14 Mayıs seçimlerinin ülke açısından bir dönüm noktası olduğu konusunda iktidarı ve muhalefeti dahil her kes hem fikir! İktidar, “böylesine beceriksiz bir muhalefetten kurtulacağız inşallah” derken, muhalefette, “ülkeyi uçuruma yuvarlayan, her kesi yoksulluğa mahkum eden, yolsuzluk, hırsızlık yapan bu iktidardan kurtulacağız inşallah” diyor.
MUHİTTİN BOTAN / KÖŞE YAZISI
AJANS65 TV - 14 Mayıs’ta halkın ikisinden birinden kurtulacağına kesin gözü ile bakılırken, genel anlamda halkın seçimlerden umutlu olduğu izlenimi hakım.
Ancak mesele sadece cumhurbaşkanlığı seçimleri değil, kentimizi 5 yıl boyunca temsil edecek vekillerimizi de seçeceğiz. Bu anlamda cumhurbaşkanlığı seçimi gölgesinde kalsa da aslında parti kulislerinde kıran kırana bir yarış, bir rekabet, “bir adım öne geçeyim” çabaları azımsanacak türden değil.
Bu kapsamda Van’ı ele alacak olursak;
Her zamanki gibi Van, yine AKP ve HDP/Yeşil Sol Parti arasında bir yarışa sahne olacak gibi gözüküyor. AKP’ye 100 kişiye aşkın aday adayı başvurusu yapılırken, geçen yılları bir hayli aratan bir başvuru sürecine tanıklık ediyoruz. Nitekim geçen yıllarda aday adayları başvuru listesi padişah fermanı gibi uzayıp giderdi.
Hele kamu kurumlarından büyük bir gürültü ile istifa edip aday adayı olanları yerel basın manşetlerden indirmezdi. Hal böyleyken, bu yılki aday adaylığı başvuruları bir hayli sönük geçiyor.
Haliyle, yaklaşım ideolojik olmayınca, çıkar ve menfaatler gözlerini yelkenleri dolduracak yeni rüzgarlara dikerler.
HDP’de/Yeşil Sol Parti cephesinde ise her zamanki gibi her kes ketum. Kimi basın yayın kuruluşları kimi listeleri haber konusu yapmış olsalar da bu listelerin fazlaca gerçeği yansıtmadığı gerçekliği var. HDP’de de 100 civarı bir aday adaylığı başvurusunun yapıldığı gelen bilgiler arasında. (Yerele yapılan başvurular açıklandı, genel merkeze yapılan başvurular ise yerel listeye eklenmediğinden tam rakam verilmedi)
CHP de ise geçen seçimlerin alışkanlığı halen de kendisini devam ettirmektedir. Geçen seçimlerin alışkanlığı neydi?
Ne de olsa buralarda oy potansiyelimiz, seçimi kazanma şansımız yok, o halde tribünlerden maçı izlemek en doğrusu! Evin taze gelini misali utangaç ve sessiz! Ama şu unutulmamalı, kaynana yabana atılacak bir kaynana değil, yılların deney, tecrübe ve alışkanlıkları var!
Ülke genelinde, 70 yılın ardından (Ecevit hükümetleri dönemini saymazsak) CHP ilk kez iktidar olmaya çok yakın. Bu anlamda CHP 70 yılın heyecanını yaşıyor. Buna bir de, Cumhuriyetin ve CHP’nin 100. Yılında iktidar olma ihtimali eklendiğinde, inanılmaz heyecan yaratıyor olsa gerek!
Van açısından değerlendirilecek olursa, yerelde bunun zerresi yok! Sanırım CHP yine hesap hatası yaptı! Bu denli kapsamlı bir iktidar yürüyüşüne hazırlanacaksın, ama yerel sana ayak uyduramayacak! Ondan sonra denilecek ki, iktidar bu denli zor durumdayken, halk perişan haldeyken nasıl oluyor da anketlerde CHP iktidar partisinin bu denli gerisinde?
Belki de CHP Van İl Örgütü için tersi geçerlidir! Daha iktidar olmadan, seçimleri bile kazanmadan, iktidar havasına girmiş, “zaten çalışmamıza gerek yok! Ne de olsa halk iktidardan rahatsız, biz tribünden izlemeye devam edelim, gerisi gelmeye mecburdur” düşüncesindedir!
Bilemeyiz tabi ki! Ancak şu var ki, (her ne kadar seçim sonuçları genelde şaşırtıcı olsa da) görünen, AKP ile HDP/YSP’nin 7. ve 8. Vekil için kıyasıya bir yarış içerisine gireceğidir.
CHP ne mi yapar?
Bazen tribünden iyi bir izleyici olmak da sahada oynamak kadar güzel ve zevk verici olabiliyor!
Van’dan yapılan aday adayı başvurularına gelecek olursak;
Vaktiyle HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin için meclis kürsüsünden şöyle bir belirlemede bulunmuştu:
“İçişleri bakanı Sayın İdris Naim Şahin bu ülke gençleri için büyük bir moral kaynağıdır. Herkes şunu söylüyor; İdris Naim Şahin içişleri bakanı olmuşsa, ben her şey olabilirim.”
Abartısız, bizim Van’ın aday adayı listesi de tam da böyledir. Açık söylemek gerekirse, müthiş bir cesaret örneği! Müthiş bir özgüven! Toplum olarak epey bir mesafe katetmiş olacağız ki, hemen herkes kendisini milletvekili olmak için yeterli görüyor! Gurur duymamak elde değil!
Aday adaylığı sadece aday adaylığı değil
Ancak şunu unutmamak gerekiyor! Milletvekilliği aday adaylığı başvurusu, öylesine sıradan bir aday adaylığı başvurusu değil, tabiri caizse sağ gösterip sol vurma sürecidir! Aday adaylarının belki de ezici çoğunluğu, milletvekili olamayacağını biliyor, böylesi bir beklentisi de yok.
O halde mesele ne?
Mesele sonrasına yatırım yapmaktır. Sonrasından kast edilen nedir?
Sonrasından kast edilen, belediye başkanlığı, en kötü ihtimalle meclis üyeliğini garanti etmektir. Kimileri de belediyeler ve diğer kamu kurumlarında bir yerleri garanti altına almak için şimdiden kolları sıvayayım mantığı ile hareket etmektedir.
Malum, bizim milletimiz siyasetin kitabını yazmış, Nizam-ül Mülk’e pabucunu ters giydirmişlerdir!
Saadete gelecek olursak, milletvekili çıkartma potansiyeli olan partilerin, kent sorunlarını ve kent potansiyelini gözeterek, yükü kaldırabilecek, temsil ettiği makamın hakkını verebilecek kişileri belirlemeleri en büyük dileğimizdir.
Siyasetin kişisel, ailesel çıkarların hizmetinden çıkartılması, kentin geneline hizmet edecek niteliğe kavuşturulması gerekmektedir. Aksi durumda hep beraber kaybederiz, kaybediyoruz.
En nihayetinde bu bir yarış, kazananları olabileceği gibi, kaybedenleri de olacaktır. Ancak her ne olursa olsun, kentsel temsiliyetin esas alınması büyük önem taşımaktadır…