söyledi. Bu tablo da doğru değil. Halen hekim arkadaşlarımız kayıptır. Bununla beraber deprem bölgesinde hava kirliliğine yönelik çalışmalar yaptık. Bizi susturma nedenleri işte budur. Sonunda tamamen susan ve konuşmak istemeyen bir toplumla bizi baş başa bırakmak istiyorlar. İktidar, benden bahsederken ‘her türlü örgütle iletişim halindedir’ söyleminde bulunuyorlar. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bu suçlama konusu benim üzerimden arkadaşlarıma da dalga, dalga yaylıyor” diye konuştu.
‘KİMYASAL SİLAHA DAİR GÖRÜŞÜM BİLİMSELDİR’
Kimyasal silahın canlı sağlığına zarar verdiğini belirten Fincancı, kimyasal silah kullanıldığı iddialarının araştırılması gerektiğinin altını çizerek, “Bir iddia varsa araştırma yapmak zorundayız. Bu konuda 4 tane kitap yazdım. Basın bu konu hakkında benimle görüşmeyecekte kiminle görüşecek? Bizim hakikat arayışımız delilleri araştırmamız gerekiyor. Örneği İsrail Gazze’de kimyasal silah kullanıyor ve basın bu durumu değerlendirmemi istiyor. Ben de görüntülere baktığımda kimyasal silah kullanıldığını görüyorum. Biz de bu durumu araştırmak istiyoruz. Yaptığım değerlendirme bir kişisel görüş değil bir bilimsel görüştür. Bu durumun bilimselliği nasıl ortaya çıkar? Bağımsız heyetleri oraya gider incelemelerde bulunur. Ben görüntüleri izledim. 3 kişin görüntüleri var. Biri sapasağlam, biri son derece neşeli ve birisi ise kan kusuyor. Ben bu verilere baktığımda bir adli tıp uzmanı olarak değerlendiririm. Bu madde bir silah mıdır yasak silahlar kapsamındadır onu uluslararası kurumalar tespit eder. Bundan daha olağan bir durum olamaz. Tabi ki meslek örgütü olarak biz bu açıklamayı yaparız. Bu benim alanımda uzman olduğumdan dolayı benden görüş alındı. Bu durumu konsey üyeleriyle ilişkilendirilmesi uygun değil” ifadelerini kullandı.
‘İŞİMİZ HAKİKATİ SÖYLEMEK’
TTB’ye 1998 yılında başladığını dile getiren Fincancı, “Bir hekimin nasıl olması gerekliğini anlatan bir okul oldu. Yalnızca okul değil her türlü faaliyet yürütüyoruz. Öğrenciliğimden bu yana bu örgütün içindeyim. Bizim işimiz hakikati söylemek. Hoşlanmıyorlar diye beni görevden alacaksanız ama ben yine o kapıdan girerim. Kararınız ne olursa olsun, biz emek vermeye devam edeceğiz. Bu örgütün hakkını vermek gerekiyor. Ben TTB’nin getir götür işlerini bile yaparım. Bu benim için her zaman böyledir. Hava ve zamanla değişen bir kimyasal silah söz konusudur ama hangi kimyasal silah olması konusunda araştırma yapılması gerekiyordu” dedi.
‘DAVA POLİTİKTİR’
Ardından müdafilerin Avukatı Oya Meriç Eyüpoğlu, Fincancı’ya yönelik iktidar eliyle bir linç kampanyasının başlatıldığını belirtti. Eyüpoğlu, yargının TTB üzerinde artık kılıç gibi sallanmasını istemediklerini vurgulayarak, bu davanın politik olduğunu aktardı. Eyüpoğlu, “Bu davada verilecek karar tarihe not düşecek. Fincanı Avrupa’da iken Medya TV’ye bağlandı ve kimyasal silah gündemi hakkında düşüncelerini söyledi. 20 Ekim’de Savunma Bakanlığı dava açtı. Dava açıldığı gibi TTB kapatılması, ismindeki ‘Türk’ kelimesinin çıkarılması ve Fincancı’nın vatandaşlıktan çıkarılması ile akla hayale gelmeyen şeyler söylendi. Ayrıca Fincancı sosyal medyada gündem oldu. O zaman Avrupa’da gelecekti ısrarda gelme diyenler oldu. Fincancı ‘geleceğim bu ülke benim ülkemdir’ dedi. 26 Ekim 2022 tarihinde ev baskınıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınırken polis tarafından canlı yayın yapıldı. Gerçeğe dayalı olmayan birçok haber yapıldı. Nefes alınmaz bir dönem yaşadık. Ertesi gün sabah 06.00 mahkeme sevk edildi ve tutuklandı. Bu yargılama politiktir derken kimse laf olsun diye söylemiyor. Bütün yaşananları yan yana getirdiğimizde bir fotoğrafın toplam parçasıydı. Usul ve hukuka göre karar vermeniz zordur. Davanın reddini talep ediyoruz” diye aktardı.
TTB MERKEZ KONSEYİ ÜYELERİNİN GÖREVİNE SON VERİLDİ
Duruşma verilen aranın ardından kararın açıklandı. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, TTB Merkez Konsey üyelerinin görevlerine son verilmesine ve 1 ay içerisinde yeni seçimlerini tamamlayarak büyük kongre ile 5 kişilik heyetin görevlendirilmesine karar verdi.
MAHKEME YENİ ÜYELER GÖREVLENDİRDİ
Mahkeme büyük kongre üyelerinden Bahadır Öztürk, Mustafa Sezai Demirel, Muhammed Çağatay Engin, Ömer Fazıl Çadır, Fazıl Necdet Ardıç’ın görevlendirilmesine karar verdi.
GÖREVDEN ALINAN ÜYELER
Görevden alınan üyelerin isimleri şöyle: “TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TTB İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, Genel Sekreter Vedat Bulut, üyeler Nursel Şahin, Onur Naci Karahancı, Kazım Doğan Eroğulları, Alican Bahadır, Ahmet Karer Yurtdaş, Adalet Çıbık, Aydın Şirin ve Lütfi Tiyekli.”
ADLİYE ÖNÜNDEN SESLENDİLER
Karara ilişkin adliyenin önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada konuşan, TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, bu mücadelenin bitmeyeceğini belirterek, Emek veren tüm dostlar hep yanımdaydınız. Bu mücadele bizim mücadelemizdir. Bu mücadele bitmez. Biz daha öncede söylemiştik, mücadele TTB’nin adıdır. TTB’den bizi söküp atmaz ve gücü yetmez”
‘BU MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’
TTB içerisinde mücadele vermeye devam edeceklerini belirten Fincancı, Biz her zaman TTB olarak içinde emek vermeye devam ederiz. İçerde de söyledim gerekirse deprem bölgesinde yükleri taşırız, gerekirse de biz üretiriz. Halk sağlığı sorularını hep beraber dile getiririz. Bu görevimizin başındayız. Bu görev hiç sonlanmayacaktır. Burada hep beraberdik. Gelecek arkadaşlarında bu örgütün bütünü içinde bizde hep birlikte örgütün yaptığı çalışmaları daha da büyütmeye sağlayacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bu mücadeleyi sürdüreceğimizi ve bu mücadelenin de TTB içinde o çatının altında olacağımızı bilmenizi istiyorum
Emek & Ekonomi
Huawei’nin Ürettiği Araç Göz Kamaştırıyor

Elektrikli araçlar piyasadaki yerlerini alırken, araç üreticilerine Huawei de katıldı. Chery tarafından geliştirilen ve Huawei tarafından tedarik edilen yeni lüks elektrikli sedan Luxeed S7, 28 Kasım itibarıyla Çin’de satışa çıktı.
AJANS65 TV – Elektrikli araçlar araç piyasasındaki paylarını genişletirken, Huawei de elektrikli araç üreticileri arasındaki yerini aldı! Chery tarafından geliştirilen ve Huawei tarafından tedarik edilen yeni lüks elektrikli sedan Luxeed S7, 28 Kasım itibarıyla Çin’de satışa çıktı.
500 ila 800 km menzil sunan dört farklı donanım seviyesiyle satılacak olan modelin ön satış fiyatı 35 bin dolardan başlayacak.
Lüks araç, göz kamaştırdı. (HABER MERKEZİ)
Manşet
Manchester United Futbolcuları Maça Giderken!

İngiltere merkezli “Troll Football” isimli web sitesi, paylaştığı video ile Manchester United futbolcuları ile dalga geçti. Bir eşek sürüsünün geçişini, “Manchester United kadrosu, Galatasaray maçı için RAMS parkına gidiyor” şeklinde paylaştı.
Galatasaray- Manchester United maçı öncesi paylaşım yapan Troll Football isimli web sitesi Manchester United futbolcuları ile dalga geçti. Site, geçiş yapan bir eşek sürüsü için, “Manchester United kadrosu, Galatasaray maçı için RAMS parkına gidiyor” yorumunu yaptı. (HABER MERKEZİ)
Genel
Tutuklu Dilan Polat’tan İlk Röportaj: Dua Ediyorum

5 Kasım’da tutuklanarak cezaevine konulan Dilan Polat, avukatı aracılığıyla verdiği röportajda cezaevindeki günleri anlattı. Cezaevindeki günlerinin nasıl geçtiğini anlatan Polat, Cezaevinde günlerini nasıl geçirdiğini anlatan Polat, bol bol dua ettiğini ve sürekli ağladığını söyledi.
AJANS65 TV – Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında 5 Kasım’da tutuklanarak ceazevine gönderilen Dilan Polat, avukatı aracılığıyla röportaj verdi. Cezaevinde günlerini nasıl geçirdiğini anlatan Polat, bol bol dua ettiğini ve sürekli ağladığını söyledi.
Avukatı Hüseyin Kaya aracılığıyla ilk röportajını Odatv’ye veren Dilan Polat, davanın gidişatıyla ilgili “Ben davanın nasıl gittiğine dair çok bir şey bilmiyorum ama avukatım soruşturmanın normal gittiğini, vergiyle ilgili sorunlarımız olduğunu söylüyor. Davanın nasıl gittiğinden ziyade varsa bizim devletimize bir borcumuz cezası neyse ödeyeceğiz. Bu konuları ihmal etmişiz, bundan dolayı tabii ki mahcubuz” dedi.
‘BURADA GÜNLER ZOR GEÇİYOR’
“Cezaevindeki günleri nasıl geçiyor, koğuş düzeni nasıl?” sorularını yanıtlayan Dilan Polat, “Burada günler zor geçiyor. Zaman zaman çok sakin oluyorum, zaman zaman yoğunlaşıp ağlıyorum. Vaktimin birI) kısmını kendimi anlamakla, tanımakla geçiyor. Gözyaşlarımın bir kısmı özlemden kaynaklanıyor. Buranın iki özelliği var: biri insan inanılmaz sigara içiyor bir de ibadet meselesi ile düşünme meselesi oluyor” ifadelerini kullandı.
Polat ile yapılan röportajın bir kısmı şöyle:
Oğuz Ok: Davanın gidişatı hakkında herhangi bir iyimserliğiniz var mı?
Dilan Polat: Ben davanın nasıl gittiğine dair çok bir şey bilmiyorum ama avukatım soruşturmanın normal gittiğini, vergiyle ilgili sorunlarımız olduğunu söylüyor. Davanın nasıl gittiğinden ziyade varsa bizim devletimize bir borcumuz cezası neyse ödeyeceğiz. Bu konuları ihmal etmişiz, bundan dolayı tabii ki mahcubuz.
O.O.: Geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?
D.P.: Gençlikten, bir anda imkan sahibi olmaktan kaynaklanan sorumsuzluklarımız oldu bundan dolayı zaten üzüntülerimizi ve pişmanlıklarımızı dile getiriyoruz. Buradan daha basiretli, daha temkinli ve daha faydalı işler yaparak çıkacağız, öyle dua ediyorum.
‘750 BİN LİRA’ SÖZÜ İÇİN PİŞMAN MI?
O.O.: “Bazen günde 750 bin lira harcıyorum” sözünden dolayı pişmanlığınız var mı?
D.P.: Günlük para harcamam biraz medyayla ilgili. Birkaç kişiyle çekişmemizden kaynaklanan bir şey. Her gün bu kadar para harcanmasının mümkün olmadığını hepimiz biliriz. Bir tarafıyla ortalama bir Türk vatandaşı gibi yaşarken, işimiz gereği ve bu sosyal medyanın vermiş olduğu zihinsel mecburiyetler mi diyeyim sosyal dayatmalar mı diyeyim… Nasıl öyle yapıyorduk, şimdi yavaş yavaş anlıyorum. Yoksa ben savurganlık yapmakta istekli biri değilim ya da şimdi öyle hissediyorum. Tabii bunları hep muhakeme etmeye çalışıyorum bir taraftan. Üzüntü ve zor zamanlar yaşamın yanında her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Daha çok kendimi, daha çok başka insanları tanımaya, bunlardan dersler çıkarmaya çalışıyorum.”
YARDIMCISI ŞULE HAKKINDAKİ İDDİAYA YANITI
O.O.: Yardımcınız Şule’nin sizin montunuzla alışveriş yaptığı iddia edildi. Kendisiyle cezaevine girdikten sonra bir temasınız oldu mu?
D.P.: Bazen birçok şey hatırlamadığım da oluyor. Burada başka başka şeylere yoğunlaştım. Şule ve mont işini tam olarak hatırlayamadım.
KARDEŞİ SILA DOĞU İLE KAVGA İDDİASI
O.O.: Kardeşiniz Sıla Doğu ile cezaevinde kavga ettiğiniz iddia edildi, aynı iddia diğer mahkumlarla aranızda da yaşandığı öne sürüldü. Bu iddialar doğru mu? Diğer mahkumların size bakışı nasıl?
D.P.: İnanın Oğuz Bey, burada insan bir başkasıyla değil, kendi kendisiyle bir kavga içinde oluyor. Doğru ile eğriyi ayırma hususunda yeterli zaman oluyor. Çocuklarım için endişelenmenin dışında hep düşünmek, mukayese etmek ve bunları not almakla zaman geçiyor. Kimseyle bir hır gürümüz yoktur. (HABER MERKEZİ)
Manşet
HEDEP’ten Van’a çıkarma

HEDEP Eş Genel başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet bu gün Van’a geldi. Hitit Oteli’nde karşılanan Bakırhan ve beraberindekiler büyük bir konvoy ile kente giriş yaptılar.
AJANS65 TV – Yerel seçimlere doğru Van’a adeta çıkarma yapan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet Van’a geldi.
Kenti girişindeki Hitit Oteli’nde karşılanan Bakırhan ve beraberindeki heyet, daha sonra yüzlerce araçlık konvoy ile kente giriş yaptılar. HEDEP il binasının bulunduğu Milli Egemenlik Caddesi üzerinde halk ile bir araya gelen bakırhan, daha sonra Cumhuriyet Caddesi’nde esnaf ziyareti yapacağı belirtildi.
-
Manşet6 gün önce
ÖZEL HABER… HEDEP’te Aday Olma Kriterleri Nelerdir, Kimler Aday Olamayacak?
-
Bölgeden Haberler5 gün önce
Van’da Kürtçe ve İngilizce Dil Eğitimi İçin Akademy Kapılarını Açtı
-
Manşet4 gün önce
ÖZEL HABER… HEDEP’te Aday Adaylık Ücreti Ne kadar Olacak?
-
Genel6 gün önce
Amedspor Bu Kez İnegöl’de Irkçılığa Maruz Kaldı
-
Genel5 gün önce
Selahattin Demirtaş’tan Tahir Elçi anısına şarkı