Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) Diyarbakır Temsilciliği yayımladığı bülten ile nisan ayı hak ihlalleri raporunu açıkladı. Açıklanan rapora göre 1-30 nisan 2024 tarihleri arasında 182 hak ihlalinin yaşandığına dikkat çekilerek, “Biz de özgür değiliz” ifadelerine yer verildi.
AJANS65 TV - TGS Diyarbakır Temsilciliği Nisan ayı hak ihlalleri raporunu açıkladı. Açıklanan raporda, 1-30 Nisan 2024 tarihleri arasında 182 hak ihlalinin yaşandığına dikkat çekildi.
“Tutuklu gazeteciler özgür olmadıkça, biz de özgür değiliz!” ifadelerine yer verilen raporda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin genel değerlendirmelerde bulunuldu. Yapılan değerlendirmede, “Bugün 3 Mayıs... Gazeteciler ve gazetecilik için son derece önemli bir gün. Bildiğiniz gibi 3 Mayıs, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1993 yılında aldığı karar ile tüm dünyada Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor. Peki biz bu günü layıkıyla kutlayabiliyor muyuz? Cevabı elbette ki hayır” tespitine yer verildi.
‘MESLEKTAŞLARIMIZ ADLİYE KORİDORLARINDA MESAİ HARCIYOR, GÖZALTINA ALINIYOR, TUTUKLANIYOR’
TGS Diyarbakır Temsilciliği raporun genel değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
“Çünkü Türkiye’de mesleğimiz giderek kötüleşen bir koma halinde. Hemen her gün meslektaşlarımız adliye koridorlarında mesai harcıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor veya darp ediliyor. Nisan ayı da saydığımız olumsuzluklar açısından meslektaşlarımız için son derece ağır bir tablo ortaya koydu. Zira AKP/MHP koalisyonunun seçim yenilgisi, meslektaşlarımıza yönelik bir saldırı furyasının da başlangıcı oldu. Bu saldırı öylesine şiddet içeriyordu ki meslektaşlarımızın üzerine plastik mermiler atıldı, tazyikli su sıkıldı, darp edilenler oldu. Kimi meslektaşlarımız ise güvenlik güçlerinin şiddetinden cesaret alan karanlık eller tarafından ölümle tehdit edildi.
‘BASKILARDAN EN ÇOK MUHALİFLER VE KÜRT BASINI ALDI’
Geçen ay içerisinde mesleğe yönelik baskılardan nasibini en çok alanlar hiç kuşkusuz muhalifler ve Kürt basın kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımız oldu. Sınır aşan operasyonlarla Avrupa’daki Kürt medya kuruluşlarının stüdyoları basıldı, ekiplanları kullanılamaz hale getirildi. Operasyonların zamanlaması da son derece dikkat çekici oldu. Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ve Irak Kürdistanı’na yaptığı ziyaretin hemen akabinde Avrupa’daki televizyon baskınlarının yapılması ve ülke içinde de Kürt basın kuruluşlarında görev yapan gazeteci ve çalışanların topluca gözaltına alınmaları ve bazılarının da tutuklanmaları, daha büyük bir baskı ikliminin başlangıcı olarak değerlendirildi. Umarız bu endişemizde haklı çıkmayız.
‘DEMOKRASİDE TAHAMMÜL ETME ZORUNLULUĞU VARDIR’
Demokrasi en basit yorumlardan birine göre tahammül rejimidir. Herkesin en aykırı düşünceye ve bu düşüncelerin ifade edilmesine katılması şartı demokrasilerde yoktur. Ancak tahammül etme zorunluluğu vardır. Basın ise bireylerin ve toplumun her alanda ihtiyaç duyduğu haber alma, araştırma, bilgi verme, eleştirme görevini yerine getiren benzersiz işleve sahip olan temel argümanlarının başında gelir. Dolayısıyla Türkiye eğer her fırsatta yöneticilerin dile getirdiği gibi; demokratik bir hukuk devleti ise önce basın üzerindeki baskılara son verilmesi gerekir.
‘HALK İHLALİ ÇERÇEVESİNDE GENİŞLEME VAR’
Yerel seçim yenilgisinin ardından toplumda, AKP/MHP koalisyonunun baskı politikalarına son verebileceği yolunda bir beklenti ve umut oluşmuş ise de son bir ay içerisinde basına yönelik hak ihlalleri ve basına yönelim konusundaki baskıcı sistematikteki aynılık, bu umut ve beklentilerin boşa çıktığının bariz bir göstergesi olmuştur. Zira geçen ay Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliğinin ilgi ve sorumluluk alanına giren hak ihlallerinin sayısı 182’yi bulmuştur. Hak ihlallerinin niteliğinde de çerçevenin genişlediği ortaya çıkmıştır.
Bu karanlık tablokarşısında, gazetecilerin Türkiye’deki en güçlü kuruluşu Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde gazetecilerin özgürce yazabildikleri, sansüre, baskıya maruz kalmadıkları, haklarını alabildikleri günleri getirene kadar, bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz konusundaki kararlılığımızı da tüm kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz. Ve haykırıyoruz: Tutuklu gazeteciler özgür olmadıkça, biz de özgür değiliz!”
Hak ihlallerine kümülatif bakış:
Tutuklu (TGS Nisan sonu Türkiye geneli): 16
Gözaltına alınan: 11
Tutuklanan: 3
Adliyeye sevk edilen, tutuklanması talep edilen: 6
Darpa maruz: 18
Yaralanan: 3
Ölüm tehdidi: 1
Malzemesine el koyma, silme, tahrip: 3
Hakaret: 1
Kötü muamele: 1
Yargılanan: 84
Hapis cezası alan: 1
Toplam hapis süresi: 1 yıl
Para cezası alan: 1
Toplam para cezası: 17.000 TL
Beraat: 4
Soruşturma açılan: 2
İfadeye çağrılan: 2
Cezaevinden tahliye: 2
Cezaevinden tahliyesi engellenen: 1
Yeni alınan Adli Kontrol Kararı: 3
Adli Kontrol Kararının kaldırılması kabul: 10
Dosyası tefrik edilen: 1
Dosyaları birleştirilen: 2
Erişim engeli: 3
Etkinliğe katılması engellenen: 1
Toplam: 182 hak ihlali
RAPORUN TAMAMINI OKUMAK İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKİ TIKLAYINIZ