Ortadoğu’daki çatışmaların her geçen gün yaygınlaşarak büyümesi üçüncü dünya savaşı yorumlarına yol açarken, Ortadoğu denkleminde ciddi bir ağırlığa sahip olan ABD’nin, Suriye’den çekilebileceğine ilişkin de yorumlar yapılmaya başlandı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan kimi gazeteciler, şuan için ABD’nin gündeminde böylesi bir çekilmenin bulunmadığını belirttiler. ABD kaynakları da çekilmeyi yalanladılar.

AJANS65 TV - Ortadoğu’daki çatışmaların gün geçtikçe büyüyerek derinleşmesi, üçüncü dünya savaşı yorumlarına yol açıyor. Ortadoğu’ya büyük bir yığınak yapan Amerika Birleşik Devletleri’nin(ABD) güçlerini Suriye’den çekip çekmeyeceğine ilişkin de ortaya kimi iddialar atıldı.

ABD kaynakları bu iddiaları net bir şekilde yalanlarken, Ortadoğ’ya ilişkin yaptıkları haber ve yorumlarla dikkatleri üzerlerine çeken kimi gazeteciler de ABD’nin çekilmesi meselesini gündemlerine aldılar.

Sözcü yazarı: Havalimanında iki suya 170 lira verirken ellerim titredi Sözcü yazarı: Havalimanında iki suya 170 lira verirken ellerim titredi

Konuyu sosyal medya hesabından yorumlayan Sezin Önay, “Şimdiye değin böyle bir olasılığın Pentagon ve Savunma Bakanlığı’nın masasında olduğunu ilk ortaya atan Al Monitor (@amberinzaman) ve Foreign Policy (Charles Lister). Politico’nun (Lara Seligman), Savunma Bakanlığı’nda bir kaynağı yalanladı” paylaşımını yaptı.

Paylaşımının devamında Önay, “Henüz sadece plan aşamasında bir konudan bahsediyoruz. ‘Uygulanma’ kararı henüz yok. Bir kez operasyonelleştirilince, 900 askerin çekilmesi çok zor değil. Çekilmenin siyasi altyapısı hazırlanmadan ABD askerleri çekilmez. Bugün Türkiye’de iç siyasette de hararetlenen tartışmalar da, bu konudan tamamen bağımsız olamaz” değerlendirmesini yaptı.

AMBERİN ZAMAN: HERHANGİ BİR KARAR SÖZKONUSU DEĞİL

Haberin kaynaklarından bir tanesi olan Gazeteci Amberin Zaman da yaptığı paylaşımlarda konuya açıklık getirdi. Sosyal medya hesabındaki paylaşımlarda Zaman, “An itibarıyla ABD Savunma Bakanlığından peş peşe yalanlamalar geliyor. Ama ilk benim yazdığım, SDG ile rejim arasında DAİŞ’e karşı ortak mücadele olasılığının dillendirildiği 18 Ocak da yer alan ve aralarında Beyaz Saray Dışişleri CIA ve Savunma bakanlığı temsilcilerinin katıldığı toplantı YALANLANMADI Toplantı rütbe açısından alt düzeyde gerçekleşti” açıklamasını yaptı.

Öncesinden yaptığı habere göndermede bulunan Zaman şu ifadeleri kullandı:

“Yazı da belirttiğim üzere çekilme konusunda herhangi bir karar söz konusu değil. Ne de ABD başkanlık seçimleri öncesinde mümkün görünüyor.Toplantının sonunda konuların daha üst düzeyde tartışılması için karar alındıAncak toplantı haberi sızdıktan sonra konu rafa kalkar mı bilmiyorum. Ancak öncelikle  şurası net: Suriye ordusu DAİŞ’le mücadele edecek gücü yok.”

‘ABD ÇEKİLİRSE DAİŞ PALAZLANIR’

Paylaşımlarına devam eden Amberin Zaman, ABD’nin çekilmesi durumunda DAİŞ’in yeniden palazlanacağını ifade ederek, “Bundan ötürü Rusya TR ve Arap ülkeleri de içine alan bir formül söz konusu olabilir. Ancak TR’nin SDG’ye yönelik husumeti ne olacak? Mesele DAİŞle mücadeleyi çoktan aştı. ABD nin uzun süredir SDG ile TR’nin arasını bulma çabaları başarısızlıkla sonuçlandı ve Ukrayna savaşıyla birlikte hız kaybetti. İşler kabaca  TRyi kendi saflarımızda nasıl tutarıza dönüştü. (İsveç’in NATO üyeliği F-16lar vb…) Akabinde İsrail’de patlak veren savaşla birlikte İranın vekil güçleri aracılığıyla ABD’nin Irak ve Suriye’de bulunan askeri tesislere yönelik saldırıları hız kazandı. ABD karşılık verdikçe bu kez Irak’taki Merkezi hükümetin  ABD’ye (önce göstermelik olduğu düşünülen ancak gittikçe ciddi hal alan) askerini çek baskısı artmaya başladı” değerlendirmesinde bulundu.

ABD SURİYE’DEN ÇEKİLİRSE ORTADOĞU’DAKİ VARLIĞI ZARAR GÖRÜR MÜ?

Zaman tespitlerine şu şekilde devam etti:

“ABD’nin Suriye’deki varlığı Iraktaki varlığına göbekten bağlı. ABD, Irak’tan çekilirse Suriye’de kalması  neredeyse imkansız hale gelir. Ne var ki DAİŞ Irak’ı da tehdit ediyor ve en son Kirmanşahta görüldüğü üzere İranı da. Kuzeydoğu Suriye’de kamplar bulunan 10 bini aşkın ve her an kaçmaya hazır yabancı DAİŞ savaşçısı da işin cabası. Öte yandan TR’nin PKK’ye misilleme olarak Kuzeydoğu Suriye’de sivil alt yapıya yönelik saldırıları işleri daha da zorluyor. İnsani yardım kuruluşlarının aktardığına göre enerji tesislerine (elektrik santralleri, tüp gaz üretimi vs) verilen hasar bölgede ciddi su sıkıntısı yaratmış vaziyette. Bu kampları da etkiliyor. Su sıkıntısı baş gösterdiğinde zaten zor zaptedilen DAİŞliler daha da saldırganlaşıyor. Hatta ancak 2 haftalık su stoğu kaldığı iddia ediliyor. TR’nin ABD’ye SDG ile ilişkisini sonlandırma dayatmaları yeni değil.

‘ABD SALDIRILARA SESSİZ KALDIKÇA TEPKİLER ARTIYOR’

Günlük hayatı bunaltıcı hale getiren ve sivillerin de yaşamlarını yitirdikleri saldırılar bu baskının bir parçası. ABD tepkisiz kaldıkça yerel halk ABD’ye karşı bilenmeye başladı. En son Kasım ayında Rojavadaydım bizzat tanık oldum. Tüm bu olup biten karşısında mevcut statükonun muhafaza edilmesi gittikçe güçleşiyor. Haliyle ABD’nin yeniden durum değerlendirmesinde bulunması (saçma formüller öne sürerek de olsa) şaşırtıcı değil. Beri yandan Arap ülkeleri ve Şam arasında düşe kalka da olsa ilerleyen ve özünde Suriye’de İran’ın askeri varlığını hedef alan işbirliği çabaları sürüyor.

@AlMajallaEN’da yer alan bir iddiaya göre yakın zamanda önemli bir Arap lideri Şam’a resmî ziyarette bulunacak. Başta belirttiğim gibi: Arapları Rusları TR Yi ve rejimi farklı şekillerde içine alan ve ABD güçlerinin Erbil üzerinden yönettiği DAİŞ’e karşı mücadele formülü  (hayali de denebilir) öne sürülenler arasında. Ancak DAİŞ’e karşı en başarılı mücadeleyi veren SDG ve Suriye Kürtlerin geleceği ne olacak? İş dönüp dolaşıp Kürt sorununun çözümsüzlüğü noktasında düğümleniyor…

Son olarak tekrar ediyorum. Suriye’den çekilme kararı yok. Pentagon yetkilileri bunu net şekilde tekrarlıyor. Ama unutmayalım 2019’dan itibaren ABD çekilmeye başladı zaten. Kendi kurduğu üsleri kendi patlatarak. Trump yeniden seçilirse nelerin olacağını hiç birimiz öngöremeyiz. Dünya temennilerin üzerinde dönmüyor.”(HABER MERKEZİ)

Editör: İdris YILMAZ