Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı adayı olarak açıklanmasının ardından DEVA lideri Babacan, Çalar Saat programına katılarak açıklamalarda bulundu. Babacan, aday belirleme sürecinin çok gürültülü geçtiğini ama buna rağmen adaylarını Perşembe günü belirlediklerini söyledi.
AJANS65 TV - FOX TV’de Çalar Saat Programına konuk olan Babacan, tarihi bir aşamayı geçtiklerini ve yakın tarihlerde Türkiye demokrasisinin şimdiye kadar gerçekleştirdiği en önemli başarı elde ettiklerini belirterek, “Niye derseniz seçimlere doğru giderken anayasa değişikliği paketini hazırlayan 2 bin 300 maddelik ortak politika metnini hazırlayan bir hükümet hazırlığı var” dedi.
‘Aday olabilecek kişilere yönelik yoğun bir toplumsal tartışma vardı’
“Zaten cumhurbaşkanı adayı olabilecek isimlerle ilgili çok yoğun bir toplumsal tartışma devam ediyordu ve biz bu toplumsal tartışmada çok yakından takip ediyorduk” diyen B:abacan, pek çok ismin olduğunu, bu isimler ile ilgili tartışmalar yürütüldüğünü hatırlatarak, “Yani mesela bundan diyelim ki bir sene önceki tartışma başka bir noktadaydı. Bugün itibariyle zaten başka bir noktaya gelmişti. Zaten partilerde ve toplumda kanaatler vardı ve bu kanaatleri masaya koyup o kanaatlar üzerinden hareket edince sonuca vardık. Evet perşembe günü ilk oturduğumuzda bitiremedik ama dedi ki pazartesi tekrar toplanalım gün verdik saat verdik ve 14 dedik de işte 15:30'da toplandık. Yani planladığımız şekle girdi tabii arada evet gelgitler oldu. Cuma günü iyi Parti'nin bir açıklaması oldu. Biz de tabii üzüldük keşke olmasaydı dedik ama artık onların hepsi geçmişti” ifadelerini kullandı.
Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Ülkeyi yeniden inşa etmek o bizim işimiz ve şu da var İlker Bey. Bakın çok önemli özellikle deprem sonrasında bu işin ekonomi yönetimi çok kritik olacak deprem sonrasında hatırlayalım 99 depremi vurduktan sonra o günkü hükümet zaten sıkıntıda olan ekonominin üzerine bir de depremin yaşayınca iki defa büyük kriz yaşatıyor.
‘Enkazı kaldırmak için çok kaynak gerekli’
Bu depremin enkazını kaldırma döneminde çok kaynaklar gerekecek. Yani en az 50 ila 100 milyar dolar arasında bir kaynak gerekeceğini bir hesap ediyoruz. 50 ile 100 diyorum çünkü daha henüz tam Pazartesi durumda güçlendirme çalışmaları yıkılıp tekrar inşa edilecek şehirler yani Yapılacak çok iş var.
Ak akçe kara gün içindir diye bizim. Ne var ne yoksa hepsini tüketmiş durumda. Merkez Bankası net döviz rezervi -65 milyarlarda geziyor yani döviz rezervlerinin tüketilen eksiye düşürdüler. Merkez Bankası'nın yedek akceleri kara günler için deprem gibi işte biriktirmiş damat döneminde sıfırladılar. Ertesine bir daha sıfırladılar bir daha sıfırladılar. Merkez Bankası'na yedekte diye bir şey bırakmadılar yani Akakçe kara gün içindir işte aynı deprem yaşadığımız dönem gibi yani.
‘Yalvarırcasına 3-5 milyar alıyorlar’
Böyle bir dönemdi bu depreme yakalandılar. Ne yapıyorlar gidiyorlar işte Veliaht prensten 3 milyar 5 milyar yok Katar'dan 3 milyar 5 milyar sağa sola tek tek tek tek adeta yalvarırcasına 3-5 milyarı oradan bula bula. Şu andaki depremin yaralarını sarmaya çalışıyorlar. Halbuki 100 milyar dolarsa bir kaynak gerekecek bu kaynağın bir kısmı iç kaynak olacak bir kısmı dış kaynak olacak. Dış kaynak kısmına çok önemli çünkü depremler aynı zamanda döviz ihtiyacına dayanan harcamalar enerji gerekecek. Demir gerekecek çimento gerekecek ve bütün bunlar dövize bağlı harcamalar. Ülkenin taze döviz kaynaklarına ihtiyaç olacak. Bütün bu kaynaklar eğer zamanında bulunamazsa ülkeleri ödemeler Yani bir döviz krizi yaşayabilir.
Erdoğan 48 saati açıklasın, ne oldu?
Kurumların başında ne kadar zayıf insanlar var. Kurumlarla alakalı tecrübeli alakasız insanlar o kurumların başına getirilmiş. AFAD'a bakın Kızılaya bakın. Sormaya devam edeceğiz ilk 48 saate ne oldu?
Şemayı hatırlarsınız 3 sene önce attığı bir tweet çok konu oldu. Şeyma kardeşim 3 sene önce ne yazmıştı. ‘Deprem ülkesinde yaşayan ve deprem tehlikesi yüksek illerden Kahramanmaraş'ta yaşayan biri olarak bir gün Burası da Elazığ'ın İzmir'in kaderini yaşarsa benim için ailem için veya herhangi biri için Melek oldu diye iyileştirmeler yapmayın. Hakkınızı arayın’ dedi.
‘İnsanlar donarak öldü’
İnsanlar ilk 48 saatte öldü. İnsanlar donarak öldü. İnsanlar nefessiz kaldı, öldü. insanlar vinçler iş makinaları kurtarma için geç hareket ettiği için insanları öldü. Hazır olmadığı için Türk Silahlı Kuvvetler personelinin ve maden işçilerinin derhal harekete geçmedikleri için. Ancak üçüncü dördüncünün alanında yoğunlaştılar, insanlar hayatını kaybetti. Depremin olduğu günün sabahı bir talimat verdiniz mi ? bir talimat aldınız mı? Ne yaptınız? hangi gün hangi saati itibariyle kaç tane Türk Silahlı Kuvvetler personeli sağada çalışıyordu. Vinçler, iş makineleri niye şehirlerde parklarda bekledi iki günde ancak ondan sonra harekete geçti. Arama kurtarma çalışmalarını soruyorum kimden talimat bekledi.
‘Siz oturduğunuzda sistem kilitleniyor’
48 saatte ne yaptınız dakikada açıklayın açıklama yok ama ben söyleyeyim. Sistem tek kişi endekslenince kurumlardaki liyakat ehliyet çökertilince devletin kurumsal yapılısı zayıflatınca ve tek kişiden talimat almadan hiçbir iş yapamayan bir devlet yapısı. Siz oluşturduğunuzda işte sistem kilitleniyor ve deprem gibi en önemli anda devlet kurumları ancak üçüncü dördüncü gün harekete geçebiliyor Niye Çünkü düğmeye basmayınca. İlk gün biz güçlendirilmiş parlamenter sistem dedik. Tek kişi odaklı bir kişinin her şeye karar verdiği, bir kişinin keyfi bir şekilde yönettiği, hukuk tanımadığı bir yönetim sistemi olmaz dedik. Oarlamenter sistem dedik. Onun için buradan başladık. Yani hastalığın teşhisini yaptığımızda büyük resme baktığımızda hastalığın tam da ortasında mevcut Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi denen aslında tam bir sistemsizlik olan bir yapı yatıyor tek bir kişi endeksleri.
‘Gece yoğun bir telefon trafiği yaşadık’
Pazar günü öğleden sonra bu hareketlilik bize intikal etti arkasından akşam ve gece yoğun bir telefon trafiği yaşadık. Müzakere ortamı olduğu için hem ikili bazda bu trafikler oluyor bazen daha biraz daha açıyorsunuz üçlü beşli istişareler oluyor ama sonuçta hepsi bitti ve uzlaşıyla bitirdik. Biz bu işi çok kıymetli bir şey. Tabii ki Demokraside farklı fikirler oluruz. İstişare ve müzakere biraz pazarlık kısmı. Yani Onu söylemek istiyorum ama en sonunda da uzlaşıyla iş bitirilir. Yani şu anda gelmiş olduğumuz noktada bu sanırım herkesin içine sinen ve iyi bir çözüm oldu bu. Çünkü vatandaşlarımızın gönlünden geçen ya şu mu olsun o mu olsun. Nasıl olsun diğer listelerin hepsi beraber. Biz hep beraber buradayız.
Ne zaman olacak hukuki ve siyasi yönlerini tabii dün toplantımızda uzun uzun konuştuk. Yani hem siyasi açıdan hem hukuki açıdan makul bir formatta olması gerekiyordu onu da makuldü bulduk uzlaştık.
‘Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı cumhurbaşkanının yetkisindeki bir konu’
(Babacan, İmamoğlu ve Yavaş hakkındaki kararı değerlendirdi) yani şu andaki yasal çerçeve buna izin vermiyor tabii. Şimdi de siyasi değerlendirmesi gerekiyor ama biz ne yaptık en son madde olarak o önümüzdeki yol haritası olarak koydu. Cumhurbaşkanı yardımcısı görevlendirmek cumhurbaşkanının anayasal yetkileri içerisinde bir konudur. Cumhurbaşkanı uygun gördüğü bir zamanda bu görevlendirme yapar dedik. Bu süreç içerisinde hem siyasi hem de hukuki değerlendirsin çok önemli. Herhalde Cumhuriyet Halk Partisi 2 belediye başkanının yani Ankara ve İstanbul gibi önemli iki şehrin, en büyük iki şehrin nüfus olarak belediye başkanlıklarının anahtarlarını AKP’ye teslim etmez.
‘Ekrem bey ve Mansur beyi güçlü şekilde takıma kattık’
Ekrem bey ve Mansur beyi takıma güçlü bir şekilde kattık, devam ediyoruz. Artık onlar takım oyuncusu.”