Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun Reuters'ın, Bilal Erdoğan'la ilgili ‘komisyonculuk’ haberine tepki göstererek, “Temel habercilik kriterlerine asgari düzeyde dahi olsa riayet edilmemiş dezenformasyon ürünü” ifadelerine yer verdi.

AJANS65 TV - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Reuters ajansının "ABD ve İsveç savcıları Bilal Erdoğan’ın adının geçtiği yolsuzluk şikayetini inceliyor" haberini yalanladı.

Twitter'dan açıklama yapan Altun, "Temel habercilik kriterlerine asgari düzeyde dahi olsa riayet edilmemiş bu dezenformasyon ürününü" dediği haberle ilgili "Tamamen hayal mahsulü senaryolarla dolu olan, gazeteciliğin en temel etik ilkelerini hiçe sayan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ailesini hedef aldığı apaçık ortada olan bu algı operasyonunun, tam da önümüzdeki günlerde gerçekleşecek NATO liderler zirvesi öncesinde yayımlanması da akla ciddi soru işaretleri getirmektedir." yorumunu yaptı.

Altun'un açıklaması şöyle:

"Reuters haber ajansının bugün, özel dosya başlığıyla abonelerine servis ettiği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Sayın Bilal Erdoğan’a yönelik mesnetsiz iddialarla dolu bir senaryodan müteşekkil sözde haber; gazetecilik tarihi açısından hem kara bir lekedir hem de 171 yıllık bir medya kuruluşunun kendini açıkça küçük düşürmesinin acınası bir örneğidir.

‘İSVEÇ ŞİRKETİ PROJEDEN ENİDEN ÇEKİLDİ’

Temel habercilik kriterlerine asgari düzeyde dahi olsa riayet edilmemiş bu dezenformasyon ürününün, içerisinde yer alan şu cümlelerle kendisini yalanlaması ve gerçekle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını adeta itiraf etmesi, gazetecilik derslerinde okutulacak cinstendir: 'Bir kişi tarafından yetkililere sunulan ve Reuters tarafından da incelenen şikayete göre sonuçta herhangi bir rüşvet ödenmedi. Aslında İsveçli şirket Reuters tarafından görülen şirket yazışmalarına göre, geçen yılın sonlarında projeden aniden vazgeçti.'

'Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal'in Dignita'nın iddia edilen rüşvet planından haberdar olup olmadıklarını veya bu plana dahil olup olmadıklarını bağımsız olarak teyit edemedi.'

Tamamen hayal mahsulü senaryolarla dolu olan, gazeteciliğin en temel etik ilkelerini hiçe sayan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ailesini hedef aldığı apaçık ortada olan bu algı operasyonunun, tam da önümüzdeki günlerde gerçekleşecek NATO liderler zirvesi öncesinde yayımlanması da akla ciddi soru işaretleri getirmektedir.

Şunu çok net şekilde vurgulamak isteriz ki, Türkiye’ye baskı yapmak amacıyla Türkiye karşıtı lobi ve kamu otoritelerince yönlendirilen bu operasyonel haber Türkiye’nin ilkesel tutumuna asla zarar veremeyecektir.

Bilhassa 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yoğunlaşarak devam eden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bu tip saldırılar, Türk Milletinin iradesine saygısızlık anlamı taşıdığı gibi, bizi yolumuzdan döndüremeyecek beyhude çabalardır.

Dezenformasyona karşı vermiş olduğumuz mücadelenin de ne denli önemli olduğunu tüm dünyaya bir kez daha kanıtlayan bu yalan haberi servis eden Reuters’ı kınıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Milletimizin ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz."

NE OLMUŞTU?

Reuters, bir ABD şirketinin İsveç'teki iştirakinin ürettiği alkolmetrenin Türkiye’de pazar hakimiyeti sağlaması için Bilal Erdoğan’a on milyonlarca dolar "komisyon" ödemeyi taahhüt ettiğini öne sürdü.

Reuters ajansının özel haberine göre bir ABD şirketinin İsveç'teki iştiraki, ürettiği bir alkolmetrenin Türkiye’de pazar hakimiyeti sağlamasına Bilal Erdoğan’ın yardımcı olması halinde, on milyonlarca dolar "komisyon" ödemeyi taahhüt etti.

Şirketin önerdiği teklif, Reuters tarafından görülen belgelerin yanı sıra bir kaynak tarafından da detaylandırıldı. Ajans bu planı ve bunun sonucunda ortaya çıkan ön soruşturmaları haberleştirdi.

'KOMİSYON ÖDENMEDİ'

Bireysel şikayete göre, sonuç olarak Bilal Erdoğan’a herhangi bir "komisyon" ödenmedi. Konuyla ilgili bilgi sahibi iki kişiye ve şirket yazışmalarına göre, İsveçli şirket Dignita Systems AB, geçen yılın sonlarında projeden aniden vazgeçti.

Dignita'nın Amerikalı sahibi Reuters'a yaptığı açıklamada, Türkiye'de "potansiyel olarak endişe verici uygulamalar" olduğunu öğrendiğini ve ilgili birkaç kişinin işine son verdiğini söyleyerek, projenin durdurulduğunu doğruladı.

Şikayete göre şirketin planı, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminin Dignita'nın ürününün satışlarını artıracak düzenlemeleri geçirmesiydi. Bu ürün, sürücü sarhoş olduğunda aracı kilitleyen gösterge paneli alkolmetresi.

Dosyaya göre Dignita, ürünlerinin satışında 10 yıllık ticari ayrıcalık (münhasırlık) karşılığında, Bilal Erdoğan'ın yönetim kurulu üyesi olduğu iki kuruma paravan bir şirket aracılığıyla on milyonlarca dolar "lobi ücreti" ödeyeceğini taahhüt etti.

Reuters’a göre bu girişim Eylül ayında engellenmiş olsa da yatırımcıların Bilal Erdoğan'ı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a erişim sağlamak için nasıl kilit bir kişi olarak gördüğüne dair ipucu veriyor.

Dignita'nın icra kurulu başkanı Anders Eriksson, Reuters'a yaptığı açıklamada, şirketten ayrılmak üzere olduğu ve gizlilik anlaşması imzaladığı için iddia edilen plan hakkında konuşamayacağını söyledi.

BİLAL ERDOĞAN: TAMAMEN ASILSIZ YALANLAR AĞI

Bilal Erdoğan avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Dignita ile işbirliği yaptığı iddialarının "tamamen asılsız" olduğunu ve bunun bir "yalanlar ağı" olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan üst düzey bir yetkili de yorum yapmayı reddetti.

Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bilal Erdoğan’ın, Dignita'nın iddia edilen ‘rüşvet planı’ndan haberdar olup olmadıklarını veya bu plana dahil olup olmadıklarını bağımsız olarak teyit edemedi.

Reuters tarafından görülen resmi yanıtlara göre, nisan ayında şikayeti alan ABD Adalet Bakanlığı ve İsveçli savcılar, önce bir özel ajanı ardından bir polis müfettişini incelemeler yapmak, ABD ve İsveç’in yolsuzlukla mücadele yasalarının herhangi bir hükmünün ihlal edilip edilmediğini belirlemek üzere görevlendirdi.

Ön incelemeler resmi soruşturmalara ya da suçlamalara yol açmayabilir. Amerikalı ve İsveçli yolsuzlukla mücadele uzmanları, her iki ülkede de komisyon ödeme taahhüdünün belirli koşullar altında cezai bir suç teşkil edebileceğini söyledi.

Adalet Bakanlığı ve İsveçli savcıların sözcüleri ise Reuters’a, yorum yapmayacaklarını söyledi.

HASSAS BİR DÖNEME DENK GELDİ

Dignita'nın Türkiye'deki bu girişimine İsveç'in ön soruşturma başlattığı haberi, Ankara ile Stockholm arasındaki ikili ilişkilerin hassas bir dönemine rastladı. Türkiye, İsveç'in NATO’ya katılımını, teröristlere ev sahipliği yaptığı gerekçesiyle engelliyor. İsveçli yetkililerse bu suçlamayı reddediyor.

Küresel Kaos: CrowdStrike Güncellemesi Dünyayı Nasıl Felç Etti? Küresel Kaos: CrowdStrike Güncellemesi Dünyayı Nasıl Felç Etti?

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynağın Reuters’a aktardığına göre bu fırsat, Dignita'dan bir temsilcinin geçen yıl Şubat ayında İstanbul'da Bilal Erdoğan'la biraraya gelerek iki yönlü bir stratejiyi gözden geçirmesinden yaklaşık dört ay sonra ortaya çıktı.

Reuters’ın gördüğü 11 sayfalık "pazarlama keşif anlaşması"nda ayrıntılı olarak ortaya konan stratejinin ilk bölümüne göre, Smart Start'ın Türkiye'deki bir iştirakı, İsveç ve ABD firmalarınca seçilen bir kişinin kontrolündeki İstanbul merkezli bir paravan şirkete, düzenli danışmanlık ücreti ödemeyi taahhüt etti.

ARA, BAŞINA AYLIK ÖDENECEK TUTAR 50 CENT İLE 3 DOLAR ARASINDA DEĞİŞİYORDU

Paravan şirkete ödenecek danışmanlık ücretleri, Dignita'nın kitleriyle donatılmış araç sayısına bağlı olarak cihaz başına ve aylık 50 sent ila 3 dolar arasında değişiyordu. Mart 2022 tarihli anlaşma ve Dignita yazışmalarına göre bu şekilde ve öngörülen 10 yıllık münhasırlık süresi boyunca, paravan şirkete aktarılan toplam ücret 500 bin araç için 54 milyon dolar, iki milyon araç için ise 384 milyon dolar olacaktı.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişiye göre stratejinin sadece sözlü olarak tartışılan ikinci kısmı, paravan şirketin Bilal Erdoğan'ın yönetim kurulu üyesi olduğu iki kuruma, İbn Haldun Üniversitesi ve TÜGVA Gençlik Vakfı'na yüklü bağışlar yapmasını öngörüyordu.

İbn Haldun Üniversitesi'nin kurucusu TÜRGEV'in sözcüsü vakfın Dignita ile herhangi bir ilişkisi olmadığını belirterek, vakfın usulsüz faaliyetlerde bulunduğuna dair iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

Sözcü, "Faaliyetlerimizin şeffaflığını sağlamak amacıyla idari ve mali süreçlerimiz bağımsız denetçiler tarafından düzenli olarak değerlendirilmektedir" dedi. İbn Haldun Üniversitesi ve TÜGVA yöneticileri ise Reuters’ın yorum taleplerine yanıt vermedi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye göre, 2021 yılının başlarında Eriksson’un bir yardımcısı, İsveçli şirketin planını ilahiyat profesörü ve siyasetçi İrfan Gündüz'e sunabildi ve bu bir dönüm noktası oldu. Reuters’ın kaynağına göre Dignita'nın Gündüz’ü seçmesinin nedeni, Bilal Erdoğan'a yakınlığıyla bilinmesi ve bu sayede Cumhurbaşkanı'na erişim sağlanabilecek olmasıydı. Gündüz, İbn Haldun Üniversitesi'nin mütevelli heyeti başkanı; Bilal Erdoğan da başkan yardımcısı.

30 Mayıs'ta bir iş gezisinde olduğunu söylediği ABD'de kendisine ulaşılan Gündüz, Reuters'a verdiği demeçte "Bunların hepsi dedikodu. Ne ben ne de Bilal bu şirketten haberdar olduk; bu şirketle hiç görüşmedik" dedi

Editör: İdris YILMAZ