Hamas tarafından, “Aksa Tufanı” saldırısı ile ortalık cehenneme dönüştürülürken, halen de ölü sayısı tam olarak netleştirilebilmiş değil. Yapılan yorumlara göre, ABD ve İsrail’in, İran’a müdahale için bir senaryo peşinde olduğu ifade edilirken, başka bir yoruma göre ise tam aksine kimi güçler ABD’yi Ortadoğu’da hazırlıklı olmayan bir savaşa çekmek istediği şeklindedir.
AJANS65 TV - Gazeteci Yazar Fehim Taştekin bu konuyu mercek altına alarak, “Gazze’deki intikam savaşının Gazze’de kalması için Amerikan diplomasisi ve askeri aygıtları devrede. Üçüncü cephe ABD’yi istemediği bir zaman diliminde Orta Doğu’da çetrefilli bir sürece çekebilir. Rusya da ABD’nin, Irak işgalinden geri kalmayacak bir savaşa gömülmesini canı gönülden ister” tespitinde bulunuyor.
Gazete Duvar’da kaleme aldığı köşe yazısında Taştekin, İsrail’in Ortadoğu’da değişimden bahsetmesini ne anlama geldiğini yorumlayarak, “İsrail açısından Orta Doğu’nun değişmesi demek Gazze’nin haritadan silinmesi, buradaki Filistinlilerin Mısır tarafında Sina’ya sürülmesi; Batı Şeria’nın tamamen işgal ve ilhak edilmesi, buradakilerin de Ürdün’e itilmesi; Doğu Kudüs’te Filistinlilerin geri dönülemez şekilde silinmesi; Lübnan’da Hizbullah’ın dişlerinin sökülmesi; İran’ın kendi kabuğuna hapsedilmesi, mümkünse nükleer programıyla yerin dibine gömülmesi; Suriye’nin bir daha Golan’ı ağzına alamayacak duruma sokulması; bütün bunların üzerine bir de Arap ülkesiyle el sıkışıp Abraham Anlaşmaları’nın taçlandırılması...
Her biri kıyamet gününe birer davetiye” tespitlerinde bulunuyor.
ABD SAVAŞA DAHİL OLUR MU?
İsrail’i destekleyen ABD’nin savaşa dahil olup olmayacağına ilişkin Taştekin şu değerlendirmede bulunuyor:
“Bu noktada da ABD devreye giriyor. Başkan Joe Biden, İsrail’in arkasında dururken önceliği üçüncü tarafların Yahudi devletine cephe açmasını önlemeye vermiş gözüküyor. Netanyahu ile ikinci telefon görüşmesinde Gazze’deki rehinelerin durumunu gündeme getirdi. Kayıplar ve rehineler arasında Amerikan vatandaşı Yahudiler de var. İsrail lideri ise ‘Gazze’ye girmeliyiz, bu aşamada pazarlık yapmayacağız. Orta Doğu’da zayıflık gösteremeyiz’ yanıtını veriyor. Dün üçüncü görüşme oldu. Amerikalı kaynaklar bu aşamada İsrail’e kendisini tutmasının telkin edilmediğini söylese de Biden’ın yine rehinelere ve üçüncü tarafların çatışmaya karışması ihtimaline ağırlık verdiği anlaşılıyor.
Diğer taraftan Amerikan Kongresi’nde 7 Ekim ile 11 Eylül arasında kıyaslamalar yapanlar, ölen 900 İsraillinin 20 bin Amerikalıyla eşdeğer olduğunu söyleyenler, ABD’nin 2001’de teröre karşı nasıl uluslararası koalisyon kurduysa şimdi de bunu İsrail için yapması gerektiğini savunanların sesi patlıyor. Amerikalı kayıplar ve rehineler de işi kızıştırıyor.
İsrail’i her koşulda savunmak ile Orta Doğu’da büyük bir savaşın içine çekilmekten kaçınmak arasında sıkışan Biden yönetimi olası senaryolara göre kendi pozisyonunu şekillendirmeye çalışıyor. Yaptığı ilk şey bölgeye uçak gemisini göndermek oldu. Amerikan medyasına sızan bilgilere göre Washington ilgili başkentlere uçak gemisinin çatışmalara karışmak değil caydırıcılık amacı taşıdığı mesajını iletti. Anlaşılacağı üzere mesajın doğrudan adresi İran ve Hizbullah. ABD Genelkurmay Başkanı General Charles Brown pazartesi günü bir grup Batılı gazeteciye niyetlerini şöyle izah etmiş: Güç pozisyonumuz sadece İsrail'i desteklemek için değil, aynı zamanda çatışmada Hamas'ı desteklemeye karar verebilecek diğer oluşumları da caydırmak içindir."
ABD’NİN AMACI SAVAŞIN YAYILMASINI ENGELLEMEK Mİ?
Taştekin, ABD uçak gemisinin bölgeye gitmesine yönelik de değerlendirmelende bulunarak, “NBC News’e konuşan bir yetkili de uçak gemisinin hedefinin İran ve Hizbullah olduğunu vurgulamış. Ve nihayetinde dün Biden uyarıyı bir tık yukarı çekti: Tekrar söylüyorum, herhangi bir ülke, herhangi bir kuruluş, bu durumdan faydalanmayı düşünen herkese tek bir sözüm var: Sakın, sakın" açıklamalırın hatırlatıyor.
Taştekin yazısını şu şekilde özetliyor:
“Özetlersek Gazze’deki intikam savaşının Gazze’de kalması için Amerikan diplomasisi ve askeri aygıtları devrede. Üçüncü cephe ABD’yi istemediği bir zaman diliminde Orta Doğu’da çetrefilli bir sürece çekebilir. Rusya da ABD’nin, Irak işgalinden geri kalmayacak bir savaşa gömülmesini canı gönülden ister.”